ARAF(Tamamlandı)

~9~ Casus

-Artık ne olduğunu söyleyecek misiniz?

Sesimi gereğinden fazla yükseltmiştim ama bu burjuva sınıfı sinirimi fazlasıyla bozmaya başlamıştı.

-Sakin olmalısın Aras.

Diye uyardı beni patronum.Sesinde bariz  bir emir vardı.Fakat o sadece bardaki patronumdu.Burada istediğimi söyleyebilirdim.

-Sakin olacağım bir şey yok Aslan Bey.Tek isteğim gizemli konuşmalarınıza son verip işin ne olduğunu bana açıklamanız.

Sesimin gürlüğüyle restorandaki çoğu kişinin dikkatini çekmiştim.Aferin bana! Fakat çıkışım bence oldukça yerindeydi.Bir embesil değildim fakat gizli sırıtmalar ve casus tarzı anlamsız konuşmalardan ne yapacağımı anlayamamıştım.

-Sabırlı da olmalısın Aras.Sadece dinle.Daha sonra istediğin kadar konuşabilirsin.Garson?

Benden daha iyi görünen garson geldiğinde Aslan 'Bey' bana döndü.

-Ne içersin?

Trip atma isteğimi susturup kola diye yanıtladım.Burjuva sınıfının" şaka mısın sen" bakışlarını önemsemedim bile.Bu iş teklifi her neyse değerlendirebilmem için ayık olmam gerekiyordu.Ki alkolun bir damlası bile beni sarhoş etmeye yeterdi.

-Pekala içeceğin gelene kadar sana açıklayalım.

Aslan, önündeki bir dosyayı bana doğru itti.

-Bu dosya da mali olarak alacağın değerle birlikte birkaç sorun adına senin haklarını güvenceye aldığımızı gösteren belgeler var istersen bir avukata gösterebilirsin.

İçimden waow dedim.Bu ne resmiyet yüklü bir cümleydi! Derin bir nefes alıp aklımdaki resmiyet sözlüğüme kısa bir bakış attım.

Aslan ne demişti?

1.Mali olarak alacağım değer:Para demekti.Bu tamam√

2.Benim haklarımı güvenceye alan belgeler:Sigorta bir diğer değimle can simidim demekti.Bu da tamam√

3. İstersem bir avukata da gösterebilirim: Tam garanti demekti.Bu da tamam√

Kısacası bu iş her neyse on numara beş yıldız bir işti!

"on numara beş yıldız deyiminden nefret ederim ya!"

Dosyayı alıp çok anlıyormuş gibi okumaya başladım.Okumaya başlar başlamaz daha bir ton daha resmi sözcük beynime akın etti ve dosyayı okumayı bırakıp okuyormuş gibi yaptım.Bu sırada sözü Aslan dan küt saç kesimli kadın almıştı.

-Bak Aras, senden tek istediğimiz bize kanal olman. Yani bilgiyi bize ulaştırman.Çalışacağın yer hakkında bize bilgi vermeni istiyoruz.Eksiksiz ve sürekli bir bilgi akışını sağlıyacaksın.En az bir ay boyunca.

Dosyayı masaya geri bırakırken kaşlarımı kaldırdım.

-Bir nevi casus muyum yani?Ayrıca çalışacağım yer neresi ki?

Bu sorumu yanıtlayan Aslandı.

-Bizi şu anki mevkilerimizden edebilecek birine ait gizemli bir mekan.Gizli müşteriler ve gizli işlerle dolu.Senin işe kabul edileceğini bildiğim için seçtim.Çünkü Sahra da en az benim kadar seçicidir elaman alımında.

Beyin kıvrımlarım çözülemez bir şekilde düğümlenmek üzereydi. Tan olarak ne yapacaktım?

Kolam geldiğinde kısa bir sessizlik oldu herkes pür dikkat bana bakıyordu. Küt saçlı kadın aldı sözü.

-Kısacası bizim küçük haber kaynağımız olacaksın.Mekanda ki farklılıkları  müşteriye yapılan hizmeti hatta iç dekorasyonu bile bize aktaracaksın.Sonra da işten ayrılacaksın.Bunun için bir bardak kırman yeterli olacak.Tabi ayrılır ayrılmaz yaptıklarının karşılığını da alacaksın.Anlaştık mı?

Kadın tek kaşını kaldırdığında yutkundum.Bir iş teklifi bekliyordum ama bir anda kendimi James Bond filmlerinde bulmuştum.Casuslar, entrikalar ve birbiriyle yarışan süper zengin züppeler.

-Ee ne diyorsun Aras?

Aslanın sesiyle kendime geldim.

-Ya beni işe almazsa? Ya da zamanından önce kovulursam işten?

Aslan bilmiş bilmiş gülümsüyordu.

-Öyle bir şey olmayacak.Bunu biliyorum.Hem yalnız olmayacaksın ki.

Kaşlarım hayretten biraz daha kalktı.

-Yanımda bir casus daha mı olacak?

Aslan güldü.Sesi bir opera sanatçısı gibi kusursuzdu.

-Casus değil de bir gözlemci diyelim.Güneş sana orada eşlik edecek.

Ah işte bir bu eksikti!Güneşten ayrı kalsam olmaz mıydı?

-Pekala...

Tekrar durdum ve derin bir nefes aldım.Dosyada gördüğüm rakamın sıfırlarını saymamıştım ama baya sıfır vardı.

Bu para hayatımı etkileyebilirdi.Bir üniversiteye gidebilirdim.Her gün geceden sabaha kadar çalışmama gerek kalmazdı.

Bu iş benim kurtuluş yolumdu.

-Kabul ediyorum.Dedim emin bir sesle.Aslanın gözlerine cesurca baktığımda bana inanan mavi gözlerle karşılaştım ve bir anda buzdan bir duvara çarpmışım gibi irkildim.Gözleri gerçekten de büyük bir inanç ve hayranlıkla doluydu.

Tabi Aslan Akel nasıl bana hayran olurdu bunu da anlayamıyordum.

-Bu kararın için seni tebrik ederim Aras.

Dedi Aslan.Elini bana doğru uzattığında hafifçe sıktım.Diğer burjuvalarla da tek tek el sıkıştıktan sonra buradaki işim bitmişti.

Restaurantdan çıkarken Güneş'in hala beklediğini gördüm ve şaşırarak arabanın yanına gittim.

-Sen niye hala burdasın?

Güneş siyah spor arabaya yaslanıp gözlerini yukarıya çevirdi.

-Bir kere de soru sormasan dişimi kırcam.Aslan Bey'in isteğiydi oldu mu?

Püfledim.Güneş beni sinir ediyordu ki onla 1 saat çalıştığımda bana daral geliyordu.Şimdi 1 ay boyunca onunla birlikte casusculuk oynamalıydım.

-Benle casus olacaksın haberin var değil mi?

Arabaya binip kemerleri taktığımızda kahkaha attı.

-Çocuktan al haberi!Bak bunu ilk kez duyuyorum. Dedi neşeli bir sesle.

Çocuk!! Bana çocuk demişti ya bildiğin!

-Kapa çeneni Sürmeli! Bak öğrenmiş oldun senle Sahra diye birinin mekanında birlikte çalışcaz.Ve bazı bilgileri taşıyıcaz.

Güneş bir anlığını şaşkınca bana baksa da bir süre sonra yine aynı umursamaz tavrına geri döndü.Nedenini sorduğumdaysa aldığım cevap gayet basitti.

-Para varsa ben de varım.

Sanırım bu Sürmeliyle ortak noktam paraya olan düşkünlüğümdü.

Ama sırf zevk için istemiyordum bunu.Mecburdum.

-O zaman yeni işimiz hayırlı olsun!

Dedim gürültü dolu motor sesini bastırarak.

Güneş gülümsedi dişlerini göstererek.

-Hayırlı olsun velet!Umarım yüzüne gözüne bulaştırmazsın.

Ah gıcıklar efendisi Güneş!

Ağzıma gelen kurguları düşünedururken kırılan direksiyon ve sert bir lastik sesiyle sarsıldım.Wtf!Ne oluyordu!

Bir direğe çarptığımızda ileri geri savruldum.Bir anda her şey duman karasına boğulmuştu.Cehenneme direk giriş biletini kazanmış olmalıydık.

Sonunda yb arkadaşlar:)Vote ve yorunları bekliyoruum.Seviyom sizi:*