~28~Sorunlar

4K 211 20
                                    

Kısa bir süreliğine hayatımı "zindan" eden,beni bunalımlara sokup sokup çıkaran,ağlatan ve sonunda yine yanıma gelip benle sevişen adama baktım.Güneş...

Çarpık ilişkimizin sonucunu tatlıya bağlama kararımızı almamız üzerinden bir gün geçiyordu.Bu sırada Güneş'in telafi için yaptıklarını görmek cidden bir ömre bedeldi.Öncelikle bana yapıştırdığı 'velet' etiketini kaldırmıştı ve genelde bana sevgilim veya kısaca Aras diyordu.Tamam çok yaratıcı değildi ama veletten iyiydi ve bu kadarı bile başarabilmesi Güneş gibi katıksız bir odun için fazlaydı.

Şimdi de bir "telafi hediyesi" hazırlıyordu bana.Bir pasta! Hem de neyli pasta?!!

Tahmin etmişsinizdir heralde.Tabi ki de çikolatalı!!

Farklı Tadlar'ın bir mutfağı olduğunu bile bilmiyordum.Fakat varmış! Ayrıca Yankı sayesinde gerekli malzemeleri de edinmiştik, ben de bu yüzden una bulanan şu yakışıklı şapşalın pastayla cebelleşmesini izliyordum, şu an.

Güneş,gerek olmadığını söylememe rağmen ısrar etmişti bu konuda.Gerçi ben resmen naz yapmıştım.Güneş, katıksız odun, Sürmeli Salak, çikolatalı pasta yapacaktı, hemde benim için ve ben istemeyecektim?Aptalca olurdu.

-Bu işi bildiğinden emin misin?

Tek kaşımı kaldırarak sorduğum soruya kaşlarını çatıp cevap verdi.Bir yandan da bir kasede malzemeleri karıştırmakla meşguldü.

-Elbette biliyorum, bir aralar pastanede çalışmıştım.

Çırpıcıyı kasenin kenarına vurdu ve üstündeki akışkan malzemenin kaseye süzülmesini sağladı.Kesinlikle pastanede garson olarak çalışmıştı.

-Garson olarak çalıştın değil mi?

Güldüm, o ise başını sağa sola salladı.

-Yine de çalıştım değil mi?Birkaç şey kapmıştım.

Malzemeleri kek kalıbına dökerken yumurta kabuklarını görebiliyordum.Tamam ben de pek iyi bir aşçı sayılmazdım ama yumurta kırabilirdim.

-Bir yumurta bile kıramıyorsun, kapmışmış(!)

Kıkırdadığım zaman bana öfkeyle baktı.

-Sen kaşınıyorsun bence!

Omuzlarımı dikleştirip inadına

-Kaşı o zaman!

Dedim.Ardından gıcıkça gülümsediğimde

-Al o zaman!

Dedi ve suratıma bir avuç un fırlattı.Shit!

-Öküzsün, Güneş!

Diye bağırdığımda ben de elime bir avuç un geçirip suratına fırlattım, şimdi tüm suratı bembeyazdı.

-Sende bücür bir veletsin, sevgilim.

İkinci saldırı daha büyüktü.Oha bildiğin yumurta atmıştı.Kaçmaya çalışmış ama başaramamıştım.Kafamda parçalanan yumurtanın akı gözlerime akarken tiksintiyle onu gözümden temizledim.Bu fazlaydı!

-Aaa!

Diye bir savaş nidasıyla üstüne atılıp kek kalıbını aldım ve kafasına geçirdim.Yuppi!İçim öyle bir rahatlamıştı ki!

-Al sana Sürmeli!

Kafasındaki kase ve üzerine damlayan yapışkan karışımla dikildi bir süre.Sonra gülmeye başladı.Kaseyi çıkardığında tüm suratı kek hamuruydu.

-Bu senin suratına yapışan pastadan bin kat daha iyiydi.

Diliyle hamuru yalayıp gülümsediğinde ona ilerledim.Omuzlarına elimi yerleştirdim.

ARAF(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin