-Es ve gürle...Es ve gürle...
Diye fısıldadım kendi kendime.Pembe kapının arkasında yarı çıplak ve tenim hafif yağlanmış bir şekilde dikiliyordum.Saçlarımı endişeden kırış kırış yapmış, dudaklarımı ısırmaktan defalarca kanatmıştım.Gözlerim de gölge gibi görünen sürmelerimle aynada kendime baktığımda bir an Güneş'i hatırlamıştım fakat bu beni daha seksi gösteriyordu ve Sahra özellikle sürme sürmemi istemişti. Benim düşüncelerimin önemi yoktu önemli olan seyircilerdi.
Ve ding sesi duyuldu.Kapı açılırken kenara çekildim, çıkan çıplak sarışın adam - lakabı Koca Dickti- bana gülümsediğinde oralı bile olmadım.Sadece daha derin bir nefes aldım ve yüzüme seksi gülümsememi takındım.
Kapıdan çıktığımda beklemediğim bir alkış tufanıyla karşılaştım.Ve iltifatlarla...Bel altı iltifatlar ve pek çok sessiz teklifte bulunan edepsiz gülümsemeler...
Erotik ve ağır ritimli şarkı başladığında bu sefer ne yapacağımı biliyordum.Bugün Güneş'in önderliğine ihtiyacım yoktu ben özgürdüm!
Kısa kot şortumun yırtıklarından görünen esmer kalçalarımı sallayarak başladım önce.Ritmi kalçamda hissediyor her bir hareketimle kıvrılan etimle adeta şarkıyla bir oluyordum.Striptiz bu demekti.Müzikle seks!
Kollarımı belimin kıvrımlarında gezdirip , boynumu iştah açıcı açılarla büküyor, dudağımı öpülesi bir şişkinliğe getirerek dilimi üzerinde gezdiriyordum.Gözlerim orgazm eşiğindeki biri gibi yarı kısıktı ve sürmelerimle birlikte adeta bir cazibe tanrısına dönüşmüştüm.Kendimi beğenmeliydim öncelikle değil mi?Yoksa seyirci beni neden beğensin ki?
Erotik müziğe kendimi tamamen kaptırmış sallanmaya, kıvrılmaya tenimde cızırdayan ateşi harlamaya devam etmiştim.Tahrik olmuştum.Ve artık yavaşça soyunma vakti gelmişti.
Önce omuzlarımdan kayan ve kalçalarımda sallanan fileli tişörtü yavaş hareketlerle başımdan çıkarmış bir kaç kez başımda çevirdikten sonra tezahüratlar yağdıran seyirci grubuna karanlığa fırlatmıştım.Çıplak göğsüm neon ışıklarla terden ve üzerime sürülen afrodizyaklı yağdan parlıyordu.Ellerimi adeta bedenimi okşayarak aşağı indirdiğimde sıra erkekliğimin patlayacak kadar şiştiği kot şortuma gelmişti.İlk düğmesini açtığımda sanki çıkan düğmeyle rahatlıyorlar mış gibi sesler çıkaran kalabalığa inat onları bir müddet beklettim.Sabırsızlanıyorlardı.Dudağımı seksi bir şekilde ısırıp baştan çıkarıcı bir inleme bahşettim onlara.Daha da heveslendiler.Gürlüyorlardı.
-Çıkar!Çıkar!Çıkar!
Esiyor ve gürlüyordum!Ben güçlüydüm.İkinci ve son düğmeyi açtığımda siyah dar boxerım gözler önündeydi.Şortun bacaklarımdan kayıp gitmesine izin verdim.Bu özgürlük hissi ve kendime gelen efsanevi özgüvenle ellerimi boxerımın lastiğine yerleştirdim.Tamamen çıplak olma vaktim gelmişti.
Utançtan eser kalmamıştı.Kendimi yeniden doğmuş gibi hissediyordum.Güneş'in beni terk etmesi beni yıkmıştı belki ama her yıkıntı molozlardan temizlenip üstüne yeniden bir ev inşa edilebilirdi değil mi?
Gözlerimi kapadım.Parmaklarımla lastiği aşağı çekiştirdiğimdeyse parmaklar bana engel oldu.Ardından kulağımda bir fısıltı konuştu.
-Bundan utandığını sanıyordum?
Gözlerimi açtığımda yanımda Güneş'i gördüm.Hayatımdan tamamen çıkmış olması gereken bu insan niye buradaydı?!Yanımda ve yarı çıplak bir şekilde elleri ellerimde ve yüzü neredeyse yüzümün içinde...
-Çek ellerini!Diye tısladım.Sürmeli koyu gözlerini yüzümde dolaştırdıktan sonra bana gülümsedi!Küstah piç!
-Sadece oyna.Dedi bana.Dudaklarıma yapıştığında içimden kocaman bir -dıııt- içeren küfürler geçirmiş ellerimi yumruk yapıp göğsüne yapıştırmıştım.Fakat kolları çok güçlüydü ve ondan kurtulmama imkan vermiyordu.
Nefesim kesildiğinde beni bıraktı ve bu durumdan hoşnut olan seyirciye dönüp seksi bir şekilde gülümsedi.Ardından ding sesi duyuldu.Işıklar kapanırken boxerımı çıkaramadığım için -aaa-layan kalabalığın gürültüsüyle ve ışıkların çekilmesinin verdiği güvenle omuzlarından ittim onu.Geriledi ama pek etkilenmişe benzemiyordu.
-Hani hayatımdan çıkmıştın?Benle oynamaya hakkın yok!Hele bir anda ortaya çıkıp beni öpmeye hiç hakkın yok!İğrençsin!Senden nefret ediyorum!
Susarak dikilmeye devam etti.O sırada pembe kapı açılmıştı.Doruk aceleyle sahneden ayrılmamızı işaret edip duruyordu.
Güneş'in cevap vermeyeceğini anlayınca hışımla kapıya yöneldim.
Doruğa istemeden omuz atınca arkamı dönüp aceleyle özür diledim ve odama koşturdum.Kapımı kapayıp arkasında yere oturduktan sonra yüzümü ellerime dayadım.Kapımın önüne gelen hızlı adımları duyduğumda ağlamama ramak vardı.Ne sulugöz olmuştum!Bu çocuk yapmı değiştiriyor dengemi alt üst ediyordu.O, kasırgamdı.Benim içimdeki fırtınalara bir yenisini de o ekliyordu ve içimde en ufak bir güneş pırıltısı belirdiğinde onu yok ediyordu.İsmine inat hayatıma bir 'güneş' gibi doğması gerekirken daha beter bir hale getiriyordu.
-Aras, kapıyı aç konuşalım.Kapıyı tıklattı onlarca kez.Ve hepsinde de aynı şeyi söyledi.Sonunda açmayacağımı anlamış olmalıydı ki kapıya sert bir yumruk geçirdi.
-Buna mecburdum velet!Sahra ikimizin de gösteri de olmasını istedi.Aksi halde birimize zarar verecekti!
Yüzüme bastırdığım ellerimi çektim.Kahretsin!Bunu hiç düşünmemiştim.Yine de...Bu yaptığı hiç bir şeyi değiştirmeyecekti.
-Fakat hayatımdan çıkacaktın, çıkmalısın da...
Sesim pütürlüydü.Boğazım acıyordu.
Uzun bir sessizlik oldu ama oradaydı biliyordum.Nefesini duyabiliyordum.
-Deneyeceğim.Dedi en sonunda.Hafifleşen adım seslerini dinledim bir müddet.Denemek mi?Direkt yapmalıydı!
Oturduğum yerden kalkıp saçlarımı karıştırdım yeniden sıkıntıyla.Beynimdeki karmaşa berbattı.Beni tüketiyordu.Beni ve içimdeki duyguları...
İçimdeki kasırgaya sövdüm yeniden.Hayatıma soktuğum bu kasırgaya sövdüm.Babama sövdüm ve kendimi kabullenmiş olsam da kadere sövdüm.Hayatın acımasızlığına da sövdüm.Kendime acıdığım için de.
Beynimden geçen bin bir küfürle soğuk yatağıma girdim.Yorganı burnuma kadar çekip ağlamaya başladım.Ağladığım için de sövdüm...
Yb!!Hepinize keyifli okumalar.Hikaye sanki biraz karamsarlaştı gibi.Ama bakalım umarım beğenirsiniz.Bu arada yeni karekterler bizleri bekliyor bunun da haberini veriyim:)Vote ve yorumları bekliyorummm:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAF(Tamamlandı)
Novela JuvenilTerkedilmişlik, hayatta kalmak için ödenen bedeller ve bolca mizahla başlayan bir aşk... Fark edilmemesi imkansız, aralarında yaşlar ve sosyal sınıflar olmasına rağmen, tensel bir çekim... Entrikalar, şehvet ve aşk oyunları. Araf'takilerin hikayesi...