Sonuna kadar okuyun lütfen:)
Pazardaki çürük meyve alışverişimi bitirmiş bitkin adımlarla şehrin en işlek caddesi olan Beyaz Cadde'ye gelmiştim.Burada faslasıyla kafe bar ve restaurant vardı.
İş imkanı açısından gelişmiş bir yerdi ve şansımı denemeliydim.Poşetler kollarımı ağrıtırken yürümek acı vericiydi.Ah keşke pazar alışverişini daha sonraya bıraksaydım.
Orama burama elleyen insan kalabalığını yararak ilerledim ve caddenin en işlek kafesine daldım.Cama yapıştırılan 'Bizimle calışmak ister misiniz?' Şeklindeki aptal soruya gıcık olsam da girmek ve şansımı denemek zorundaydım.Bunun kadar aptalca bir soru olamazdı.
Bizimle çalışmak ister misiniz miş! Dalga geçer gibi!
İçeri girmemle çıkmam bir olmuştu, zaten.
Tabi en baştan anlamalıydım beni kabul etmeyeceklerini. Züppe kıçı yalamakta istemezdim zaten!
Ben kendimi kandırmaya devam ederken bu şekilde tam on kafe ve beş restaurant gezmiş hala bir iş bulamamıştım.En son gittiğim restauranttaki adam beni şöyle süzmüş ve pis pis sırıtmıştı.
'Şansını başka bir alanda arayabilirsin evlat'
Demişti ve bende adama yumruğu geçirmiştim.
Biliyorum biliyorum bazen kesinlikle 'sert erkek' oluyorum.Allahtan adam polis falan çağırmamıştı.
Yine de şu an adamın teklifini düşünmüyor değildim.Her şekilde kesinlikle daha çok para kazanırdım.'Of beynim eridi harbiden!'
Caddenin sonuna ve en kötü kısmına gelmiştim.İkinci sınıf barlar gazino ve meyhaneler bulunan bu yerde çalışmak istediğimden emin değildim ama daha fazla para varsa bende vardım.
Bu yüzden karşıma çıkan ilk bara yöneldim.
Simsiyah boyanmış korkutucu bir yerdi. Kapısında duran izbandut gibi kel herifler de siyah giyindiklerinden neredeyse fark edilmiyorlardı.
İşin tuhaf yanı sadece bu da değildi.Barın ismi Siyah'tı. Gerçekten mi(!)
Ne kadar da yaratıcısızdı.
Fazla eleştirilerimi kendime saklamaya karar verip kapıya yöneldim.
Tabi ki elimi kolumu sallayarak girememiştim.
Adamlar önüme dikilince burnumdaki gözlüğü hafifçe yukarı ittim ve tatlı olduğunu düşündüğüm bir şekilde gülümsedim.Ne var? Filmlerde bunu hep güzel kızlar yapar tamam da korumalar gay çıkamaz mı? Pekala da böyle bir ihtimal var!
-İş için gelmiştim.Bir barmene veya garsona ihtiyacınız var mı?
Dolgun ve biçimli dudaklarımı hafifçe sarkıttım.Adamlar pek acıyacak tiplere benzemiyordu ama her şeyi denemek lazımdı.
-Lütfen içeri girmeme izin verin bu işe ihtiyacım var.
Elimdeki çürük ve ezik meyve sebzeyle dolu poşeti gösterdim. Kolumu ağrıtmak dışında da bir şeylere yarayabilirlerdi.
Ve köpek bakışları gelir! Belki oyunculuk da düşünmeliydim.Adamlar beni baştan aşağı süzdükten sonra kahkahalarla gülmeye başladılar.Ben tam da neye güldüklerini soracakken ikisi de kenara çekildi.
Aynı anda şöyle demişlerdi:
-İçerde dikkatki ol ufaklık!
Hah, ufaklıkmış. 'Sizinkilerin ufak oldugundan eminim steroit beyinliler!'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAF(Tamamlandı)
Teen FictionTerkedilmişlik, hayatta kalmak için ödenen bedeller ve bolca mizahla başlayan bir aşk... Fark edilmemesi imkansız, aralarında yaşlar ve sosyal sınıflar olmasına rağmen, tensel bir çekim... Entrikalar, şehvet ve aşk oyunları. Araf'takilerin hikayesi...