Annem yüzümdeki pasta kremasını dehşetle temizlerken bir yandan da söyleniyordu.
-Bu ne hal Aras ya? Çocuk musun sen?
Ağzımda dudaklarımı yok etmeye çalışan peçeteye inat boğulurcasına konuştum.
-Benim bir suçum yok ki hepsini Selin yaptı.Melek görünümlü şeytan o.
Annem gözlerini devirdi.Oha!Annem bile bu hareketi yapabiliyordu ama ben yapamıyordum.Lanet!
-Selini suçlama şimdi de azcık sabırlı olup çatalla yesen olmuyordu sanki(!)
Annemle tartışmanın bir sonuca varmayacağını görünce susmayı tercih ettim ve annemin beni temizlemesine izin verdim.Bu sırada köşedeki bir sandalyaye oturmuş kısık gözlerle bizi izleyen Güneşi umursamamaya çalıştım.Sağlıklı görünüyordu fakat bir eli sargıdaydı, bunu yeni görmüştüm.Annem işini bitirip çıktığında pat diye atıldım.
-Bileğine ne oldu?İyi misin?
Kendimi bir an dedektif Selin gibi hissetsemde soran bakışlarımı koyu gözlere dikmeye devam ettim.
-Sadece burkuldu, bir şeyim yok.Dedi Güneş ardından sırıtarak yanıma geldi.Sağ elinde tabanca misali döndürdüğü cep telefonu vardı.
-Vee, artık avucumdasın velet, bu rezil fotoğraflarının sosyal medyada yayılmasını istemiyorsan istediğim her şeyi yapacaksın.Her şeyi...
Ellerini şeytani bir şekilde birbirine sürtmeye başlamıştı ki omuz silktim.Evet, doğru, omuz silktim ve bunu başardım!
-Mal mısın?Nereye yayarsan yay sadece pasta suratlı bir çocuk görünüyor.
Dil çıkarttım.Fakat Güneş dilimi yakaladığında şaşkınlıkla kaşlarımı çattım.
Tek kaşını kaldırdı.
-Sana kimse dil çıkartmanın ayıp olduğunu öğretmemiş anlaşılan, velet.Dedi Güneş.Ardından beni dilimden çekti ve yüzünü yüzüme yaklaştırdı.Eli salya içindeydi ama umursamıyordu sanırım.
-Ve oldukça çekici.
Dedi ardından, şaşkın bakışlarımla kendi küçük dilini de çıkardı ve dilimi boydan boya yaladı!
Garip ama teknik olarak öpüşmüş olmalıydık.
Dilimi bıraktığında nabzım hızlanmış nefesim sıklaşmıştı.Yüzümde yanıyordu.Uyuşan dilimle hafif peltekçe sordum.
-Bu da neydi sşimdi?
Güneş göz kırpıp munzırca cevap verdi.
-Pastanın tadına baktım, o kadar.
Ardından odanın kapısı açıldı.Gelen donuk bakışlı annemdi.Yüzü kireç gibi bembeyazdı.Tedirgin gözlerle önce bana sonra Güneşe baktı ve sonra şu sözleri söyledi.
-Aras, baban geldi.
Babam?
Bu sıfatın sahibi adamın kızgın suratı canlanıverdi hayalimde.Kalbim olağan hızına rağmen daha da hızlandı ve kulaklarım uğuldamaya başladı.
5 koca aydan sonra beni red eden adamla aynı çatı altındaydım.Bir an Güneşe baktım, bana yardım etmesi için, ama o da bana bakıyordu şaşkın bir şekilde.
-Gelsin.Dedim anneme biten bir sesle.
Yb.Kısa oldu ama bence heyecanlı ve komik bir bölümdü.Hepinizi seviyorum.Vote ve yorumları bekliyorum:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAF(Tamamlandı)
Teen FictionTerkedilmişlik, hayatta kalmak için ödenen bedeller ve bolca mizahla başlayan bir aşk... Fark edilmemesi imkansız, aralarında yaşlar ve sosyal sınıflar olmasına rağmen, tensel bir çekim... Entrikalar, şehvet ve aşk oyunları. Araf'takilerin hikayesi...