KEDİ BABASI/MINSUNG

3

SELAMLARRR
YENI BOLUMLE GELDIMM
YORUM YAPMAYI VE OY VERMEYI UNUTMAYIN LÜTFEN
SIZLERI SEVIYORUMM
IYI OKUMALARR❤💙💚💛🧡💜💖💝

Minho

Sabah uyandığımda yanımda uyuyan minik sincabı görmemle gözlerim büyümüştü. En son Jisung'a yemek vermiştim. Sonrasında uyuyakalmıştım. Ama Jisung'u koynumda göreceğim aklımın ucundan bile geçmezdi. Küçücük koltukta uyumuştuk. Heyecandan kalp atışlarım ve nefes alıp verişim hızlanmıştı.

Çok tatlı uyuyordu. Dağınık saçları, tombul yanakları, küçük burnu ve öpmek için can attığım pembe dudakları...

Ben onu en ince ayrıntısına kadar incelerken aradan 20 dk geçmişti. Jisung gözlerini açıp bana bakınca irkildi. Haklıydı, bütün gece benim gibi bi yakışıklıyla uyumuştu ve şimdi ona bakıyordu. Hemen kendine gelip ayağa kalktı. Üstünü düzeltti.

"Saat kaç?"
(Jisung)

"9'a geliyo"
(Minho)

"Ne! Daha ilk günden okula geç kalıcam yaa"
(Jisung)

"Bişey olmaz. Sen hemen üstünü değiştir, ben de eve çıkayım. 10 dk sonra hazır ol. Zaten uzak değil geç kalmazsın merak etme"
(Minho)

"Tamam kahvaltıyı okulda ederiz"
(Jisung)

"Tamam tamam sen git değiştir ben de çıkıyorum."
(Minho)

"Tamamdır"
(Jisung)

Jisung koşarak odaya gittiğinde ben de eve çıktım . Lavaboda işlerimi halledip yüzümü yıkadım. Üstümü değiştirip Soonie'ye mamasını verdim. Saate baktığımda okulun başlamasına 25 dk vardı. Aşağı inip Jisung'un ziline bastım.

İçeriden kapıya koşan çıplak ayak sesleri geliyordu. Kapı açılınca karşımda beyaz gömleğinin göğüsünün görülebileceği kadar açık ve yarısının pantolonuna zorla sokulduğu belli olan, kıravatı gevşek kalmış, çorabının bir tanesi giyinmiş, saçı dağınık bir Jisung görünce binayı ayağa kaldıran bir kahkaha attım. Jisung nefes nefeseyken kaşlarını kızgın olduğunu belirtmek için çatmıştı. Ama tam tersine aşırı tatlı olduğu için daha büyük bir kahkaha atmama neden olmuştu. Kapıyı yüzüme kapattı. Gülmem yavaşlarken  kapı tekrar açıldı. Bu sefer tamamen hazır bir Jisung vardı. Çantasını tek omuzuna atmış ayakkabılarını giyiniyordu. Ayağa kalkıp kapıyı kapattı

"Hadi gidelim geç kalıcaz"
(Jisung)

Kafamı sallayıp ona yol verdiğimi göstermek için kolumu merdivene doğru uzattım. Önümden geçip merdivenlerden inmeye başladı. Ben de arkasından inerken gözüm dolgun olan poposuna kaydı. Ama uzun sürmemişti. Hyunjin merdivenin sonunda durmuş deli gibi hareketler yapıyodu.

"Günaydın kankaların gülüü, bi tanesi"
(Hyunjin)

"Günaydın Hyunjin günaydın"
(Minho)

Aptal aptal göz kırpıp ağzını yüzünü yamultuyordu. Noldu anlamında kafamı salladım. Jisung ortamızda boş boş bi bana bi Hyunjin'e bakıyordu.

"Noldu lan ne mal gibi davranıyosun?"
(Minho)

"Noldu?"
(Hyunjin)

"Ben de onu soruyorum aptal noldu?"
(Minho)

"Noldu kankaa?"
(Hyunjin)

"Canın peçete çekti galiba Hyunjin"
(Minho)

Hyunjin tam bişey diyecekken merdivenin solundaki kapı açıldı.

"Hayırdır Minho ne peçetesi?"
(Felix)

"Yaa canım aşkım, bi tanem, hayatımın anlamı, çillerine öldüğüm sevgilim gelmiş"
(Hyunjin)

Hyunjin koşup Felix'in üstüne atlayıp sarılmaya başladı. Ben de Jisung'a dönünce hala bize boş boş baktığını gördüm. Hemen Jisung'a çocukları tanıttım.

"Bu aptal Hyunjin, sarıldığı çocuk da Felix, sevgilisi.
(Minho)

Hyunjin Felix'i bırakınca Jisung onlara dönüp gülümseyerek el salladı.

"Ben de Jisung, tanıştığıma memnun oldum"
(Jisung)

"Biz de"
(Felix)

"E hadi gidelim ayol okula geç kalıcaz"
(Hyunjin)

"Evet. Hadi yürüyün bakalım"
(Minho)

Alakasız ama çok
özlemişim biricigimi.

Saçlara bakk yicem.

Her neyse fic ile ilgili
konuşalım.
Bölümleri hergun atamıyorum
Liseye gittiğim için
zor oluyo.
Elimden geldiğince uzun
yazmaya çalışıyorum.
Umarım fici begeniyorsunuzdur.
Lütfen oy vermeyi ve
yorum yapmayı unutmayın

507 kelime 💪