Bölüm Şarkısı : Natalie Merchant- My Skin
3 Ay Sonra
Ağzımdaki kanları elimin tersiyle silip duraklarımda kalan kanları dilimle yaladım. Yerde yatan uzun saçlı kıza bakarak başımı iki yana salladım. Beni çok uğraştırmıştı. Onun yüzünden neredeyse başkalarına yakalanıyordum ama sonuçta onunla işim bitmişti.
Kızın neredeyse cansız bedenine bakarken kendimden iğrenerek kızın üzerinden atladım. Kıza yazık olmuştu ama bugün karşıma çıkmasaydı başına bunlar gelmezdi. Nefeslerini duyabiliyordum. Yavaş ve boğuktu. Az sonra ölmüş olurdu.
Ayaklarıma kuvvet verip eve doğru koştum. Güneş neredeyse doğmak üzereydi. Bir anda kolumun çekilmesiyle geriye doğru sendeledim. Beni bu kadar hızlı giderken kim yakalayabilirdi ki? Kendimi toparlayıp savaş pozisyonu almışken karşımda Alex'in gözlerini gördüm.
''Ne yaptığını sanıyorsun Angel?'' Sesindeki öfke bariz belliydi.
Omuz silkip yavaşça ilerlemeye başladım. Arkamdan geliyordu. Tekrar kolumun tutulmasıyla dişlerimi çıkararak ona döndüm.
''Sana ne yapıyorsun dedim Angel?''
''Ne yapıyormuşum Alex?''
Kolumu bırakıp başını inanamıyormuş gibi iki yana salladı.
''Kendine gel artık bu sen değilsin. Az önce ne yaptığını gördüm.''
''İzlemeseydin görmezdin.''
Yürümeye başlamışken bu sefer önüme geçti. ''Angel sen o kızı öldürdün. Sen birini öldürdün. İki aydır böylesin yetmedi mi artık?''
''Öldürmüş olabilirim. Her vampir birini öldürüyor bunda bir sorun mu var?''
Ellerini uzatıp kanlanmış ellerimi kavradı. ''Asıl sorunda bu işte. Sen her vampir gibi değilsin. Sen Angel'sın. Kimseyi öldürmez, kırmazsın. Yapma artık.''
''Bende bir vampirim ve öldürmek doğamda var.'' Ellerimi ellerinden kurtardım. '' Eğer böyle olmam işine gelmiyorsa ayrılalım. Bitsin.''
Gözlerinin rengi değişmeye başlamıştı. Sinirleniyordu. ''Ne demek ayrılalım. Angel sana zarar vermek istemiyorum. Git eve dinlen seninle bu konuyu sonra konuşacağız.''
Omzumu silkip yürümeye devam ettim. Bana fark etmezdi. Bugün veya yarın sorun yoktu.
Arkamı döndüğümde Alex benim ters yönüme yürüyordu. Önüme dönüp adımlarımı yavaşlattım. Eve gitmem gerekiyordu ama fikrimi değiştirmiştim. İnsanlar beni bu halde görmemeliydi. İlerideki beş katlı beyaz apartmanın pencerelerine tutunarak çatıya tırmandım.
Çatılardan gidersem fark edilme olasılığım azalırdı. Fark edilsem de en fazla intihar edeceğimi düşünürlerdi.
Bir çatıdan diğerine atlarken Nick'le Güneş'in doğuşunu izlediğimiz gün geldi aklıma. Olduğum yerde durup yere çöktüm. Bacaklarımı aşağıya sarkıtıp başımı gökyüzüne kaldırdım.
Tam üç ay olmuştu. Ne kadar uğraşsam da onu bulamamıştım. Kendimi yalnız hissediyordum. Böyle bırakılmayı hak etmemiştim. Bir mektupla çekip gidemezdi ama gitmişti işte.
Seni hep uzaktan da olsa izleyeceğim demişti. Sırf beni izliyor olabilir diye birilerini öldürmeye başlamıştım. Gelip bana dur demesini beklemiştim ama olmamıştı.
Sonraları benim için zevke dönüştü. Aç olmasam da birilerini öldürme ihtiyacı hissediyordum. Max ve Jenna bana sürekli bu sen değilsin demişlerdi ama şimdi kendimi asılında olmam gerektiğini kişi gibi hissediyordum. Onlardan sıkıldığım ve babamı daha fazla üzmemek için eve geri dönmüştüm.
![](https://img.wattpad.com/cover/23264007-288-k981884.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK BEYAZ 2
VampireÖlümsüz hayatların kalıcı izlerini taşır Eğer her şeyi değiştirebilseydik gerçekten harikayı yakalar mıydık? Kusursuz olur muydu hayatlarımız? Bu onun hayatı peki kontrol onun elinde mi? Seçim yapabilecek mi? Angel adının hakkını veren kız. O san...