1.Bölüm

12.1K 630 38
                                    

   

   Yaşamla ölüm arasındaki o ince çizgi. Gitmek ve kalmak arasındaki belirsizlik. İnsan kendini hiç dışarıdan izleyebilir mi? Kendimi görüyordum. Sanki ben bende değildim.

  Bedenim yerde boylu boyunca yatıyor, görebiliyorum, duyabiliyorum, bağırıyorum ama ne onlar beni görebiliyor ne de hissedebiliyorlar. Üzerime kapanıp ağlayan Alex'i , kardeşini sımsıkı sarmış Nick'i, babasının zorla tutmaya çalıştığı Max'i ,Tyler'ın bedeninden ayrılmış kafasını ve kurtların üzgün, dolu bakan gözlerini görebiliyordum ama onlar beni göremiyordu.

  Kendi hayatımı film gibi izliyordum sanki. Ne kadar ben buradayım diye bağırsam da duymuyorlardı beni ama hissedebiliyordum. Alex'in göz yaşlarını tam kalbimin üstünde hissediyordum.

Alex'in Ağzından;

  Bu solgun beden benim meleğimin olamazdı ki. Bembeyaz çarşafın üzerine itinayla yerleştirilmiş miniğimin bedeninin solgun yüzü tüm acıların kanıtıydı aslında. Savaş biteli iki saat olmuştu. Meleğim hala uyanmamıştı ama biliyordum uyanacaktı ve bana sarılacaktı. Ölümü bu kadar kolay olamamalıydı zaten olamazdı da. Sıradan bir vampir benim meleğime nasıl zarar verebilirdi?

  Onu yerde yatarken sanki biri kalbime hançer saplıyormuş gibi hissetmiştim. Yetişemedim diye düşündüm. O bizi, beni korurken kendi hayatından çoktan vazgeçmişti ama ben ondan asla vazgeçmeyecektim.

    Bana son kez gülen gözlerle bakarken dediği şey Tyler'ı öldür olmuştu. Onu öldürmemi istemişti. Öldürmüştüm de. Hiç acımadan hem de. Angel gözlerini kapadığında o anlık şokla üstüne kapanıp hiç utanmadan ağladım. Erkekler ağlamaz diyenlere inat ağladım. Ama güçlü durmalıydım. Arkamdaki, arkamızdaki bize güvenen onlarca, yüzlerce kurt varken ben yıkılamazdım.

     Toparlanıp Tyler denen yaratığın yanına gittim. Angel zaten işin çoğunu yapmıştı. Kafasını kopardığım anda sonsuza kadar bu dünyadan adı silinecekti. Hiç acımadan kafasını bedeninden ayırdım. Bunu seve seve haz alarak yaptım. Hemen orada bir ateş yaktırıp bedenini ateşe attım. Kafasını Angel'in bu halinden sorumlu her vampirin önünden geçirip onlara kendi sonlarını gösterdim. Hiç birine dokunmadım Angel uyanınca, ki onu ne olursa olsun uyandırmanın bir yolunu bulacaktım, vampirlerin durumuna onun karar vermesinin doğru olduğunu düşündüm. Sonunda kafasını da ateşe atıp tamamen onu bu dünyadan sildim.

  Dünya saatiyle iki benim için bir ömür gibi olan saatler her saniye ilerledikçe canımı yakıyordu. En yakınımızda bulabildiğimiz cadıların hemen evimin bahçesine gelmesini emrettim. Kurtlarda bahçede beklemeyi çok istediler ama bu kasabada insanların dikkatini çok çekeceği için onları ölen vampirlerin evlerine yerleştirdim.

   Cadılarla görüşürsem belki bir yol bulurlar ve  meleğim gözlerini açardı. Yarası geçmişti ama bedeni hala eskisinden solgundu.

Odadan çıkmadan önce yatağının yanına oturdum. ''Işığa gitme sevgilim. Beyaz her zaman masum değildir.'' dedim ve odanın kapısını açıp çıktım.

    Bahçeye indiğimde 3 cadı vardı ve beni bekliyorlardı.Cadılar içimde umutların yeşermesine sebep olmuştu. Konuşmaları için yanlarına yaklaşıp sandalyeye oturdum. Kısa saçlı ve hafif tombul olan cadı beni görünce konuşmaya başladı.

''Melez Alfa Melek için ne kadar üzülsek az efendim. Elimizden geldiğince araştırdık. Şu iki saatte bulabildiğimiz yaşlı ve bilge bir kahin var.'' Cadının konuşmasıya gittikçe heyecanlanmaya başlamıştım.Elimle devam et işareti yaptım.

''Kahin bizlere bir melezin ölümünün bu kadar kolay olmayacağını söyledi.Sadece vampir olarak ölmesinin yeterli olmayacağını ayrıca kurt olarakda ölmesi gerektiğini söyledi.''

''Bu da demek ki uyanabilir?''

-Şu an ruhu arafta sıkışmış durumda.Belki buradadır.Bizi görebilir,duyar,hisseder ama biz hiç birini yapamayız.Uyaması için şartlar var.Çünkü daha önce arafa giden sadece bir kişi varmış ayrıca o da bir melezmiş.Yalnız sizin türünüzle hiçbir alakası yok.Tilki ve sansarların melezi Dylan isimli bir tisarmış.Bazı şartlar altında sansarlar melezlerini geri getirebilmişler.Sizin türünüzdeki bazı varlıkların aksine onlardaki tüm varlıklar melezlerini önemle korurlarmış.Dediğim gibi tisar ancak şartlar doğrultusunda geri getirilmiş.

''Şartlar...şartlar ! Neymiş bunlar söyle onun için her şeyi yapalım.'' Sesim yükselmişti.

''5 kurt ve 3 vampir kurban.''

''Nasıl yani?''

''5 kurdu ve 3 vampiri meleziniz için feda edeceksiniz. Meleziniz ve onların ruhları arafta yer değiştirecek.Giden bedenler sonsuza kadar arafta kalacak ve araftaki kişi de buraya gelecek.''

''Neden 5 kurt ve 3 vampir?''

''Melezinizin kurt özellikleri daha fazla olduğu ve saf bir kurt olduğu için kurt kanının fazla olması gerekir.Bir diğer şart ise bu varlıklar kanları kendi istekleriyle verecekler.''

Sağ elini saçlarımın arasından geçirdim.''Ben bunu onlardan nasıl isterim?  Kim başkasının canı için kendi canını feda eder.Benim yapabileceğim bir şey yok mu?B..ben gideyim..Beni de oraya yollayın.''

   Cadı başını iki yana salladı. ''Malesef efendim.Bizim yapabileceğimiz bu kadar. Eğer kabul ederseniz ve kurban bulursanız 8 varlığın kanını tek tek bir kasaye boşaltın. Üzerine mine ve kurt boğan bitkilerini ekleyip hepsini yakın. Yanınca kasede küçük toz zerrecikleri kalacak insan kanının içine karıştırıp melezinize içirin. Bundan sonrası ona kalmış. Eğer isterse kapı açılır ve bedenine geri döner ama yok eğer istemezse kapı kısa süre sonra kapanır ve geri dönemez. Böylece her şey sıfıra döner''.

  Cadının sözleri bitince hepsi selam verip yanımdan ayrıldılar.Bense düşüncelerimde boğuluyordum.

   Angel beni duyuyor musun sevgilim? Neredesin sana ihtiyacım var. Sana ihtiyacımız var şu iki saatte hepimiz yok olduk güzelim. Dönsen artık...

  Genç  kız her şeyi duymuştu. Hayır diye bağırıyor çırpınıyor ama sesini duyuramıyordu. Kimsenin onun için canını feda etmesine gerek yoktu. Öyle bile olsa kim gerçekten isteyerek başkası için kendinden vazgeçerdi ki? Her şeyi görmüştü melez melek. Tyler'ın ölümünü, vampirlerin üzgün bakışlarını, kurtların sessiz hıçkırıklarını, Nick'in neredeyse yıkılmış bedenini hepsini görmüştü.

 Olduğu yer bunaltıcıydı. Tek başınaydı. Yine eski haline dönmüştü. Kimse yoktu yanında yalnız, çaresiz ve korkmuştu.

    Genç kız için gerçekten canını verecek 8 doğa üstü varlık çıkar mıydı? Peki genç kız vicdan azabı çekmeden geri dönebilir miydi ?

 Selam işte ikinci kitabın ilk bölümü. Hepinize teşekkürler. Çok özlemişim sizleri. ❤️

KIRIK BEYAZ  2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin