12 . BÖLÜM - İSTEME - NİŞAN

73 12 7
                                    

Sabah

Kalkıp ilacımı içmiştim kahvaltı ettikten sonra yola çıkmıştık çağrılarla bu sefer çağrı arabayı kullanıyor bende arkada oturuyordum . Su da benimle gelmek istemişti ama ateş izin vermemişti arkamızda 3 araç ve korumalar vardı . Bide bi araçta da elbisem kuaför ve makyöz vardı kendi kuaförüm var desemde güvenli değilmiş . " çağrı sana bişey sorsam " dedim
" buyur yenge " dedi " senin gözünden ateş yakar nasıl biri " dedim dikiz aynasından bana baktı
" bunlar kesinlikle burda kalıcak konuşucaz ve unutucaz kimseye bişey söylemem merak etme " dedim " ateş abim aslında görünenin arkasında çok iyi bir kalbi var yetim doyurur okutur ama bundan kimsenin haberi olmaz burslu kaç öğrenci okuttu " dedi beklemiyordum böyle bişey " tabi bizim karanlık bi yüzümüzde var abim göründüğü kadar ürkütücüdürde hepimiz ondan korkarız " dedi " peki babası nasıl biriydi " dedim " o da ateş abi gibiydi zaten herşeyini ateş abiye bırakmak istiyordu " dedi " annesi " dedim " o ateş abi küçükken ölmüş biz hiç görmedik " dedi " peki bişey daha sorsam arık " dedim " onu sorma yenge herşeyi sor ama onu sorma " dedi " nedenki hem ateş onu bana anlattı konuşabilirsin yani " dedim çağrı bana inanmayan bi bakış attı . Gelmiştik zaten bi cevapta vermedi .
Araçtan inip anneannemlerin evine girdim burda isteyeceklerdi beni kapıyı çaldığımda Melisa açtı kapıyı makyözle kuaförde gelirken çağrıda girdi içeri .

Saçım yapılırken adını unuttuğum ama annemin kuzensiniz siz dediği kız sıkılmış birşekilde dinliyordum . " ya senin de nereni beğendi bilmem koskoca ateş yakar " dedi mafya olduğunu biliyor muydu acaba " yüzük bende olduğuna göre " dedim
" aman canım yüzük dediğin nedir çıkarılır " dedi Allahım ben bu kızı öldürücem az kaldı çağrı da bana bakıyordu anneannemin bütün otur ısrarlarına rağmen oturmamıştı . " sen gitmeyecek misin ? " dedim " ne münasebet canım ben ateşi görücem " dedi " ha sen ateşi görmeye geldin " dedim ayağa kalkarken " evet " dedi pişkin pişkin " kızım çık git burdan gebertirim seni " dedim yengemlerle annem sesime salona geldi yengem " ne oluyor " dedi " bak son kez söylüyorum git burdan " dedim " sen beni kovamazsın " dedi " öyle mi ? " dedim kıza yaklaşırken " sen yakar hakında hiç birşey bilmiyorsun kızım ama ben sana bizzat göstericem " dedim kolundan çekerken çağrı peşimden geliyordu . Ön kapıdan dışarı attım korumaların önüne " alın bunu istemeden sonra işim var " dedim çağrı " yenge ne yapıcaz" dedi " elini kolunu bağla abinin depolarından birine kapat sen abinden hiç mi bişey görmedin çağrı " dedim sinirle kulağıma eğilip " burda da biyer ayarlayabilir yenge sinirini atacaksan " dedi " afferin abinin haberi olmadan götür gelicem " dedim " emredersin yenge " dedi korumalara dönüp " Ali bağlayıp bagaja " dedi " bide şu korumaların adını öğret bana " dedim içeri geçtiğimde annem " naptın kızım" dedi " kahve içmeye gönderdim anne bende giderim birazdan yalnız hissetmesin yazık " dedim saçıma yapam kıza acele et dedim saçımı yaptığında sitres atmaya gittim .

Çağrı yıkık bi binaya getirmişti içeri girdim kız bağlıydı yanında da iki koruma duruyordu " açın ağzını " dedim " sen naptığını sanıyorsun herkese anlatıcam senin bu yaptığını " dedi " of çok bağırdı kafam ağrıdı " dedim çağrıya elimi uzattığımda elime silahı bıraktı kız korkuyla sustu " temizledin mi ? " dedim " temiz yenge merak etme " dedi kıza dönüp " ne oldu sustun en son ateşi elimden almaktan bahsediyordun konuşsana biraz daha " dedim kıza yaklaşırken " ah kıyamam çok ta gençsin " dedim etrafında dönerken " benim beğenilecek bi tarafım yok belki ama ateş beni seçti " dedim önünde dururken " bak hepsi benim emrimde ne dersem onu yaparlar sen ateşi çok hafife alıyorsun hele beni " dedim " yapma bırak gideyim " dedi " aaa çağrı ben mi yanlış duydum ? " dedim " yok yenge sende yanlış olmaz sen git diyince gitmedi ama şimdi gitmek istiyor " dedi " evet bende öyle duydum benim elmam nerde " dedim Ali cebinden çıkarıp " burda yenge " dedi kızın kafasına koyarken " yapma bak kimseye bişey anlatmam " dedi " sence ne kadar uzakta durmalıyım " dedim kızdan uzaklaşırken " burası iyi bence yenge " dedi durup hedef aldım " bi daha nişanlanmak üzere olan insanların elinden sevdiklerini almayı aklınadan geçirecek misin ? " dedim " hayır ne olur bırak " dedi " Ateş sence beni niye seçti " dedim cevap vermedi hedef alıp ateş ettim çağrı " çok iyi atıştı yenge " dedi kız korkudan adını bile unutmuştu " ben cevap vereyim gözüm kara olduğu için " dedim korumalar kızı çözüyordu " mahalleye yakın bi yere bırakın birine bile bişey gevelediğini duyarsanız sıkın kafasına " dedim kıza yaklaşıp herşeyi çok iyi anladığını umuyorum " dedim " anladım kimseye bişey anlatmam " dedi " ve " dedim " kimsenin sevgilisine nişanlısına göz dikmem " dedi " afferin çabuk kavrıyor " dedim çağrıya silahı verip araca doğru gittim . Kaç gündür evdeydim resmen sitresimi atmıştım .

Eve geldiğimde saçım düzeltilmiş makyajıma başlamışlardı kapıdan yamaçlar girince " yamaç hoşgeldiniz " dedim yamaça sarılıp " Beren i hoşgeldin canım " dedim berata dönüp " teşekkür ederim beni yalnız bırakmadığın için " dedim onada sarılırken çağrı " yenge abimler yaklaşmış " dedi kesin ateşten tembihliydi Buda elbisemi giymeye yatak odasına gittim berende benimle geldi kırmızı bi elbise giymiştim uzun " çok güzel oldun " dedi salona geçtiğimizde dedem baş köşede oturuyordu yamaç Berat yan yana annem anneannem yengemler kuzenlerim hepsi çok güzel olmuşsun diyince
" teşekkür ederim " dedim çağrı " geldiler yenge " dedi kapı çaldığında kapıya doğru gittim bu içimdeki heyecan neydi sahte bi evlilik yapıyorduk niye heyecanlanıyordum ki kendine gel sude kapıyı açtığımda Ertuğrul bey ve münevver hanım vardı
" hoşgeldiniz " dedim onlar içeri girdiğinde Kerem le su girdi onlara da hoşgeldiniz dedim su pembe önü kısa arkası uzun bi elbise giymişti en sonda ateş elinde büyük kırmızı güllerle duruyordu siyah takımı gravatı ve mendili kırmızıydı içeri geldiğinde
" Hoşgeldin " dedim " hoşbuldum " diyip içeri geçti kısa bi tanışma faslından sonra ben berenle kahve yapmaya mutfağa geçtim kahveyi yaparken su içeri girdi " abimin kahvesine tuz koyacağız " dedi " hayır koymıyacam " dedim " koyucaz tuz nerde " dedi " su o senin abin koyma demen lazım bana " dedim " ay aman kıyamadı sevgilisine 1 hafta ev hapsi verdi bana müstahak ona " dedi tuzu tek kişilik kahvenin içine boşaltırken " o kadar koyulmaz " derken Aygül abla içeri girdi dayımın büyük kızı kendisi evliydi
" napıyorsunuz kızlar sesiniz içeri geliyor " dedi
" yok bişey abla geliyoruz " dedim yanıma gelip " kız hiç konuşamadık nası tanıştınız " dedi dedikoduya gelmişti " Nası tanışcaz abla davada tanıştık " dedim bi yandan da su yu itelemeye çalışıyordum çünkü pul biber döküyordu " su " dedim " çok güzel oldu sakın karıştırma " dedi içeri giderken sana vermek lazım o kahveyi kahveleri bardaklara döküp içeri götürdüm en sonunda ateşin kahvesini alıp ona götürdüm kahveyi verirken acıyarak yüzüne baktım .

Yanına oturduğumda burnumu kaşır gibi yapıp
" içme " dedim bana baktı neden der gibi su " abi içsene çok güzel olmuş " dedi ateş bi yudum aldığında yüzünde hiç bi ifade yoktu nası ya kahvelerimi karıştırdım acaba ben Ertuğrul bey
" sebebi ziyaretimiz belli Allah'ın emri peygamberin kavliyle kızımız sudeyi torunum ateşe istiyorum " dedi dedem " gençler sevmiş bizede destek olmak düşer " dedi kalkıp Ertuğrul beyin münevver hanımın elini öptüm ateşte dedemlerin su bana sarıldı " görümcen oldum ya kız yenge " dedi gülümsedim keremde sarıldı dedemin anneannemin elini öptüm anneannem damat zengin diye pek mutluydu anneme geldiğimde elini öpüp sarıldım " babanda görseydi keşke annem " dedi " keşke annem " dedim dayımla yengemin elini öpüp yamaca döndüm bana sarılıp " benim küçük kız kardeşim büyüdü mü ? " dedi " evet " dedim gülmekle ağlamak arası berene sarıldım berata döndüğümde bana gülümsedi tam onada sarılacaktım ki kolumdan çekildim ateş bana sarılıp kulağıma " kahvenin hesabını sorucam " dedi benden ayrıldığında beren elinde tepsiyle geldi yüzüklerle .
yüzükleri görmemiştim alınırken ateş seçmiş olmalıydı dayım bi konuşma yapıp yüzüklerimizi taktı yüzüklerin üzerinde alev simgesi vardı ateş yakar anlamına geliyordu Buda yüzüklerimiz kesildiğinde küçük bir pasta kesme merasimide yapmıştık sonra takı merasimi gibi bişey olmuştu annemler bana birer çeyrek takmıştı yakama ateşede saat ateş " ne zahmet ettiniz efendim " dedi annem " olur mu oğlum elimizden bu kadar geldi keşke daha iyisini yapabilseydik " dedi " ben çok beğendim teşekkür ederim " dedi münevver hanım aile yadigarı bi set takmıştı bana su yanıma gelip " annemindi bu sende durması daha doğru " diyip bi yüzük kutusu çıkardı ateş " su babamın anneme evlenme teklifi ettiği yüzük bu " dedi " evet abi " dedi " ben böyle bişeyi kabul edemem ama sende durmalı annenin yüzüğü bu " dedim " emin ol annemde böyle olsun isterdi " dedi ateş " saol kardeşim " dedi Ertuğrul bey elinde rulo bi kağıtla geldi " sende artık benim torunum sayılırsın " dedi elindeki kağıdı uzatırken ateşe baktığımda almam için kafasını salladı elime aldığımda bu bi ev tapusuydu hemde benim üstüme " Ertuğrul bey bu çok fazla " dedim " az bile gelin kızım " dedi önümüzden geçti yamaçlarda tam altın takmıştı . Ateş bana dönüp bi kutu uzattı " bu nedir ? " dedim " nişan hediyen " dedi kutuyu açtığımda Porsche araba anahtarıydı " bunu hiç kabul edemem ateş " dedim geri vermeye çalışırken " arabanı aldım yerine bunu veriyorum güvenli üstelik " dedi " olmaz ateş benim arabamla bu bir mi ? " dedim " senin ister kullan ister kullanma ama senin " dedi .

su " abim gelmiş " diye bağırdı ona döndüğümüzde Ertuğrul bey " ateş korumalar geçirmiyormuş arık geliyor söyle izin versinler " dedi yutkundum annemler burdaydı .

AŞKIN ÜÇGENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin