2.1

647 137 41
                                    

Koşturarak ormandan çıkmam birkaç saniyemi aldı. Felix yeni bilgilerle dönmüştü kaybedecek vaktim yoktu. ''Ben eve dönüyorum!'' Kurdun beni duyması için ormana doğru bağırdım. Sesi çıkmıyordu ama fazla uzakta da olamazdı.

Kanlar içindeki üstüm suratımı kaplayan kırmızılık ve siyah gözlerimle berbat bir korku filminden çıkmış gibiydim. Neyseki evde hiç insan yoktu. Jeongin Müdürün yanında kalıyordu. Yani koca kulübe de ben ve ormanda koşturan kurttan başka kimse yaşamıyordu .

"Ne var?" Verandadan geçip sonuna kadar açık cam kapılardan içeri girdim. Henüz kuruyamamış taze kan parmaklarımdan damlıyordu. Çamurlu çıplak ayaklarım ise nereye gittiğimi ele vererek beni arkamdan takip ediyordu.

Felix beni baştan aşağı süzdü. Yabani görünüşüm ile ilgili bir şeyler söylemek istiyor gibiydi ama konuyu hiç açmadı. "Seungmin bir şeyler bulmak için inzivaya yatacağını söyledi Hyung."

"Peki sen ne buldun?" Sebebini bilmiyordum ama ne kadar kan içersem içeyim sussuzluğumu bitiremiyordum. Bu yüzden aklıma gerçekten su içmekten başka bir şey gelmemişti.

Mutfağa yürüdüm o da beni takip etti. "İnsan kızın yanından geldim nöbeti ikinci yuva başkanı devr aldı..." Suyu bitirdiğim bardağı sertçe tezgaha vurup kırdım. İçimde tiksindirici bir öfke vardı ve bu hoşuma gitmiyordu.

"Ne yaptığını sormadım. Ne buldun dedim." Cam parçalarını avucumun içinde sıkarak acı hissetmeye çalıştım. Ama aldığım bir hiçlikti.

"Hyung iyi misin?" Ellerimi tezgaha yaslayıp soluklandım. Normal şartlarda bana bunu soran bir aceminin kafasını koparabilirdim ama Felix benimle böyle konuşabilecek kadar yakın ve cesurdu.

"Bilmiyorum. Ne olduğunu anlamıyorum" dedim çaresizlikle. Sırtımı dolaba yaslayıp yere çöktüm. O da karşıma gelip benimle aynı hizaya gelecek kadar eğildi. "Seungmin'i çağırmamı ister misin..."

"Hayır. Onu rahatsız etme. Şu an bize yeni bir çözüm yoluyla gelebilecek tek kişi o." Bacaklarımı kendime çektim ve elimi alnıma yasladım. Başım çatlıyordu ve zihnimin içindeki aptal canavar bir türlü susmak bilmiyordu.

"Hyung..." Ne düşündüğünü söylemesine gerek yoktu çünkü zaten biliyordum. "Mantıklı bir yanı yok Felix. İnsanların arasına çıktığım için diyetimi bile bozdum. Her gün düzenli olarak kan alıyorum. Acıkmamam gerekirdi." En azından bu kadar delirmemeliydim.

"Mantıklı olduğunu söylemiyorum Hyung. Normal olmayan bir durum olduğu belli ama..." stresle dudaklarını kemirdi. Bu durum artık sadece insanların meselesi değildi. Çünkü bizde ölüyorduk ya da garip davranmaya başlıyorduk. Sadece bugün bile yuva başkanları devriyesinde anormal davranan 60 tane vampir tanımlamıştı. Üstelik bu sadece bizim bölgemizdeki sayıydı.

"Bunu söylememi istemiyorsun Hyung ama insanın boynundaki izlerin ne olduğunun farkındasın değil mi?" Değilim demeyi çok isterdim. Ama kaçmaya çalıştığım iğrençlik çoktan gün yüzündeydi.

Halısı ve cam pervazı silik toprak parçalarıyla doluydu. Yatağı kan kokuyordu evine iğrenç tombul sinekler dadanıyordu. Ve boynundaki yara... Bir vampirin orayı beslenme yuvası olarak kullandığına dair her kanıt vardı.

"Benim yüzümden..." Bu iğrenç gerçek zihnimden çıkmıyordu. Saygı duyanların varlığı olduğu gibi beni sevmeyen kişilerde çoktu. Ona yakın olduğum için birileri bu fırsatı değerlendirmesi olasıydı. Bu peşimizde olan vampirde olabileceği gibi başka tonlarca varlıkla yüz yüze olabilirdik.

"Anlamıyorum Hyung. Neden senin yüzünden olsun ki? İnsan senin için ne anlam ifade ediyor? Sadece davanın çözümü için bize yardımcı olan bir bedenden ibaret..."

Modern Çağ Vampiri ✔️ (Minsung)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin