3.0

596 132 36
                                    

Cevaplanacak çok fazla soru vardı ve düşüncelerimi sıraya koymak zordu. Haftalar geçmişti ama sanki hala bıraktığım yerdeydim.

"Nasılsın?" Sorunun kimden geldiğini anlamak için başımı kaldırdım. Yorgundum ama öfkem beni uyanık tutuyordu.

"Bilmiyorum." Chan anlayışla başını salladı. Nasıl hissettiğimi gerçekten de bilmiyordum. Günlerdir açtım ama susamamıştım. Vücudumda bir şeylerin değiştiğini anlamamak için aptal olmam gerekiyordu.

"Kalbin atıyor hyung. Bilmiyorum deme bir şey söyle!" Dedikleriyle elimin dakikalardır kalbimin üzerinde olduğunu fark ettim. Avucumun altında hafifçe atan canlı bir kalp. Yıllardır ölü olan çürüyüp gittiğine emin olduğum bir kalp.

"Nefes alıyor musun?" Beni gördüğü andan beri durmadan sorular soran Seungmin durumu anlamaya çalışıyordu. "Hayır. Nefes almaya hala ihtiyaç duymuyorum."

Düşünürcesine saçlarını karıştırdı. "Anlamıyorum. Kalbin atıyor ama geriye kalan her şey aynı gibi." Jeongin bana dönerek konuştu. Hemen yanımda oturuyordu ve sanki ortadan kaybolabilirmişim gibi beni kontrol edip duruyordu.

"Kan... susamaman çok tuhaf." Çözülmesi gereken en büyük gizemimiz buydu. Onlara cevap verip bir şeyleri açıklamak isterdim. Ama ne daha önce böyle bir şey yaşamıştım ne de yaşayan bir vampirle karşılaşmıştım.

"Elini tutabilir miyim?" Seungmin oturduğu yerden kalkıp sağ tarafıma oturdu. Konuşmadan tutması için kolumu uzattım. İki eliyle elimi sıkıca tuttu ve gözlerini kapattı.

Herkes bir yanıt almak için sessizce onu bekledi. Diyebileceğim bir şey olmadığı için sinirliydim. Onları korumak ve kollamak konusundaki görevimi yerine getirememiştim. Üstelik ele geçirildiğimi bile günler sonra fark etmiştim. Ölümsüz olabilirdim ama daha önce kendimi hiç bu kadar güçsüz hissetmemiştim.

"Tuhaf." Gözleri hala kapalıyken konuştu. "Sanki içinde farklı bir ruh var gibi." Stresle yerimde kıpırdandım. "Hala kontrol edilmiyorum değil mi?"

İstediğim son şey o canavarın güvenli olduğunu düşündüğüm bu evi bulmasıydı. Benim açımdan bir şeyleri görememesi için gözlerimi çıkarmaya hazırdım.

"Hayır. Hala sensin ama değişmiş gibisin. Farklı bir ruh farklı bir öz..." Diğerlerine göre bir şeyleri daha net anlayan Felix ekledi. "Sanki vampir bedeninde yaşayan bir insan gibisin."

"Bu mümkün mü?" Yüzyıllardır Lord öldükten sonra bile uzunca bir süre bir şeyleri değiştirebileceğime inanmıştım. Araştırmalarını kaldığı yerden devam ettirip kendi üzerimde bitmek bilmez deneyler uygulasamda sonuç hep aynı olmuştu. Bu garip virüs ve bitmeyen kan sussuzluğu tedavi edilemezdi. Bununla yaşardınız ve asla ölmezdiniz ama şimdi...

"Hala karşımızda olman tuhaf." Konuşan Chan'ın yanında getirdiği kurt adamdı. Adını söylediyse de hatırlamıyordum ve öğrenmeye de ihtiyaç duymuyordum.

"Ne demek bu?" Sesinden anlaşılabilir bir öfkeyle ona çıkışın Felix'di. "Dişlerini geride tut. Dostuna bir şey demiyorum. Sadece eğer ruhu değiştiyse bedeninin de tozlaşması falan gerekmiyor mu?"

"Jason haklı. Alınmayın Minho-ssi ama bu dünya üzerindeki en yaşlı vampirlerden birisiniz. İnsana dönüşmeniz yaşlanmanızı değil toz olup uçmanızı sağlar."

Düşünüp duruyordum ama bir sonuca ulaşamıyordum. Bunca yıldan sonra neden simdi şu anda deneylerim sonuç veriyordu. "Seungmin..." Çaresizce bir şey söylemesi için ona döndüm. Hala elimi tutuyordu ve gözleri kapalı bir şekilde odaklanmıştı.

"Vakte ihtiyacım var hyung. Ne olduğunu anlamak için en azından birkaç gün..."

"O kadar uzun süremiz yok." Changbin ondan beklemediğim bir öfkeyle konuştu. Seungmin gözlerini açıp ona alttan bakıncaysa yutkunup sustu. Sanki daha fazlasını söylemeyi amaçlıyordu. Benden bir şeyler saklamaya çalıştıkları ortadaydı. Felix ile olan bağıma ulaşmak konusunda da zorlanıyordum. Bu yüzden şimdilik sorunu kurcalamadım.

Modern Çağ Vampiri ✔️ (Minsung)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin