0.5

985 162 48
                                    

Toplantı odasına giren genç adam benden birkaç sandalye uzakta kalacak şekilde sağıma oturdu. Başkanları ve bakanları içtenlikle görünen basit bir sahtelikle selamlarken hareketsizce bekledim.

Sanki burada olduğumu yeni fark etmiş gibi en son bana döndü. Sahte gülüşü solup yerini derin bir kuşkuya bıraktığında biran için beni tanıyıp tanımadığı konusunda kararsız kaldım.

İnsanoğlunun aksine kuvvetli ölümsüz hafızam beni büyük bir ustalıkla o kış ayına götürdü. Henüz yeni gelen soğuklarla buz gibi yağan yağmurun altında boz renk bir kedi olarak gecenin köründe bölgeyi dolaşıyordum.

Kontrollerim sırasında acınası insanlarla çok karşılaşırdım. Sokağa atılanlar kaçan sürücülerin geride bıraktığı acılı yaralılar sarhoşlar hırsızlar gibi uzayıp giden bir gece karşılaşılabilecek insan çeşitleri listem vardı.

O akşam giderek kuvvetlenen yağmurun altında sanki duş başlığının altında duruyormuş gibi rahatça bekleyen liseli bir çocukla karşılaşmıştım. Çok mutsuzdu ve ağlamaktan gözleri kurumuştu. Islanıp derisi haline gelmiş beyaz gömleği ve artık gri olmayan siyaha dönmüş kumaş pantolonuyla çantasının üstüne oturuyordu.

Sadece bir iki saat sonra hipotermi olacaktı. Şimdiden kalbi durmuş gibi sancılı bir yavaşlıkla atıyordu. "Zavallı insan." Benim için sadece sıradan bir gençti. Ona birkaç dakika bakmam ölümünü tahmin etmeme yetmişti. Muhtemelen de gebermeden hareket etmeye niyeti yoktu.

Sıkıntıyla sokağı bir iki kere geçip ona tekrar tekrar bakmıştım. En sonunda hala acıma duyan eski kalbime lanet ederek kuvvetli bir şekilde miyavlamaya başladım.

Dikkatini çekmek için tam bir dakika acıdan ölüyormuşum gibi miyavladım. Sonunda arkasına dönüp baygınca bana baktı. Oradaki gerçekliğimden emin olmak istercesine ağır ağır gözlerini açıp kapadı.

Dikkatinin tekrar gelmesi için mırlamam gerekti. "Kedicik." Dudaklarından çıkan bu kelimenin tombul gri bedenimle olan uyumsuzluğu beni güldürdü ama itiraz edebilecek bir noktada değildim.

Parıl parıl canlılıkla dolu büyük gözleri bana kilitlendi ve dizlerinin üstünde sürünerek yanıma geldi. Daha önce kedi sevmiş birinin ustalığıyla önce koklamam için parmaklarını uzattı.

Biraz oyalanıp sonra kafamı şiddetle avuç içine vurduğumda yakınlaşıp beni kucağına alacak cesareti bulmuştu.

Normalde bir kedinin asla yapmayacağı bir şekilde saatlerce bana sıkı sıkı sarılmasına izin verdim ve sıcaklığımı paylaştım. Tüylerimi uzun uzun yavaşça sevdiği için mayışmıştım ama hikayesini dinleyecek kadar ayıktım.

Polis olmak istiyordu ama bunun için çok güçsüzdü ve sürekli reddediliyordu. Bir ergene has yakınmasıyla kız gibi olduğu için dalga konusu olduğunu hareketlerinin çok kadınsı bulunduğunu söyledi. Ona karşı çıkıp kadın olmanın güçsüz anlamına gelmediğini açıklayamadım.

Ya da tek bir eliyle öküz çekebilen kuvvetli ama güzel yüzlü annemi anlatamadım. Yüzyıllar sonra bile hala benimle aynı sorunu yaşayan bir genci görmek garipti. İnsanların kötülükleri hep rafineydi.

Konuşmasının sonunda cesaretini geri kazanarak ne olursa olsun polis olacağına dair sözler verdi. Beni montuna sararak  boş evine götürmesine izin verdim.

Hatta buz gibi suyla yıkarken bile sesimi çıkarmadım. O akşam ufak yatağında omzuna kıvrılıp bekledim. Beni severken uyuyakalmasını izledim ve sabah olmadan camdan çıkıp gittim.

Şimdi karşımdaydı. Kuvvetli sportif bir gence dönüşmüştü. Söz verdiği gibi polis olmuştu. Üstelik genç yaşına rağmen oldukça yükselmişti. Ama parlak gözlerinden ve sevimli yüzünden pek bir şey kaybetmemişti.

Modern Çağ Vampiri ✔️ (Minsung)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin