2.4 (M)

1K 142 74
                                    

"Kahve ister misin?" İçeriden gelen gürültüyü engellemek için kapımı örttüm. "Hayır." Elimdeki sıcak kupayla dikkatli bir şekilde oturduğu koltuğun etrafından dolanıp masama geçtim.

Peşimden ilerleyip benimle karakola geldiğinden beri oldukça sessizdi. Uzunca bir süredir vakit geçiriyorduk bu yüzden bazen onu tanıdığımı düşünüyordum. Ama şu an farkına varıyordum ki onu daha önce hiç mutsuz görmemiştim.

Çoğunlukla sorunlarla dalga geçerek üstesinden gelen biriydi. Üstten bakarak kimseyi önemsemiyor gibi davranıyordu. Ama ailesi olarak gördüğü o çocuklar onun için değerliydi.

"Dava dosyalarına bakmak ister misin?" Normalde ofisimde tek bir kelime bile konuşulmayan bu sakin ortamı severdim. Onun suskunluğu ise beni geriyordu.

"Hmm." Mırıldanıp beni onayladı ama hala yere bakıyordu. Sandalyeme oturup kahvemi masaya bıraktım ve geriye yaslandım. "Bu akşam mesaim var. Sabaha kadar burada mı duracaksın?"

"Hmm." Artık dinlemediğine kesinlikle emindim. "Benden bir şeyler saklıyorsun değil mi?" Yine mırıldanıp beni onayladı. "Salağın tekisin. Bunun farkında mısın?"

"Hm- Ne?" Şaşkınca gözlerini büyütüp bana döndü. İlk defa gördüğüm bu sevimli surat ifadesi tutamadığım gürültülü bir kahkahaya sebep oldu. "Ne dedin tekrar söyle."

"Bu kadar derin ne düşünüyorsun?" diye konuyu değiştirdim. Başını iki yana salladı ve önündeki zigon sehpaya bakmaya geri döndü. "Söylemeyecek misin?" Cevap vermesi için üsteledim ama karşılık verirse de ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.

Hala tüm bu saçmalıklarla baş etmeye çalışıyordum. Vampirler kurtlar ortalıkta olmayan bir fotoğraftan robot resmi çıkartan cadılar... Daha kimlerle karşılaşacaktım?

"Ne söyleme mi istiyorsun?" Sıkıntıyla nefesimi verdim. Ben burada değilken masama bırakılan birkaç yeni dosyayı alıp ayağa kalktım.

Yanına geçip koltuğa oturdum ve dosyaları alması için uzattım. "Dosyalara bakacak vaktin olmadığını söylemiştin." Kağıtları tutması için ısrarla göğsüne doğru vurdum.

Önce dosyalara sonra bana baktı. Mimikleri nasıl okumam gerektiğinden beden analizine kadar bir sürü eğitim almıştım. Ama onun yüzüne bakarak duygularını anlamak çok zordu.

Kağıtları alırken parmakları belirsizce elime dokundu. Böyle boktan bir ana karşılık kalbim hızlandığı için kendime dövmek istiyordum. Lise dönemim geçeli yıllar olmuştu. Kendimi geri zekalı bir ergen gibi hissediyordum.

O dosyaları gelişi güzel karıştırırken geriye yaslandım. Onun haricinde her yere bakabilirdim bu yüzden masadaki sıcak kahveden yükselen duman bulutlarını seyrediyordum.

"Kaç tane ihbar geldi demiştin?" Elindeki ihbarı bende ilk defa inceliyordum. Yanına yaklaşıp kağıdı görmeye çalıştım. "0952 kodlu. Yani bu bugün ki dokuzuncu grup içindeki elli ikinci vaka."

"Dokuzuncu grup..." Düşünürcesine kelimeyi uzattı. "İhbarları gruplara mı ayırdınız?" Eh en azından dosya okumayı gerçekten de biliyordu. "Evet. Belirli tekrarlayan konuları ayırdık. Dokuz numara yanarak kül olanlar için."

"Bir ne için?" Diğerini yanına bırakıp alttaki folyoyu açtı. "Patlayanlar." Söylediklerim ilgisini çekmiş olacak ki büyük bir şaşkınlıkla bana döndü. "Patlayanlar mı?" Açıkçası onu bile şoka sokan bir duruma ben ne tepki vermeliydim bilmiyordum. Birkaç haftadır olan her şey berbat bir kabus gibiydi.

"Evet patlayanlar. Büyük kanlı bir şölen. Kötü bir modern sanat gösterisi gibi." Dosyayı savurup sehpanın üstüne attı ve geriye yaslandı. Bende yan dönerek ondan biraz uzaklaştım ama şimdi onu daha iyi  görebiliyordum.

Modern Çağ Vampiri ✔️ (Minsung)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin