31. Bölüm

29.8K 1.8K 263
                                    

Sevgili @TugbaAsli09 hiç hesapta kitapta yokken bölüm istediğin için, ev sahibi sensin. Bol bol yorum yaparak sajalamslsl şaka şaka, bölüm sizlerle. Keyifle okuyun.

🍂

Önünde durduğum apartman dairesine bakarken sokakta yankılanan adımı, sırtımdan akan terleri, yendiğim için sevinçten yerimde duramadığım anılardan buraya veda edişimi ve uzun zamandır da gelmediğim gerçeğini sırtıma yükledim. Duygu teyze kapıyı bizim için açmıştı ama hiç birimiz içeriye bir adım atamamıştık daha.

"Girsenize adaş," dedi Aslı camdan aşağı sarkarken. Herkes buraya toplanmıştı. Sabri'nin ailesi, diğer aile büyükleri. Herkes bizim gelişimizi beklemişti. Nesli ile Sabri suç işlemiş gibi değil de daha cesur bir şekilde arkada durmadan bizden önce içeriye girdiler. Nesli zaten her zaman böyleydi de gerçekten tencere kapak olmuştu ikisi. Arkamda bekleyen Alparslan'a başımla gel der gibi işaret yapıp bende arkalarından girdim içeriye.

Kapının önünde durduğumuzda Aslı açtı kapıyı. Yanında annesi Duygu teyze ve teyzeleri vardı. Aslı kardeşine kıyamaz gibi hemen kolları arasına aldığında sıkı sıkı sarıldılar birbirlerine. "Yaktın başını enişte," dedi Aslı. "Bununla yatan şaşı kalkar."

Sabri omzunu silkti yavaşça. "Kelin ilacı olsa önce kendi başına sürermiş," dedi Nesli'ye göz kırparak. "Bizimki o hesap." Ben ondan beterim diyordu ve tüm suçu üstleniyordu böyle yaparak. Herkes lafın gittiği yeri anladığından teyzeleri gülerken Duygu teyze sabır ister gibi ellerini yüzüne sürüyordu.

"Geç içeri geç," dedi Nesli'nin yüzüne bakmadan. "Sana hesap sorardım da, şimdi oğlanın yanında demiyorum bir şey."

"Anne nikahı kıydım," dedi Nesli arsızca. "İstese de vazgeçemez."

Sabri sessizce gülerken Duygu teyze ayıplıyor, teyzeleri de onun gibi çatlak olduğundan kıkır kıkır gülüyordu.

"Gelin ya, kapıda kaldınız," dedi Aslı kimseyi takmadan. O kadar çok ayakkabı vardı ki dışarıda seke seke girdik içeri. Herkesle sarılıp hasret giderdikten sonra bir tur da Alparslan'ı tanıştırdım. Teyzelerinden biri çaktırmamaya çalışarak parmaklarını birleştirip ağzına götürdü ve öptü. Mükemmel demek istiyordu kendince ve bunu gören Alparslan'ın da böbürlenir gibi kasılışı yanaklarımı kızarttı.

Salona girdiğimizde iğne atsak yere düşmezdi sanırım. Çok kalabalıktı ve herkes yüksek sesle konuştuğundan kavga ediyorlar gibiydi. Alparslan başta gerçekten kavga ediyorlar diye de telaş etmişti ama onun dışındaki herkes normal karşılıyordu bu durumu. Buralılar genelde bağırarak konuşurdu.

Herkesin elini sıkmaktan, öpmekten bir hoş olmuştuk yine. Sandalyede yan yana dizildik kurbanlık koyunlar gibi dördümüz. Yaşar amca elini de vermedi kimseye. Küs gibi tavır aldı hepimize. Herkes yavaş yavaş sessizleşince Sabri'nin babası ve Yaşar amca kendi aralarında düğün tarihi konuşmaya başladı ufaktan. Nikah olmuştu ama düğün de illa olacaktı, öyle söylüyordu Yaşar amca.

Yedik içtik her şey güzeldi hoştu ama Yaşar amca Nesli ile Sabri'yi ayağa kaldırıp karşısına geçti birden.

"Sen beni inadından nikahına çağırmadın ya," dedi gözlerini kısarak. "Bende dönmüyorum inadımdan." Dünürüne dönüp ondan da onay bekler gibi baktı. Başını sallayıp aldığı onayla devam etti konuşmaya. "Ya nişanı yaparız bu hafta sonu, ya da tövbe billah almam eve. Senin değil benim dediğim olacak, hayde."

Nesli'ye göre buraya kadar her şey süperdi de burada durdu bir süre. İstemeye istemeye onayladı. Sabri zaten o ne derse ona tamamdı. Tatlıya bağlanmış gibi öptürdü elini Yaşar amca bizlere ve geçti oturdu yerine. Kaldığı yerden sohbete devam ederken kimse ne olduğunu anlamadı ama Nesli'nin de korkulu ifadesi gözümden kaçmadı.

SARMAŞIK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin