8. Hiç bırakmayacakmış gibi

49 1 0
                                    

Yavaşça dudaklarından ayrıldım

"Tamam, o kızla görüşme"

"Nasıl istersen küçük hanfendi"

Aramızda büyük bir boy farkı vardı. O 1.90dı ben ise 1.63 o yüzden bana eğildi. Sinir bozucu bir şekilde gülümsüyordu.

"Ben küçük değilim! "

"Küçüksün" dedi inat edermiş gibi. Kollarımı göğsümde birleştirdim.

"Tamam küçük değilsin, hadi ama barışalım"

"Tamam, o kızla görüşme ve bana küçük hanfendi deme! Neymiş çocukluk aşkıymış. Başlatma küçüklük aşkına! Seside çok gıcıktı kızın zaten! Bir de kıza kendine iyi bak diyorsun.. "

Toprağın gözlerinin gözlerimde değilde, dudaklarımda dolaştığını gördüm. Dudağını yaladı, ardından dudağımı öpmek için bana yaklaştı. Karşılık vereceğim sırada arkadan adamların geldiğini gördüm.

"Toprak! Arkana bak! "

"Durun artık! " dedi adamlardan biri. Toprak ellerini elime kenetleyip beni de koşturtmaya başladı.

"Toprak yoruldum! "

"Dayan sevgilim.. "

Sevgilim mi? Şimdi düşüp bayılacaktım. Aniden durdum.

"Melodi koşsana"

Cevap vermedim, 'sevgilim' kelimesi aklımdaydı. O sırada toparlandım, kendine geldim ve etrafıma bakındım. Arkada koşan adamlara doğru yürümeye başladım.

"Melodi nereye gidiyorsun? Gitme! "

Cevap vermedim. Adamların karşısına geçtim.

"Ne istiyorsunuz? "

"Para."

Bir adım daha yaklaştım

"Vermezsen ikinizi de öldüreceğiz. "

"Tamam, kaç lira"

" 1 milyon"

"Ne?! "

Toprağa döndüm elini tuttum.

"Bencede sadece koşmalıyız"

Hızlıca koşmaya başladık. Gözden kaybolmuştuk, sonunda.

"Toprak, bizde kalır mısın? "

"Ne? Ama Annenler.. "

"Sorun etmezler. Hadi lütfen. Zaten bir ay sonra gideceksin. Birlikteliğimizin keyfini sürmeliyiz."

Gülümsedi ve elini yanağıma götürdü

"Haklısın."

Bizim sokağa doğru ilerlemeye başladığımızda gök gürledi. Çok sesli gürlemişti. Gürlediği an yağmur yağmaya başladı. Size bir sır vereceğim, ben gök gürültüsünden çok korkuyorum. Hemen ellerimi kulaklarıma götürdüm ve gözlerimi kapattım.

"Melodi"

Toprak bana sarıldı

"Gök gürültüsünden korkuyor musun?"

Başımı evet anlamında salladım. Toprak saçlarıma öpücük konduruyordu.

"Bak geçti, sadece yağmur yağıyor. "

Toprağın kollarından ayrıldım ve gökyüzüne baktım.

"Toprak.. "

"Evet? "

"Eğer bana bir gün bir şey olursa ağlama tamam mı? Ben de ağlarım yoksa. Gökyüzüne bakıp beni sevdiğini söyle. Emin ol ki bende seni sevdiğimi söyleyeceğim. "

"Melodi öyle konuşma! Sinirimi de bozma. Nerden çıktı bu?! "

"Bilmem. Ama sen söz ver"

"Ya Melodi.. "

"Söz ver"

"Tamam, söz"

Kollarımı iki yana açtım.

"Yağmur yağıyor! " diye bağırdım.

"İlk defa mı yağmur görüyorsun? "

"Hayır, ama yağmuru çok seviyorum. Özgür olduğumu hissediyorum"

"Anladım, o zaman birlikte özgür olalım. "

Toprak bana uzun uzun sarıldı, sımsıkı. Hiç bırakmayacakmış gibi..

Gece

Saat gecenin bir yarısıydı. Toprak, annemin Toprağa verdiği odada oturuyordu. Ben ise yatağımda oturmuş duruyordum. Midem bulanıyordu ve çok üşüyordum. Üstümde ise 4 kat battaniye vardı. Birden kapım çalındı.

"Gir.. "

Giren kişi Topraktı. Parmak uçlarında yanıma geldi.

"Annenler uyudu bende yanına geldim"

Dedi fısıldayarak

"İyi yaptın.. "  sesimin titrediğini fark ettim.

"Sen iyi misin? " elini alnıma götürdü ve ateşime baktı. Kaşlarını çattı.

"Çok ateşin var senin, yatağa yatsana"

"Midem bulanıyor"

"Ben sana yağmurda o kadar durmayalım dedim değil mi? "

Ofladım ve hemen sonra öksürdüm.

"Biraz yat"

"Çok üşüyorum.. "

Toprak bir anda yatağıma girip kollarını açtı.

"Artık üşümezsin"

Gülümsedim ve Toprağımın kollarına gömüldüm..

Sadece koşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin