Arabayla dağlık bir yerde durduk. Korkudan nefesim kesiliyordu. Bu kez kurtulamayacaktım, emindim.
Beni zorla arabadan indirdiler ve yere attılar."Bıraksanıza beni! "
Arabadan onların lideri indi. Bu kez Toprakta yoktu, ben bitmiştim.
"Tablo hırsızlarının sonu ölümle biter. Haberin yok mu? " dedi alaycı bir sesle. Gözüm dolu dolu onlara bakıyordum. Uzaktan bağırma sesleri duymaya başladım. Bu... Bu Toprağın sesiydi. Çok şükür. Toprağın bedeni göründü. Bana doğru koştuğu sırada onu durdurdular.
"Bırakın beni! "
En sonunda gözümden yaşlar akmaya başladı.
"Sevgilim! Yardım et! "
Toprak bana acıyarak bakıyordu. Nasıl geldiğini bile bilmiyordum. Toprak birden yere çömeldi ve ağlamaya başladı. İlk defa onun ağladığını görüyordum.
"Yalvarıyorum size. Onu bırakın. İsterseniz beni öldürün ama onu bırakın. "
İlk defa yalvardığını görüyordum. Lider silahını çıkardı ve acımasızca bana doğrulttu.
"Hayır! "
Toprağın ağlaması şiddetlenmişti.
"Toprak. Lütfen ağlama, lütfen. Benim sana önceden dediğim bir sözü hatırla. Seni seviyorum. "
Silah sesi duymamla gözlerim bulanıklaştı ve yere yığıldım. Son duyduğum sesler polis siren sesleri oldu..
Toprağın anlatımıyla
2 gün sonra..İki gündür ameliyattaydı. İki gün..
Bugün herşey belli olacaktı. Onun vurulduğu gün sanki elimden herşeyim gitmişti. İlk defa o an yalvarmıştım. Minicik sevgilim kandan çok korkar, ama kan bulaşmıştı miniğimin üstüne. Onu kanlar içinde gördüğüm an, bitmiştim. Elimden herşey gitmişti..
Ameliyathaneden doktor çıktığında hemen yanına gittim. Melodinin ailesi ve arkadaşı da arkamdaydı. Benim ailemde gelmişti. Doktor bey hüzünle ağzındaki maskeyi çıkardı."Durum ne? " dedim titreyen sesimle.
"Çok üzgünüz. Elimizden gelen herşeyi yaptık ama Melodi hanımı kurtaramadık. "
Elimi ağzıma götürdüm.
"Kurtaramadık ne demek? Bu ne demek doktor bey?" Ağlamadım. Şoka girmiştim. Melodiyi bir sedyede getirmişlerdi. Ona baktığımda rengi soluktu, buz gibiydi. Miniğimin bedenine bakarken titriyordum. Sedyenin önüne geçtim ve bebeğimin bedenine elledim. Bedeni buz gibiydi.
"Melodim, bana iyi olduğunu söyle. Hadi, lütfen. "
Cevap gelmedi. Evet, hiç susmayan Melodiden çıt çıkmamıştı. Gözümdeki yaşı sildim.
"Hadi Melodi, oyun oynama benimle.. "
Yine cevap gelmedi. Ondan son duyduğum ses 'seni seviyorum ' du. Yavaşça Melodinin alnına yaklaştım ve bir öpücük kondurdum.
"Çok yakında yanına geleceğim. Söz veriyorum.. "
Melodinin üstünü kapattılar. Gözümden yaş akmadı. Bir ruh gibiydim. Onu götürdüler. Bebeğimi benden ölüm aldı ama yakında onun yanına gidecektim..
4 gün sonra
Onun ölümünün üstünden 4 gün geçmişti. 4 gün..
Onun dediği şeyleri yapmaya başladım. Evin balkonuna çıktım, gökyüzüne baktım."Seni seviyorum Melodi! "
Bir kaç saniye sonra tam yanıma bir çiçek geldi. Bir papatya. Gökyüzüne baktım ve gülümsedim. İçeri girip evden dışarı çıktım. Kapıyı kapatırken annemin bana seslendiğini duydum ama takmadım. Arabaya bindim ve gitmeye başladım. Bilmiyordum nereye gittiğimi, sadece gidiyordum. Arabada o şarkıyı duymamla gözlerim doldu.
Senden tek isteğim, anılarımızı saklaman..
Bu bizim şarkımızdı. Arabanın hızını son hız yaptım. Kaşlarımı çattım. Son nefesimi aldım ve dev bir hızla bir yere çarptım. Çarptığım yeri bile göremeden gözlerim kapandı.
Yazarın anlatımıyla
Toprak orada hayatını sonlandırmıştı. İkiside gökyüzünde buluşmuştu. Onları ölüm bile ayıramamıştı. Mezarları yan yana olmuştu. Toprak, toprakların altında kalmıştı. Onları hiç bir şey, hiç bir zaman ayıramamıştı. Ölüm bile..
***
Böyle bir son bende beklemiyordum
Herşey bir anda gelişti
Lütfen sinirlenmeyin:D
Sizi seviyorum 🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece koş
AléatoireToprak belalı bir tiptir. Bir gün Melodi, normal bir günde dışarı çıkmıştır. Kim bilebilirdi ki o normal günde Toprak ile karşılaşacağını?