1 ay sonra
Bugün, o gündü. Toprağımın gideceği gün. Onunla 1 ay içinde onca şey yapmıştık. Sinemaya gitmiştik, dondurma yemiştik, yürüyüş yapmıştık, dans etmiştik, şarkı dinlemiştik, el ele koşturmuştuk, bir birimizi kıskandırıp trip atmıştık. Ama asla görüşmeyi bırakmamıştık.
Sabah istemeyerek, somurtarak yataktan kalktım. Annem sofrayı hazırlamıştı bile. Hızlıca yemeğimi yedim. Üstümü değiştirdim, çok özel şeyler giyindim ve makyajımı yaptım.
"Anne ben çıkıyorum! "
"Tamam kızım! "
Annemde Toprağın gideceğini biliyordu. Buarada, okula gelecek olursak.. Okuldan kaydımı alamamışız. Bu duruma çok üzüldüm fakat kendime bir söz verdim. Asla kendimi ezdirmeyecektim, asla..
Evden çıktım ve bir taksi durdurup bindim. Havaalanına gitmeye başladık. Yolda düşünüp duruyordum, ya o adamlar beni bulursa diye..
Toprak bu sorunun hal olduğunu söylüyordu ama içimde hala büyük bir korku vardı.Havaalanına geldiğimde taksiye ücreti verip indim. Bir adım attım ve havaalanında göz gezdirdim. Bir kaç dakika sonra içeri girdim ve orada oturan Toprağın gördüm. Beni görmesi için elimi salladım.
"Toprak! "
"Melodi!"
Valizini orada bırakıp bana koşmaya başladı. Bana sımsıkı sarıldı.
"Toprak! Seni çok özleyeceğim"
"Bende seni bebeğim, bende seni.. "
Yanaklarımı öpmeye başladı. O an dayanamadım ve gözlerimden yaşlar hızla süzülmeye başladı. Ağladığımı fark eden Toprak durdu ve yüzüme baktı. Eliyle göz yaşlarımı sildi.
"Hayır, hayır. Sen böyle ağlarsan ben dayanamam. Lütfen yapma Melodim. Yalvarırım. Ben sana gelme demiştim, daha kolay olurdu gitmem"
"Toprak seni bırakmak istemiyorum. Sensiz yapamam"
"İnan bana bende seni bırakmak istemiyorum, ama... Ailemi çok özledim. Benim iki tane hayatım var. Biri sensin, biri de Antalya. Söz veriyorum yaz olur olmaz buraya ışınlanacağım"
Ona tekrardan sarıldım.
"Toprak.. Haklısın ama.. Nasıl dayanırım sensizliğe..? "
"Dayanacaksın. Her gün görüntülü konuşup mesajlaşacağız. "
"Söz mü? "
"Söz bebeğim, söz.. "
O sevmediğim anons sesi duyuldu. Toprağın uçağı 5 dakika sonra kalkacaktı. Toprak son kez dudağımı uzunca öptü. Sonra tekrar göz yaşlarımı sildi. Arkasını döndü ve biraz ilerledi. Bıraktığı valizini alıp bana son kez baktı. Gülümsedi ve el salladı. Ben de el salladım. Toprak beni ardında bırakıp gitti. O tam olarak gittiğinde yere çöktüm.
"Nasıl yapacağım"
Diye fısıldadım ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım..
Saatler sonra eve geldim. Hızlıca odama geçtim. Gözlerim aynadaki bana takılmıştı. Makyajım akmıştı ve korkunç görünüyordum. Başımı sağıma çevirdim ve komodinimde duran Toprak ile benim resmime baktım. Orada piknik yapıyorduk. Komodine ilerledim. Fotoğrafı alıp uzunca baktım.
"Tek Toprağım sendin.. "
Fotoğrafı geri yerine koydum ve yatağıma yığıldım. Bir kaç dakika tavanı izledim. Bir kaç dakikalığına Toprak ile olan tüm anılarımız gözümün önünden geçti. Bir güldüm, bir kaşlarımı çattım anıları düşünürken. En sonunda uykuya daldım..
Telefonumun çalmasıyla yataktan fırladım. Rüyamda Toprağı görmüştüm. Bana elindeki elmanın yarısını uzatıyordu ve 'bu elmanın diğer yarısı olur musun' diyordu..
Hava çok karanlıktı ama saatin kaç olduğunu bilmiyordum. Uykulu gözlerimle telefona baktı. Uykulu gözlerim bir anda açıldı. 'Sevgilim' yazıyordu ekranda! Hemen telefonumu alıp açtım.
"Alo, Melodim"
"Alo! Toprak! "
Toprağın kıkırdamasını duydum.
"Sakin ol şampiyon. Uyuyor muydun? "
"Evet ama boş ver. Gittin mi? "
"Gittim. Annemler beni çok özlemiş. "
"Sevindim.. "
"Onlara senin resmini gösterdim çok tatlı ve güzel olduğunu söylediler. Annem kaç yaşında olduğunu sordu. 19 yaşında dedim ve 'oğlum kız çok küçükmüş' dedi sonra babamda 'Ya sen bıraksana oğlumu istediği kızı sever. Ayrıca seninle aramızda 5 yaş var' dedi. "
Hafif bir şekilde kıkırdadım.
"Seni güldürebildiğime sevindim"
"Bende gülebildiğime sevindim.. " derin nefes aldım.
"Görüntülü konuşmak ister misin? "
"Olur"
Telefonu kapatır kapatmaz ışıkları açtım ve çalışma masamın başına geçip telefonu bir yere dayadım. Gözlerim telefondaki saate takıldı. Saat sabahın 4üydü. Ama umursamadım. O yazı göründü! 'SEVGİLİM kişisi görüntülü arıyor'
Hızlıca telefonu açtım. Açtığım an Toprak gülmeye başladı."Hey, neye gülüyorsun? "
Solumda duran boy aynasından kendime baktım ve gülmeye başladım. Korku filmlerindeki korkunç yaratıklara benziyordum. Akan makyajımı silmemiştim, saçım topuz mu, at kuyruğumu belli bile değildi.
"Tamam, biraz komik görünüyor olabilirim ama artık gülmeyelim. Karnım ağrıdı. "
"Tamam, tamam.. "
Gülmemi bırakıp derin nefes aldım.
"Neden şuan yanımda değilsin.. Neden bu kadar uzaktasın? .. "
"Ne önemi var hangi şehirlerde olduğumuzun? Sonuçta benim memleketim senin ellerin.. "
"Ama o ellere dokunamıyorsun"
Sustu. Gülümseyip bir şarkı mırıldammaya başladı.
"Tut elimi, buradan gidelim. Olmaz demeden, dinle beni bi.. "
Şarkıyı tanımıştım. Bu yeryüzeyken konuşuruzun dinle beni bi' şarkısıydı.
Devam ettirmem için sustu. Bende devam ettirmeye başladım."Rüzgarım söndü, dindi ateşim.. "
"Ah bebeğim, ben hala deliyim.. "
Sen yokken ne gece ne de gündüz
Ne ay var ne tek bir yıldız.
Her yer karanlık ve ıssız,
göremiyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece koş
AléatoireToprak belalı bir tiptir. Bir gün Melodi, normal bir günde dışarı çıkmıştır. Kim bilebilirdi ki o normal günde Toprak ile karşılaşacağını?