"Aşkın kalbimi bombaya çevirmişken sen patlasan ne olur?"
~
"Neden bana aşık oldun ki?"
~
"Aldığın nefes bile erimeme yetiyor."
(DEVAM EDİYOR.)
_______________________________________________
Merhabalar! Bu benim ilk kitabım ve umarım güzel olur. T...
Y.N.: Merhabalar! Baştan uyarmalıyım ki bu bölüm biraz uzun oldu. Ama Bakugou'nunMinato'da kalmasıyla sizi sıkmak istemediğimden uzun yazdım çünkü öbür bölüme kalacaktı.
Ama umarım beğenirsiniz, iyi okumalarr.
Bu arada yorum atarsanız çok sevinirim :)
Sabah erkenden uyandım, saat sekiz buçuk civarıydı. Erken kalkmayı severim, insanlar genelde bunu garipsiyor. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa gidip kendime kahve yaptım.
Oturma odasına gittiğimde mışıl mışıl uyuyan Bakugou'yu gördüm. Diğer koltuğa geçip oturdum ve yeni aydınlanmış havayla coşan kuşların sesi eşliğinde dışarıyı izlemeye başladım. Cidden huzurlu bir andı.
"Mhmm..." diye ses çıkardı sarı cıvcıv. Uyurken çok şirin olduğundan civcive benzetmiştim. Ama ona cıvcıv diyecektim, çünkü neden olmasın?
Telefonumun kamerasından kendime bir bakayım dedim, yine kuzarmıştım. Son zamanlarda çok kızarıyorum...
Genelde de Bakugou'yla ilgili şeylerde kızarıyordum. Aah neyse ne, öyle bir şeyin imkanı yok!
Hazır telefon elimdeyken bir fotoğraf alsam sıkıntı olmazdı herhalde?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Güzel fotoğraf hehehe!
Yine dışarıyı izlemeye devam ettim, daha doğrusu devam etmeye çalıştım çünkü gözüm sürekli sarı cıvcıva kayıyordu. Sonunda kendimi onu izlerken buldum, hatta baya bir süre izlediğimi fark ettim.
O an aşırı huzurluydum. Her şey nasıl bu kadar mükemmel olabilirdi ki? Sıfatlar getirmekten yorulduğum, sadece o olmasının yettiğini kabul etmiş bulunduğum Bakugou Katsuki isimli şahıs oturma odasında, benle aynı evde uyuyordu. Hava açık ve ılıktı. Gökyüzünden gelen ışık, çimlerin yeşilini açığa vurmuş, çiçekleri beslemeye başlamıştı. Kuş cıvıltıları kulaklarımı dolduruyordu. Elimde de kahvem vardı.
Çok huzurlu... Neyse, bu an için her şeyimi verebilirim sanırım. Bakugou işe dahil mi tartışılır tabii.
Biraz daha oturduktan sonra kalktım. Kahvaltı hazırlamam gerekiyordu. Buz dolabından domates peynir çıkardım.
Domatesleri doğradım, peyniri kestim, zeytinleri koydum, yumurtayı kırıp içine biraz baharat attım. Ekmekleri doğrarken adım sesleri duydum.
Cıvcıv uyanmış herhalde.
Adımlar mutfağa gelmiş, duraksamıştı. Arkamı dönmeden konuştum, "Günaydın sarı cıvcıv."
