Bölüm 10-Yaz Kampı

866 54 202
                                    

Bakugou'nun Bakış Açısı

Uyanmıştım. Neredeydim? Ah, doğru, resim fırçasının evinde kalıyordum.
O aptal kendini koruyacak kuvvete sahip değil. Evde tekken ne olacağını, kimin, ne niyetle eve gireceğini kim bilirdi? Kahraman potansiyeline sahip olma adayı olan biri, içimden bir ses ona bir şey olmamalı gibi şeyler söylüyordu.

Doğrulup telefonuma uzandım ve saate baktım. Dokuzu geçiyordu. Bir süre etrafı dinledim ama ses seda yoktu. Bu salak kız gece baykuş gibi çatıda oturduğundan uyanamamıştı herhalde.

Düşüncemi teyit etmek için evin içini biraz dolaştım. Cidden uyanmamıştı.

Biraz aç hissediyordum. Kahvaltı hazırlayayım, diye düşündüm. Evde neyin nerede olduğunu bilmiyordum, bu yüzden biraz dolapları karıştırdım ve bir şekilde kahvaltıyı hazırlayabildim.

Sanırım resim fırçasını uyandırmalıyım?

Odasının önüne geldiğimde, neden bilmem, derin bir nefes aldım ve içeri girdim.

Girdiğimde bir afalladım.
Lan bunun odasında melek mi var??!

Oh, yanlış alarm, Minato'ymuş. İlk gördüğümde melek sandım. Her neyse yanlış görmem benim hatam değil!

Resim fırçası uyurken çok huzurlu görünüyor, gözüme hoş geliyordu. Ellerim terlemeye başlamıştı,
eee havalar ısınıyor sonuçta. Bu iyiydi çünkü özgünlüğümü daha iyi kullanabilecektim.

Bir süredir resim fırçasını izlediğimi fark ettim. Normalden parıltılıydı.
Neden bilmem ama sanki onu uyandırmamalıymışım gibi hissettim.

Bir fotoğraf alayım bari,
belki lazım olur.

Yatağının yanına çömeldim ve onu izlemeye devam ettim. Nefes alışı beni huzurla dolduruyordu sanki.
O an zaman durmuş gibi gelmişti.

Açılmaya başlayan gözlerini gördüğümde afallayarak geri çekildim.

Resim fırçası da irkildi,
"Napıyorsun, beni mi izliyorsun?" dedi şaşkınlıkla.

"Seni ne izleyeceğim! Uyandırmaya geldim, saat ona geliyor ama hâlâ uyuyorsun!" dedim panikle.

Ben, panik?? Ne??

"O kadar oldu mu ya?"

"Oldu tabi! Gece kukumav kuşu gibi oturursan sabah kalkamazsın böyle!"

(Annemin meşhur sözü)

"Ya üff! Hafta sonu zaten amma abarttın!"

Kapıya doğru yöneldim,
"Çabuk gel kahvaltı hazırladım."

"Ooo ellerine sağlık!" dedi saçını tararken.

Aşağı indim ve sofraya oturdum, kalbim normalden hızlı çapıyordu. Az sonra o geldi, kahvaltıyı yaptık. İki gündür onunla yediğim kahvaltılar çok lezzetli oluyordu. Garip bir şekilde neşeli bir kızdı ve bunu etrafa da yayıyordu. Onun boş konuşmalarını dinlerken yemek iştahımı açmıştı.
"...sonra dedim ki 'sen ne diyorsun?' AHAHAHHAHA!!"

Gülüşü...
Elimde olmadan kıkırdadım.

"Sence de yavru köpekler çok sevimli değil mi??"

"Yani, evet."

İmalı bir biçimde gülümseyerek baktı. Garip bir şey mi söylemiştim?
Bu şekilde -ve sürekli bana misafirliğe gidilen teyze gibi bir şeyler yedirmeye çalışmasıyla- karnımızı doyurduk.

Bakugou x OC  (Bakugou x Reader ~~ Bakugou x YN)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin