"Peki, evet, dinliyorum. Bana söylemek istediğin nedir?"
Belli etmemeye çalıştığı şaşkınlığı bir süre için devam etti. "Ben..."
Anlaşılan oydu ki zor olan kısım beni konuşmaya ikna etmekti. Plansızca konuşmaya başlayacakken kelimelerini seçmeye çalıştığını anlayabiliyordum sessizliğinden. Elini acele etmesi gerektiğini belirterek hafifçe sıktım. "Hadi zaman işliyor, tamamlamamız gereken bir görevimiz var!"
Işık olmadığı için hareketlerini seçmek zordu, arkasını diğer eliyle yoklayıp alan var mı diye kontrol etti. Bir adım geri attı hala elimi tutarken.
"O gün hatalıydım, yani, öyle davranmamam gerekirdi-"
Sözünü direkt kestim, "Hatalı olduğunun farkında olman güzel bir şey." diye yüzüne çarparak ekledim.
Kaç gece boyunca döktüğüm onca gözyaşının bana bu hakkı verdiğini düşündüm.Minik bir duraksamadan sonra devam etti.
"Gözüm dönmüştü, cidden yaptığım şeyin ne kadar ciddi olduğunun farkında değildim. Gerçekten sadece kalbimin çıkacak gibi attığını hatırlıyorum."Beklentisini anlamaya çalışarak, biraz da iğneleyerek, sordum. "Hmm, bir anlık sinir diyip geçelim mi yani?"
"Şey, hayır. Sadece o an fazla- demek istediğim..."
Nereden geldiğini ayırt edemediğim ufak bir düşüş sesi geldi uzaktan.
Diğerleri çalışırken biz olabilecek en alakasız yerde bu konuyu konuşuyor, ders anlamında vakit kaybediyorduk.
Bizim kuklalar durdukları yerde üstlerinde biriken tozla birlikte pür dikkat diyaloğumuzu dinliyorlardı sanki."Bazen anlık sinirle hareket edebiliriz, Bakugou, hepimiz bazı anlarda yapıyoruz bunu. Ama o günkü... Daha farklıydı. Birikmiş bir öfke mi, yoksa kıskançlık mı veya başka bir şey mi bilmiyorum ama bu çok fazlaydı. Ve biliyor musun? Senden daha önce hiç korkmamıştım, hiç. Ta ki o geceye kadar."
Sesim öncekine kıyasla oldukça yumuşak çıkmıştı, belki de yorgunluktandı.
Yutkunma sesi kulağıma gelmişti. "Minato, biliyorsun ki -lütfen cümlemi bitirmeme izin ver- onunla, Futago'yla fazla yakın olmamanı senden daha önce istemiştim. Çünkü ona güvenmiyordum-"
"İyi de çocuğun hoşlandığı başka birisi var."
"Nereden emin olabilirdim 'başkası var' ayağına sana yanaşmayacağına?"
"O öyle biri değil çünkü,"
"Peki seni kandırmadığına-"
"Beni saf mı sanıyorsun? Sence bunu bile ayırt edemez miydim, yıllardır arkadaşım olan birindeki değişimi bile göremez miydim veya sadece sen mi anlayabilirdin? Bizim de bir şeyleri yapabileceğimizi öğrenmelisin, egondan kendi önüni bile göremiyorsun."
Derince nefes verdi. Elini biraz sıktığımı fark ettiğimde gevşettim. "Tamam, haklısın belki ama-"
"Aması falan yok, Bakugou. Her şeyi, bak her şeyi geçtim; benden bile şüphe ettin lan, sevgimden bile şüphe ettin!"
„Belki de onu benden daha çok seviyorsundur!"
"Hayır, ben... Öyle değil. Aptallık ettim, diyorum ya sana, yaptıklarımın farkında değildim!"
O kendini savunmaya çalışırken bu sadece her şeyi hatırlamama sebep oluyordu."Evet aptallık ettin, farkında olman gerekiyordu! Kahraman olacaksın sen, tüm suçlular 'farkında değildim' dese bu işin içinden çıkılır mı-"
"Beni bir suçluyla mı karşılaştırıyorsun gerçekten?"
Eğer yapabilseydim alnımı ovalar, tokadan kurtulan saçımı kulağımın arkasına atardım.
"Seni herhangi biriyle karşılaştırmıyorum, durumları karşılaştırıyorum. Görüyorum ki duydukların hoşuna gitmiyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bakugou x OC (Bakugou x Reader ~~ Bakugou x YN)
Fanfic"Aşkın kalbimi bombaya çevirmişken sen patlasan ne olur?" ~ "Neden bana aşık oldun ki?" ~ "Aldığın nefes bile erimeme yetiyor." (DEVAM EDİYOR.) _______________________________________________ Merhabalar! Bu benim ilk kitabım ve umarım güzel olur. T...