Bölüm 19-Gösteri Günü

513 30 153
                                    

Neler olduğuna bakmak için odamdan çıktım ama çoktan gitmişlerdi.
"Kesin olay çıkacak!" diye mırıldandım kendi kendime.

Aceleyle aşağı indim,
"Dai ve Bakugou'yu gördünüz mü??"

Hayır, cevabını verdiler.
"Sorun ne Minato?" dedi Midoriya. Todoroki devam etti, "Endişeli görünüyorsun."

"Sonra konuşuruz, tamam mı?" dedim ve hızla bahçeye çıktım.
Etrafa baktım, biraz daha ilerileri inceledim. Saniyesinde nasıl kaybolabilirlerdi ki?

Okulun diğer bloklarının etrafına da baktım, her taşın altına ama nafileydi.

Aklımda soru işaretleriyle yurda döndüm. Zira saat gittikçe ilerliyordu, yemeği kaçırmış bile olabilirdim.
"Eiko, nerelerdeydin?" diye sordu Mina. "Biz akşam yemeğini yedik bile. Ama sana da ayırdık, merak etme."

Yanına attım kendimi.
"Teşekkürler. Ama Dai ve Bakugou'yu daha çok merak ediyorum."

"Ben buradayım Eiko." dedi o sırada Dai.

Birden duyunca şaşırdım.
"Işınlanıyor musunuz lan, ne ara geldiniz?"

Normal normal şöyle söyledi, "Hm? Buralardaydık zaten."

Ben mi körüm ya?

Kalkıp onun yanına gittim. Çenesini tuttum ve çevirdim, yüzünde yumruklandığına dair bir iz yoktu. Ellerinde parmaklarını avucuna bağlayan yerdeki kemiklere de baktım, yine normaldi. Cidden konuşarak mı anlaşmışlardı? Buna inanmak güçtü.

Ufaklık "Eiko, nabıyon?" diye sordu.

"Hiç, baktım sadece. Bakugou bir şey dedi mi?"
Endişeliydim çünkü Bakugou gibi sinirli bir insan ve gıcık kapmış Dai arasında sakin bir şey yaşanması düşük bir ihtimaldi.

Her zamanki haliyle konuştu.
"Ne diyebilir ki?"

"Ne bileyim? Gergin görünüyordunuz."

"Konuştuk sadece."

Üsteledim.
"Ne konuştunuz?"

"Onu uyardım, o kadar."

"Hangi konuda?" diye sordum. Cidden endişeliydim ve bir şey anlayamıyordum.

Kestirip attı.
"Soru saatin mi geldi?" dedi hafifçe gülerek.
Sorgulayan bir insandım, sık sık soru sormam artık ikonikleşmişti. Dai de tabii ki bunu biliyordu. Özel bir durum olsa bu kadar üstüne gitmezdim fakat çıkışları hayra alamet değildi, ve düzeltmek için bilmem gerekiyordu.

Ne oluyor ulan?!!

"Tamam," dedim ve ayağa kalktım. "Seninle sonra görüşeceğim beyefendi!"

Dai'nin bakışlarının eşliğinde merdivenlere yöneldim. Bakugou'nun da merdivenlerin başında olduğunu gördüm. Daha yeni o yöne doğru dönüyordu. Hızlı adımlarla yanına gittim.
Orada bir bakıştık. Normal, ifadesizdi.
"Nereye böyle?" diye sordum.

"İstersen senin odana, istersen benim." yanıtını verdi.

"Benimkine gidelim." dedim. Ve aceleyle kendi odama yöneldim. Acele ediyordum çünkü neler olduğunu konuşmamız gerekiyordu.
Yaptığımızda yanlış bir şey yoktu, çocukluk arkadaşımla her zaman yaptığımız gibi normal bir şekilde zaman geçiriyoduk ama Bakugou yanlış anlamışa benziyordu. Sorun neydi?

Dışarıdan nasıl göründüğümüzü canlandırmaya çalıştım gözümde.
O an fark ettim ki olayın aslını bilmeyen biri için cidden garip bir görüntüydü.
Ben kendimi biliyordum ama Bakugou buna ne tepki verecekti? Sessizliği beni daha da strese sokuyordu, herhangi bir tepki göstermemişti çünkü.

Bakugou x OC  (Bakugou x Reader ~~ Bakugou x YN)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin