Gerçek Sen Kim Kara Gölge?

43 3 0
                                    

Yeni bir bölüm ile herkese merhaba, umarım beğenirsiniz ve lütfen yıldıza tıklamayı unutmayınn sizi seviyorumm...🌑🌹🫀

~Berra'dan~:
Kahvaltımı hızlıca bitirmiştim şükür, çünkü karşımda oturan adam kahvaltımı yapmaya başladığım zamandan itibaren 3 dakika boyunca beni izlemişti üzerimdeki baskıyı hissedince bende ona bakmıştım.
Ona yaptığımın aynısını karşılık vererek yapıyordu.
Kahvaltımı bitirip ayağa kalktım burağı zeynep ablalara bırakıcaktım ama adliyeye gitmem gerekiyordu o yüzden bırakmaya vaktim yoktu güneş yemek yerken onu izleyen burağa baktım,bu çocuk gerçekten aşıktı "güneş burağı sizin eve götürür müsün? Ben adliyeye gidiceğimde" bakışları bir bana birde onu izleyen burağa gitti "tamam bırakırım ben" bunu bıkmış gibi söylüyordu burak bana gülümseyerek bakıyordu şuan "beni sen bırakır mısın berracım? Bu omlet kafa ile gitmek istemiyorum" gözlerimi açtım güneşe omlet kafa mı demişti? Güneş burağa dönüp tek kaşını kaldırdı"ben mi omlet kafayım?" burak güneşe yan bir bakış attı bu sefer"yok ben,sensin tabi berra kadar güzel değilsin onu kıskanıyorsun" sinirini geçirmek için nefes aldı.
Gerilimi anlayınca burağa döndüm"burakcım gel biz gidelim hem sana evde bir sürprizim var" kulakları söylediğimi duyunca heycanlandı oturduğu yerden kalkıp elimi tuttu hemen"gel cicim gidelim de bana sürprizimi ver" onun bu haline kahkaha atıcaktım ama bir dolu asker ile aynı ortamda bulunuyordum, yemek yiyen güneşe döndüm bu sefer "güneş araban bende kalsa olur mu? Adliye burdan birazcık uzak o yüzden bir araba kiralıycam yarın" salatalığı yerken bana baktı"al tabi kara kız sorun etme ben ağabeyimin arabasını alırım" sol elimi tutan burak ile yemekhaneden çıkıp eve doğru yürüdük.
Anahtarı cebimden çıkarıp deliğine sokmuştum sağ tarafa çevirdiğimde açılma sesini duyunca içeriye geçtik burak ile aynı boya eğildim "burakcım ben sana sürprizini vereyim,sende o sırada eşyalarımı toplıyana kadar beni bekler misin?" başını heyecan ile aşağı yukarıya salladı bende mutfağa geçip buzdolabından marketten aldığım sütlü çikolatayı elime aldım içeriye geçtiğimde boyu daha kısa olduğundan koltuktan ayaklarını bir ileri bir geri sallayan burağa baktım"evet küçük bey sürpriziniz buyrun"diyip eline marketten aldığım çikolatayı verdim gözleri mücevher görmüş gibi büyüdü sonra heyecan ile "çikolata! En sevdiğim!" diye bağırdı gülümseyerek saçını sevdim sonra aynı boya gelmek için dizlerimi büktüm"ben şimdi odamda çantamı ayarlıyayım sende burda usluca çikolatanı ye olur mu?" çikolatanın ambalajını açarken başını usluca salladı, ayağa kalkıp odama geçtim bilgisayarım dahil herşeyi aldığım için eşyalarım burdaydı hemen diz üstü bilgisayarımı kendi çantasına koydum sonrasında makyaj yapmasam bile yüzüme bakım yaptığım için kısa sürelik bir bakım yaparken burak içeriye küçük adımlar ile geldi "girebilir miyim cicim?" yüzüme krem sürerken başımı çevirdim gülümsedim "gel, gelin bakalım prens hazretleri" sonra hızlıca yanıma gelip yatağın üzerine oturdu bakım malzemelerine bakıyordu "bunlar ne?" henüz daha kadın bakım malzemelerine tam alışamadığı için garipsiyordu "bunlar biz kadınların güzelleşmek ve cildimizi genç tutmak için kullandığımız malzemeler" hala anlamamıştı ama ona rağmen başını usulca sallamıştı bakım malzemelerimin içinden bir krem çıkardı ve elinde tutarak bana gösterdi "bu ne?" gözlerim eline bakınca bunun bir gözaltı kremi olduğunu gördüm "bu bizim gözaltımıza kullandığımız krem" kapağını açıp kokusuna baktı beğenmemiş olucak ki yüzünü buruşturup kremin kapağını kapattı "ıyy iğrenç! Siz kadınlar bu iğrenç şeyi sürüyor musunuz?" cilt bakımı bitirip yanaklarını sıktım "evet bebeğim çünkü biz kendimize değer veriyoruz hadi tut elimi gidelim" yataktan indip odadan çıkmıştı bende bilgisayarımı elime alıp odanın kapısını kapatmıştım.
İçeriye geldiğimde burak ayakkabısını giyiyordu bende hemen yanına giderek ayakkabımı giydim ve dışarıya çıktık yan evimizde olan zeynep ablaların kapısının önüne geldiğimde Alper açmıştı gözleri beni bulunca küçük kız kardeşini bulan bir ağabey gibi sevinç ile sarıldı "berra seni nasıl özledim bir bilsen" sarılırken bir sağa bir sola gidiyordu ve yavaş yavaş benim boğazımı sıkmaya başlıyordu nefes alamayacağımı fark edince koluna vurdum ama yine çekmedi sonunda karın boşluğunu cimcik attım hassas noktası olduğu için hemen kendisini geri çekti "kızım iki sevelim dedik sende bizi cimcikliyorsun sevmiycem vallahi bundan sonra" yüzüm kızarmış olucak ki garipseyerek baktı "alper manyak mısın? Boğuyordun beni eğer cimciklemeseydim ölücektim" ellerini yan yan salladı "tamam tamam sen niye geldin?" kendimi açıklayacaktım ama sert bir ses buna engel oldu, sanki arkamdan bir ayı kükrüyordu.
"Alper komutan seni çağırıyor nerdesin?" alperin gözleri yukarıya doğru tırmandı sonra arkamda ki adamı görünce başını salladı"tamam bende geliyordum zaten,hadi görüşürüz berra ben gidiyorum "bana dönüp gülümsedi bende alpere karşılık gülümsedim"bende gidiyorum zaten görüşürüz " arkamı döndüğümde karşımda büyük bir beden gördüm gözlerim yukarıya çıkınca bu kişinin meşhur kara gölge olduğunu gördüm bana hala şüpheli gibi bakıyordu"sen kimsin?" kendisi gibi sert ve çevik olan bir ses ile bana soru sormuştu.Ellerimi kabanımın cebine koyduğumda gayet rahat bir tavır sergiliyordum ona karşı "sizi ne ilgilendirir?" tek kaşı havaya kalkıp bana alay eder gibi baktı "bunu yemekhanede gözlerini benim üzerimden çekmeyen kadın mı söylüyor?" biliyordum fark etmişti sonradanda olsa fark etmişti,bende onu kendi silahı ile vurucağım o zaman "bunu ben yemek yiyene kadar gözlerini benden çekmeyen adam mı söylüyor?" ellerini arkasında kavuşturdu sonrasında aynı benim gibi rahat bir tavır sergiledi "ben sana kimsin? demiştim bunu söyle ki bende sana bakmıyayım" yüzüm bu sefer normal halini aldı"neyi bu kadar merak ediyorsunuz?" bende bunu merak ettim bunu bana söyliyecek misiniz?"bir adım bana yaklaştığında kendimi çekmemiştim "sen benim sorumu yanıtla bende senin sorunu" daha fazla uzatmamak adına ellerimi ceplerimden çıkardım "ben Hakim Berra Akgün peki siz kimsiniz?" özgüven ile sorduğum soruya dudağının sol tarafı yukarıya kalkmıştı " sizden hiç memnun olmadığımı bilin hâkime hanım bana gelicek olursak,bende kara gölge " komik bir sey söylemiş gibi kahkaha attım"bunu bende biliyorum kara gölge ama ben asıl seni sordum, gerçek seni" arkadaki elleri iki yana havaya kalktı"o zaman sen asıl beni öğren ne dersin hakime?" onu öğrenemeyeceğimi sanıyordu bu yüzden böyle rahattı"zaten seni öğreneceğim kara gölge,bir kere merak radarıma girdin bir daha çıkamazsın" bu sefer ben bir adım yaklaştım "seni öğrendiğim zaman bunun karşılığı ne olucak?" ellerini iki yanına indirip başını ona göre kısa olduğum için aşağıya indirdi sonrasında sert sesi ile yanıt verdi "soruna karşılık olucak hâkime"ikimizde birbirimize cesurca bakıyorduk.
Bir kaç saniye daha bakıştığımızda geri adım atarak arkasına bakmadan yürüdü benim ise dudaklarımdan sinsilik ile bu cümleler döküldü "seni öğrenmeden burdan gitmeyeceğim kara gölge"

YAZ GÜLÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin