Susturulması Gereken Vicdan

39 3 0
                                    

Herkese yeniden merhaba yeni bir bölüm yeni bir yaşanmışlık ile merhaba,bölümler düzeltilmiş şekilde yazılmıştır eğer yazım yanlışı olursa bunu yazarak belirtebilirsiniz sizi seviyorum...🌑🌹🫀

~Berra~:
Ben dayımı her zaman saygı ile anardım,o kadar mutlu gözüken birisi içten içe her gün ölebilir miydi? insanlar yaşam süresi sadece mezar taşında yazan iki tarih arasında mıdır? Doğum tarihi ve ölüm tarihi sadece hayatı bunlardan mı ibaretti? Hiç bir insanın yaşamı, hayatı bundan ibaret değildir.Kimi insanlar vardır ki o iki tarih arasında dünyanın çekmediği kahrı çekmiştir dedem dayım 13 yaşındayken ölmüştü, küçücük bir oğlan çocuğu iken tüm ailenin kahrını, cezasını o çekmişti her zaman merhametini sevmişimdir dayımın çünkü o küçücük çocukken annesinin tüm ailenin yükünü omuzlarında taşıdığını görmüştü, hissetmişti sadece 13 yaşında ki bir çocuk annesinin acısını gözlerinden okuyabilir miydi? dayım herkesin gözünün içindeki yarayı anlardı bana demişti ki "Berra ben annemin gönül acısını, çaresizliğini,kimsesizliğini gördüm daha gençliğin baharındayken bir insan 6 çocuğun yükünü sırtında taşıyabilir mi? taşıdı benim yiğit anam yüzünü hiç bir zaman eğmedi, herkese rağmen dik durdu ben annemin çaresizce ağlayışlarını kapının önünde dinleyen bir çocuktum böyle büyüdüm benbana babamın öldüğü gün gözlerinde ki çaresizlik ile "bu ailenin babası da benim anası da,ne sen ne de kardeşlerin hiç biriniz yüzünüzü yere eğmeyeceksiniz" ben o günden sonra bu ailenin ayağı oldum,kolu oldum, başı oldum ben bu ailenin acıları ile büyümüş bir çocuktum" kimsesiz büyümüştü o ne annem ne teyzelerim hiç biri kimsesiz büyümemişti, bir tek sadece bir tek dayım o ailenin baba şefkati ile ısınan evinde değilde o ailenin acısı ile ısınan evinde büyümüştü.Kapıda ifadesizlik ile bakıyordum araf'a sol gözümden bir yaş düştü araf ellerimi tutarak teselli vermeye başladı,neden her zaman teselli eden oydu bir kezde ben edeyim nolucaktı ki? bir kere benim acılarım bitsin ben onu anlıyayım"berra korkmanı gerektiricek bir durum yok dayın kanserin ilk evresinde,daha önceden fark edildiği için 6 aydır düzenli tedavi görüyormuş zamanı erken olduğu için son 1 haftası kaldı tedavi için doktorlar olumlu yaklaşıyorlar bu duruma, sen kimseye bahsetme ve korkma tamam mı?" ne yapacağımı bilmiyordum çaresizdim onca acıyı çekmişti küçük kızı vardı o ölürse kim bakacaktı? ben taşıyamazdım bu sözü karısının kızının yüzüne nasıl bakıcaktım? başımı hayır anlamında salladım yapamazdım "b-ben araf nasıl olur ben o adamı mutlu görürken o aslında ölüyor muydu? ben nasıl yapıcam? nasıl bakıcam yüzüne, aileme ,ailesine? "ellerimi daha sıkı tutarak uyarı verdi "bana bak,senin neler yaşadığını ben biliyorum anladın mı? ben! sen herşeye göğüs germiştin buna mı geremeyeceksin? yenileceksin? sakın, sakın böyle bir şey yapma!" başımı hayır anlamında salladım daha baskın çıkan sesi ile tısladı adeta " sana diyorum berra! eğer böyle bir şey için kendini düşürürsen seni affetmem, anladın mı? affetmem o kadınada kızınada sen sahip çıkacaksın,sen kollayacaksın! bu fedakarlığı benim için değil dayın için, sağlığı için, ailesinin iyiliği için sil gözyaşlarını ben bir daha bu görüntü ile karşılaşmak istemiyorum,bak beni ilk defa böyle sana karşı sert görüyor olabilirsin ama inan bu benim acımasız tarafım değil o yüzden tanışmak istemiyorum diyorsan kendini güçlü tut" başımı salladım aşağı yukarı"söz mü?" tereddüt ettim ilk önce, ilk defa dayımı çaresiz görüyordum"söz" dedim söz vicdanımı susması için gereken bir sözdü bu söz elleri ile göz yaşlarımı silip kapıdan çıktı ben burda kalamazdım yanlarına gitmem lazımdı.Arafın arkasından çıkıp merdivenlerden inmeye başladım kapıdan çıktığımda dayım ile konuşuyordu göz göze geldik dayımla o anda tereddüt etmeden yanına gittim yanlarına gittiğimde sessizlik olmuştu aralarında üçümüz de nasıl konuşacağımızı bilmiyorduk, dayım ilk önce araf ile göz göze geldi araf ise sanki ona gözleri ile konuşuyormuş gibi bakıyordu bana döndü sonra çaresizliğimi, verdiğim sözün ağırlığı altında ezilmiş olduğumu gördü "biliyor mu?" diye sordu dayım ilk lafa giren o olmuştu araf başını aşağı yukarı salladı evet dercesine evet senin acını biliyor,bu sadece sen ben ve berra arasında olmuş ağır bir sözün anlaşmasıydı ve bu sözü birisi duyarsa o kişide yıkılır sende, bende herkes yıkılırdı dayım ellerimi tutarak naif ses tonuyla seslendi bana " berra'm, güzel yiğenim bak bakayım bana" gözlerim dolmuş bir şekilde kafamı dayıma çevirdim " bak araf sana bahsetmiş bahsetmesine ama büyük bir hata yapmış,bunu yaptığı için affet dayıcım ama benden sonra eğer bana bir şey olursa..." gözlerimi açtım dayımı keskin bir ses tonu ile uyardım "sakın dayı! ben gerekirse sana da bakarım yengemede kızına da, böyle düşünme sana bir şey olmayacak hem...hem araf söyledi doktor senin hakkında iyi düşünüyormuş" araf'a döndüm gözlerim ile ona inandığımı belirttim kafasını aşağı yukarı salladı"bak iyi düşünüyormuş, sakın beni düşünme sağlığını düşün ben bu sözün altında ezilmem aksine aileni bana emanet ettin diye sana minettarım dayı bana güvendiğin için geçicek hepsi mutlu olucaksınız" dayımın gözleri dolmuştu konuştuğum süre boyunca başımdan tutup sarıldı, saçlarımı okşadı "seni diğer kuzenlerinden niye ayırdım,niye daha çok yanımda tuttum biliyor musun?" bir kaç saniye bekledi sonra sorduğu soruya kendisi cevap verdi "çünkü sen diğerlerinden farklısın berra, ben senin masumluğunu bana ne kadar güvendiğin saygı duyduğunu gözlerinden gördüm ben seni bu yüzden yanımda daha çok tuttum hayatın acılarına alış,kendin için ailen için çabala diye" kendinden ayırdı sonra yavaş yavaş araf ile birlikte ona bakıyordum başını araf'a çevirdi işaret parmağını sallayarak '' bana bak kara oğlan iyi bak bundan sonra ailem berra'ya,berra da sana emanet" sonra bana dönerek aynı şekilde bana da ikaz etti " kara oğlan da sana emanet kara kız, siz birbirinize emanetsiniz" derin bir nefes aldı sonra ellerini arkada birleştirip ikimize baktı"en güvendiklerimi birbirlerine emanet ediyorum sakın ola ki emanetlerime sahipsizlik yapmayın!" başımızı salladık ikimizde birbirimize baktık çocuksu halimizle birbirimize güvendik, sırtımızı birbirimize yasladık dayım araf'ın omzundan tutup bana döndü "de hadi eve git kara kız, bende kara oğlan ile hastaneye gideyim" başımı salladım ardından yürümeye başladılar ikisi birden,mahalleden çıkana kadar girmedim eve sonrasında eve doğru yürüyüp eve girdim...

YAZ GÜLÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin