9-Sorgu

110 9 0
                                    


Uyandım. Ölmemiştim.

Yaşadığıma dair ilk şaşkınlığımı atlatmam pek kolay olmamıştı. Nasıl da emindim kendimden. Nasıl da emindim beni yakalayan sondan.

Elime bir şey bağlı olduğundan ilk önce gözlerimi açmaya korkmuştum. Nedense unutmakta iyi olan zihnim bu defa uyanır uyanmaz tüm gücüyle beni dürtüklemişti. Kendimden geçmeden önce masal, masal diye tutturup söylemiştim en büyük sırrımı. Sırrım herhangi bir sır değildi üstelik çoğu zaman benim aklımdan çıkarttığım kabullenemediğim gerçeğimdi. Hayatımı kolaylıkla bitirebilecek bir şeydi. Herkese güçlü bir koz verirdi bana karşı. Artık Murat, Aslı, Kerem'de bu koz mevcuttu. Ne olursa olsun diye gemileri yakmıştım ama ya şimdi? Şimdiyi hiç düşünmemiştim. 

Her şeyi bitirmek istiyordum.

Gözlerimi açtığımda umutsuzlukla kolumu çekiştirdiğimde beni kendisine çeken şeyle tanışmıştım. Serum uzun uzadıya üstten üstten bana bakıyordu yattığım yerden.

Misafir odasındaydım. Yanımda sadece serum olmadığını anlamak oldukça kısa sürmüştü. Eğer ilk bakışımı seruma vermeseydim odada Murat'ın da olduğunu anlamam işten değildi.

Yanımdaydı. Uyuyordu. Yatağın yanına çömelmiş kolu bana doğru uzanmıştı. Kaşlarımı büzüştürmüş ne olduğunu hatırlamaya koyulmuştum. Oysa yakın bir zaman diliminde onlara kendi ablamı öldürdüğümü söylemiştim. Beni dinlemişlerdi değil mi?

Saçlarını görüyordum sadece güzel dalgalı saçları şimdi sol elimin hemen yanındaydı. Aslı bana iğne yapsın diye sıkıca tuttuğu ve bana hiç çaktırmadığı kolumun uzantısından bahsediyordum. Benim için mi beklemişti burada? Ne diye yanımdaydı böyle...

Dokunmak istedim ona. Ne olursa olsun bir tek onu hissetmek istedim yine. Yapacaktım da elim saçlarına gitmişti ancak geri çekmiştim ardından. Korkuyordum. Oysa özgürce taradığım günler vardı onun kısa saçlarını.

 Eskiden çok yorulduğunda kucağıma yatardı, böylece ben de hiç sorgulamadan saçlarını okşardım elimle. Bir gün daldığım için kucağıma yattığında saçlarını okşamamıştım. O ise elimi kaldırıp saçlarına götürmüştü. Etrafta soğuk soğuk gezen kibirli duran bir adamın uzaktan baksanız böyle dinlenebildiğini, sakinleştiğini düşünmezdiniz.

Geçmişe kısa bir perde çekmek zorundaydım. Ne de olsa beni o anı şeritleri kurtarmıyordu. Olduğum yerden rahatsızlık duyuyordum. Aslında sorun olduğum yer de değildi. Sorun benim çoktan hapsi boylamam gerekirken burada yatıyor olmamdı. 

Her seferinde hatırlatıyordum bunu kendime. Neden özgürsün? diyordum. Hak etmiyorsun. Beş yıl boyunca özgür olduğum söylenemese de son bir yıl bu düşünce beni alt etmiş içimi dışıma çıkartmıştı. Sürekli kendime her şeyi bitireceğimi ama son kez birisini görmem gerektirdiğine inandırıyordum. İşte görmüştüm son kez görmem gerektiğini. Beni ne durduruyordu?

Yatakta kalkmaya çalışırken elimdeki bandajları inceliyordum. Kim sarmıştı bunları bilmiyordum. 

Doğrulmuştum ayna karşımdaydı şimdi elim boğazıma gitmişti boğazımda da ufak bant vardı hemen bir kaç gün önceden kalma morluğun üstündeydi. Kötü gözüküyordum. Elimi boğazıma götürmüş ve histerik bir şekilde gülmüştüm bela bana gelmiyorsa ben bela oluyorum diyordum kendi kendime.

"Kalkma." Demişti Murat üstümdeki örtüyü çekiştirirken çoktan uyanmış hatta ayağa kalkıp baş ucuma gelmişti bile. Duraksamış elimi kopartmak üzere götürdüğüm serumda durdurmuştum. Ona bakmıyordum benim hakkımda ne düşündüğünü duymaya anlamaya korkuyordum.

Gerçek ve ÜstüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin