Merhabalar :) Bu bölüm Murat'ın bakış açısından anlatmaya karar verdim. Keyifli okumalar. Destek olmak isterseniz şu yukarıda bir yerlerde olan yıldıza basmanız yeterlidir :)
---
Murat Eğilmez'den
Odamdayım, çalışmayı sürdürüyorum. Elimdeki dosyalarda sistemin bana sunduğu modülleri inceliyorum. Makineler ve bilgisayar. İşim bu. Kanunlar ve rakamlar sonucunda bir aygıtın işlemesini sağlamak.
Normalde bırakacağımı sandığım işim hala kurduğum sakin hayatta bile yanımdaydı. Önceleri sadece belirli bir noktada her şeyi metropolde bırakmayı yanıma sadece sevdiğim insanı alarak güneşin doğuşunu ve batışını izlemek istiyordum. Önceleri aptal bir tarafım vardı. Artık yok. Çünkü ne ben aynıyım ne de her şey geçmişteki gibi.
Hayta odanın bir köşesinde yattığı yeri bütün kürküyle kaplamış uyuyor. Uyanmasına birkaç saat daha var geceleri yaşıyor.
Programlama hazırlama aşamasındayken ben İstanbul'dan bana gönderilen çalışma verilerini ve yapılan projeleri, hazırlanan taslakları kontrol ediyorum, yapılması gereken çok şey var. Girişim şirketimin işlerini buradan yürütüyorum. Ayrılacak değilim.
Derin bir nefes veriyorum bu akşam çalışmak kolay değil. Odamdan çıkıp gözümü koridorun sonuna dikiyorum, kapısı açık. Görüyorum ki hala uyuyor. İlerliyorum ona doğru. Öylesine derine dalmış ki şimdi boynundaki ince damarın attığını görmesem öldüğünü bile düşünebilirdim.
Eskiden onu ne zaman görsem bütün derdimi unuttuğum ve hayattaki en büyük arzumun onun yanında olması olduğunu hatırlıyorum. Güzel gözleriyle bana baktığında en kederli anımın parçalardı. Hayatta hiç kimseye güvenmezken onun ağzından çıkan her söze inanırdım. Hayatta tek olmam gerektiğine inandığım anı bölüp beni kendi dünyasının içine çekmişti. Sonra eline bir bıçak almış ve beni sırtımdan bıçaklamıştı.
Çok zayıflamış, belki de bu yüzden hep yorgun duruyor. Gözlerine ne zaman baksam biraz sonra ağlayacak gibi ama ağlamıyor onun yerine gülüyor. Şimdi görüyorum ki benden çok fazla şey saklıyor. Kendi kendine bana masal anlatıyor, alaya alıyor hayatı kibrinden savruluyor. Bunca zamandır anne ve babasının yaşadığını bile saklamış benden. Masal dediği gerçekten kocaman bir yalan yumağı olmalı.
Ne istiyor bilmiyorum onu daha çok silmemi mi? Silmiştim zaten. Uğraşmasına gerek yok. Şimdi sadece kendisini küçük düşürüyor.
Gözleri böyle kapalıyken yine de... Gözleri kapalıyken bazen yanılacak oluyorum.
İnsan uyurken masumdur geri kalanında ise seçimleri. O seçimleriyle her şeyi yok etti. Şimdi buraya benim için gelmiş olmadığını biliyorum, başının dertte olduğunu sezinliyorum böyle sezinlemesem masalı umurumda bile olmazdı. Yine de yanılıyor olursam eğer, benim için gelmiş olsa da bir şeyi değiştirmeyecek bu. Kalbimde ona ait hiçbir şey kalmadı. Sadece hafızamda kalan birkaç kırıntı var.
Çocuğumu aldı benden. Yüzüme küstahça baka baka güle güle söyledi bana bunu. Hayallerimi de beni de istemiyormuş öyle söylemişti, sıkılmış benden hep yanında olacağımı mı sanmışım öyleyse yanılmışım. Fransa'ya gidecekmiş orada bir adamdan sanat dergisi için teklif almış benimle daha fazla burada vakit geçiremezmiş. Gürültüyü seviyormuş ben sessizlikmişim. Başka birisi varmış zaten. Gençken yapılmış bir hataymışım.
"Seni sevmediğimi söylüyorum. Bana inanmıyorsun ama gerçek bu. Hem sana neden inanmadığını söylememi ister misin? Çünkü aslında çok yalnızsın. Ben gidersem kimsen olmayacak. Eskiden olduğun gibi kimsesiz kalacaksın. Sen geri kalan hayatında sadece işlerinle uğraş dur, en iyisi bu olur senin için. Belki bir şekilde o projelerinle en sonunda biraz daha kazanç sağlar ve öyle mutlu olursun veya kim bilir birisini daha sevmeye kalkarsın. İnan öyle olsa bile umurunda olmaz." Derken yüzüğünü çıkarıp atmıştı odanın bir köşesine.
![](https://img.wattpad.com/cover/335097640-288-k959958.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçek ve Üstü
RomansaMüge türlü yalanlar ve sakladığı geçmişiyle, iki yıllık evlilik sonrası terk ettiği eşine altı yıl sonra dönmeye karar verir. Herkes Müge'yi daha iyi bir hayat eşini ve dostlarını bıraktığını sanırken aslında gerçek bambaşkadır. Büyük bir aşkla evl...