Yıldız vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 💕💕Kendimi bir pislik gibi hissediyordum. Olmamalıydı ama bu duygularıma engel olamıyordum. Niye bilmiyorum ama ağlıyordum. Çok saçmaydı benim için, o an. Kızın dokunuşlarını hâlâ bedenimde hissediyordum. Başlarda tiksinsem de sonradan öpüşmeyi hatırladım ve yüzümde saçma bir gülümseme belirdi. Sanırım deliriyordum. Derin derin nefes alıp ayağa kalktım üzerimdekileri çıkarıp odamın ortasında çıplak bir şekilde kaldım. Gardırobumun üzerindeki boy aynasının karşısına geçtim ve kendime baktım. Zihnimden onlarca şey geçiyordu. Gülümsüyordum ve bir müddet sonra kendimle gurur duymaya başladım. Aynadan aletime bakarak 'iyi iş çıkardın, aferin' bile dedim. Zihnim bana yıllar önce bir kenara ittiğim alfa erkek keşfimi hatırlattı. Şimdi tam zamanıydı, artık alfa erkek olmak için çabalamalıydım yoksa üzerime düşen her kız benden bu şekilde uzaklaşacaktı. Evet, artık alfa erkeği olma zamanı gelmişti. Aynaya iyice yaklaştım ve işaret parmağımı aynadaki yansımama dokundururken sözler dilimden döküldü, ''bugün başarısız olmadın, sadece öğrendin. Şimdi koca oğlan, bir çocuk olmayı bırak ve daha fazla örenerek gerçekten erkek ol. Duydun mu beni? Sen artık bir alfa erkek olacaksın.'' Bu sözlerimden sonra kendimi toparlayıp banyoya girdim. Duş aldıktan sonra ise hiçbir şey olamamış gibi giyindim ve odamın kapısını açtım.
Akşama kadar divanıma uzanmış bir şekilde camdan dışarıyı izliyordum. Daha iyi anlaşılması için odamı ayrıntılı bir şekilde anlatayım. Dikdörtgen şeklinde bir oda. Kapının olduğu duvar ile balkonun olduğu duvar karşı karşıyaydı ayrıca dikdörtgenin kısa kenarlarıydılar. Kapıya baktığınızda içeriden duvarın tam ortasında görünüyordu ama dışarıdan yani salondan baktığınızda sola meyilli duruyordu. Bunun sebebi odamın diğer tarafında ortak balkon olmasıydı. İçeriye ilk girdiğinizde sizi odayı seçmeme sebep olan Fransız balkonu karşılıyor. Sağ duvarda, ilk girişte gardırobum vardı, sol girişte ise kitaplığım. Karşı köşelerde ise solda divan ve onun da karşısında çalışma masam mevcuttu. İkisi arası altı adımlık mesafeydi yani odam benim için yeterli düzeyde genişti. Şu an ise gözlerim dışarıdaki açık maviliği izlerken zihnim sürekli bugün olanları ve daha önce yaptığım hataları anımsatıp duruyordu. Neden yapıyordu bilmiyorum ama kendimi ezik gibi hissetmeme neden oluyordu. Ortaokul yedinci sınıfta hoşlandığım bir kız vardı adı Ahsen idi. Çok güzel bir kızdı. Okuldaki neredeyse her erkek ondan hoşlanırdı lakin bana daha çok ilgiliydi. Aynı sınıfta değildik. Buna rağmen teneffüslerde sürekli yanıma gelir bahçeye çıkmak istediğini söylerdi. Okulun gözde öğrencisiydim bu yüzden böyle davranıyor diye düşünürdüm.
Özgüven desen sıfır.
Bende fazla ilgi göstermezdim. Sanıyordum ki onun ilgisi çıkardan başka bir şey değildi. Öyle değilmiş. Yedinci sınıfta başlayan yakınlığımız sekizinci sınıfa kadar sürdü ve bu başka erkekleri rahatsız etmeye başlamıştı. Okul çıkışı bizim okuldan bir grup erkek beni tek başıma yakaladı ve köşeye sıkıştırdılar. Ahsen'den uzak durmam gerektiğini söyleyip durdular. Yoksa canım çok yanarmış. Korktum, bir kız için değmez. Eğitim hayatını mahvetme. İşte zihnimin bana sunduğu düşünceler bunlardı. Pek tabi kendimi buna inandırarak Ahsen'den uzaklaştım. Soğuk yapıp onu kendimden uzaklaştırdım. En sonunda bu yaptıklarıma anlam veremediğini söyledi. Ben kendisini hiç sevmediğimi ve hoşlanmadığımı söyleyince gözleri dolmuştu. Bir daha yüzüme bile bakmadı. Bu olay sekizinci sınıfın ikinci döneminde yaşanmıştı ve o günden beri bu yaptığım için kendimden nefret ettim. Lise ikinci sınıfta kendisiyle tesadüfen metroda karşılaştık. Benim okuduğum lisenin bölgesinde olan başka bir lisede okuyormuş. Üzerindeki armadan anlamıştım. Metroda pek kimse yoktu. Ben bir kapıda o ise tam karşı kapıda telefonuyla meşguldü. Onu gördüğüme o kadar sevinmiştim ki mutlulukla yanına gittim. Beni gördü ve tanıdı. Tek bir söz söylemeden telefonuna tekrar baktı inene kadar da başını telefondan kaldırmadı. Bu benim için büyük bir darbeydi. Bir daha başka bir kızda aynı durumu yaşamak istemiyordum. Bugün yaşadığım faciadan sonra bir erkek olarak yeterli olmadığımı çok net bir şekilde anlamıştım. Değişmem gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
+18 Gençlik Rüzgarı
Roman pour Adolescents''nereye böyle? Erken değil mi?'' ''fazla bile. Şimdi lütfen kıyafetlerimin üzerinden kalkar mısın?'' ''hayır'' ''ne demek hayır?'' ''onları bir şartla sana veririm'' ''şartını kabul etmiyorum. Kalk kıyafetlerimin üzerinden.'' Ben her ne kadar bunda...