Yıldız vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 💕💕
Yeniden odamda ve tek başımaydım. Saat gece 12.00 Uykum yoktu. Aslında vardı ama o taktiği denemek istiyordum. Annemin yorgun olup direkt uyuduğunu bilmeme rağmen odamın kapısını kapatıp kilitledim. Açık pencerenin önüne kalın perdeyi çekince oda zifiri karanlığa bürünmüştü adeta. Bilgisayarımı açtım, o açılırken ben banyodan en ağır ve en büyük havluyu almıştım. Berzan'ın dediğine göre bu en iyisiydi. Dediklerini tekrar düşündükten sonra yasaklı siteye girip dikkatimi çeken bir videoyu açtım. Tanıtımlar geçerken aklıma kulaklığımı takmak geldi. Kulaklığımı taktım ve izlemeye koyuldum. İlk başta her şey olması gerektiği gibi gidecekti. Ben izleyeceğim, hormonlarım görevini yapacak ve aletim şortumu zorlayacak. İşte o zaman şortumu indirip havluyu aletime asacaktım. Sandalyemin en ucuna geçip bacaklarımı açacağım. Havlu aletime baskı yapacak, aletim videodaki tahrik edici ayrıntılarla havluya meydan okuyacak ama hiçbir zaman aletime dokunmayacaktım. Zorluğa alışması gerekiyordu ve olabildiğince kan pompalanmalıydı. Şimdilik iyi gidiyordum. Giderek zorlanacağımı biliyordum, bazen havluyu atıp malum işi yapmak istesem de kendime bunu yapmamam gerektiğini söyleterek vazgeçiyordum. Tahrik oluyordum ve aletimin üzerindeki damarların giderek belirip azıcık şiştiğini görebiliyordum. Öte yandan aletimin şarjörü dolmuştu. Her ne kadar zorlansam da taktiğin işe yarayacağı umudu doğmuştu içime. Videonun en can alıcı noktasına ulaştığımda başımı sandalyeme yasladım ve ellerimle sandalyeye tutundum. Henüz on beş dakika geçmişti ve daha on beş dakika vardı bitmesine. Normal şartlarda şu an çoktan boşalmıştım ama değişmem gerekiyordu ve o eziklikleri arkamda bırakmam gerekiyordu. Başımı kaldırdığımda aletime baktım ve sanki büyümüştü. Bana mı öyle gelmişti bilmiyorum. Aletim gayet iyiydi ülke ortalaması ereksiyon halinde 11 ile 14 cm arasındayken benim alet 18 cm boyutunda. Lakin şu an gözüme daha hacimli gelmiş olmalı. Saçma bir şekilde hoşuma gitti bu durum ve o an fark ettim ki az önceki gerilme ve kasılmalar yoktu. Rahatlamaya başlamıştım üstelik boşalmama rağmen. Duruşumu düzelttim ve aşağıdaki savaşı izledim. Havlu ve aletim arasındaki güç savaşı bir müddet sonra beni güldürmüştü. Kulağımda inlemekte olan ablanın sesiyle tekrar aşağıya baktım ve taktiğin işe yaradığını o an anladım. Berzan, eğer her tahrik edici şeye rağmen rahatlamış hissedersen ve aletinin giderek indiğini görürsen doğru yolda olduğumu söylemişti. Ve evet aletim giderek sönüyordu. Mutlu olmuştum. Havlunun iyice sönen aletimden yere düşmesinden hemen sonra kulaklığı çıkarıp bitmek üzere olan yarım saatlik videoyu durdurup Berzan'a mesaj attım.
''savaşı kim kazandı dersin?''
Benim mesajımı bekliyormuş ki anında gördü ve cevap yazdı, ''tabi ki de bizim oğlan'' yazdıktan sonra gülen surat attı.
''victory'' yazıp telefonu bıraktım masaya. Videoyu ve bilgisayarı kapatıp havluyu banyoya koyduktan sonra gelen mesaja baktığımda bana bir gif yollamıştı. 'Bugünlük olmaz çavuş' yazısı yazan ve bir penisin başka bir penisle konuştuğu komik bir gifti. Sadece gülen surat atıp telefonu da kapattım. Boxerımı giyip derin bir uykuya daldım.
Sabah süper bir enerjiye uyanmıştım. Kendimi yorgun hissetmiyordum. Hemen kalkıp elimi ve yüzümü yıkadıktan sonra dişlerimi fırçaladım. Odaya tekrar girdiğimde yere uzandım ve şınav çekmeye başladım. Yapabildiğim kadar şınav çektikten sonra kalktım ve yerimde sayarak koştum. Kendimi çok enerjik hissediyordum. Birçok ısınma hareketini yaparak iyice kendime gelmiştim. Kapıyı açıp mutfağa gittim kendime bir filtre kahve yapıp keyifle içtim. Bu tür ağır kahvelere alışıktım zira sınav döneminde her çeşidinden içmişliğim vardı. Gerçekten de enerjim bitmek bilmiyordu. Kahve bittikten sonra bir elma aldım ve yedim. Salonda volta atıp duruyordum. Sabahın erken saatleriydi ve ben dışarıya çıkıp yürümek istiyordum. İçeriye geçip dışarısı için daha uygun spor kıyafetleri giyinip kablosuz kulaklığımla telefonumu alarak çıktım. Bu çok iyi gelmişti. Antalya'nın hafif soğuk sabahlarının birinde şu an kulağımda kulaklıkla koşuyordum. Zihnim ve bedenim inanılmaz rahatlamıştı. Sanırım buna dünkü taktik sebep olmuştu ya da boşalmamamın verdiği dopamin. Ama her ne sebepse bu sebebi çok sevmiştim. Sahil kenarına indim ve biraz orada denizi seyrettim. Ferahlatıcı kokusu ciğerlerimi dolduruyordu. Denizi seyre dalmıştım. Dalgaları ve ılık esip yüzümü okşayan rüzgârı benimsemiştim. Orada birkaç insan vardı onlarda zaten belediye çalışanlarıydılar. Sahili temizliyorlardı ama biri daha vardı, çalışanlardan değildi. Benim gibi sabah sporu yapmakta olan bir kızdı. Taytı ve cropuyla birlikte denize karşı esneme hareketleri yapıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
+18 Gençlik Rüzgarı
Teen Fiction''nereye böyle? Erken değil mi?'' ''fazla bile. Şimdi lütfen kıyafetlerimin üzerinden kalkar mısın?'' ''hayır'' ''ne demek hayır?'' ''onları bir şartla sana veririm'' ''şartını kabul etmiyorum. Kalk kıyafetlerimin üzerinden.'' Ben her ne kadar bunda...