Bölüm 11 (+18)

832 10 16
                                    

Yıldız vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 💕💕




Bir taraftan Ceren'in durmayan mesajları ve aramaları diğer taraftan içeride çıplak bir şekilde yatanlar ve şu an karşımda duran ablam Tomris. Tam bir şeytan üçgeni.

''ne oldu lan mutlu olmadın mı?''

''hayır... hayır sadece şaşırdım. Geleceğini neden söylemedin? Üstelik bu saatte'' yolculuk yormuş olmalı ki göz kapakları devrilmemek için zor duruyordu. Sorumu geçiştirerek içeriye geçti. Bavulları içeriye alıp kapıyı kapattım ve hemen Ceren'e beklemesi yönünde mesaj attım.

''sana sürpriz yapmak istedim. Biricik kardeşimi çok özlemiştim.'' Bana sevecen bir şekilde sarıldıktan sonra koltuğa uzanmıştı ve belliydi çok yorulmuştu, ''sen baya yorgun görünüyorsun uyu yarın konuşuruz, benim biraz aşağıya inemem gerek.''

''tamam. Hangisi benim odam?''

''şimdilik benim odamda yat, diğer odayı henüz düzenleme fırsatım olmadı.'' Bunları söyledikten sonra onu odama götürdüm ve bavulları da oraya bıraktım. Direkt uykuya dalmıştı, bu işime gelirdi. Hemen ardından kapıyı kapatıp bir kağıt ve kalem alarak Berzan'a uyarı mesajı yazım, 'ablam evde, çıkarken dikkatli olun belli etmeyin!' odaya girdim ve kağıdı komodinin üzerine koyarak evden çıktım.

Asansörle aşağıya inip apartmanın önünde bekleyen Ceren ile bir araya geldim. Üzerindeki elbiseler son derece cesurca idi; dekolteli mor bluzu ve altındaki oldukça kısa olan eteğiyle çok albeniliydi. Beni görür görmez boynuma atlayıp derinden sarıldı ve yanaklarımdan öpmeye başladı, ''seni çok özledim''

''bu saatte gelmen pek hayra alamet değil'' dediğim de benden ayrıldı bu sefer elleriyle göğsümde oynamaya başladı aslında ne için geldiği çok açıktı, ''yarım kalan şeyleri pek sevmem'' öyle yanlış bir zamanda gelmişti ki ne yapacağımı bilemez olmuştum. Yukarıda iki tane bomba vardı ve şu an karşımda üç tane. Hangisinde kalıp patlamaya şahit olmalıydım? Bilmiyordum ama düşüncelerim, yukarı çıkma diyordu, ''yukarısı müsait değil.''

''o zaman benim evime gidelim.''

''senin evin mi var?''

''evet üç arkadaş ortak kalıyoruz. İyi oluyor.''

''iyi tamam gidelim bakalım.'' O kadar çok sevinmişti ki boynuma sarılıp dudaklarıma yapışmıştı. Anlaşılan bu gece çok yorucu olacak.

...

Antalya'nın sokaklarında el ele dakikalarca yürüdükten sonra bir apartmanın önüne gelmiştik, ''işte bizim fakirhane, kızlar uyumamış herhalde. Işıklar açık.'' Açıkçası pek umursar bir tavrı yoktu. Apartmana girdik ve asansörden son kata çıktık. Kapıyı açıp içeriye girdiğimizde içeridekiler Ceren'e seslendi, ''Ceren neredesin kızım sen?''

''geldim üstelik yalnız değilim'' der demez ikisi uzun koridorun sonundaki odadan çıkıp bize baktılar; biri kıvırcık saçlıydı üstelik çok tatlı birine benziyordu öteki ise tam Kezban diyebileceğimiz türden bir kızdı. Siyah düz saçları salaş bir şekildeydi üzerinde siyah eşofman ve beyaz bir atlet vardı. Sanırım sütyen yoktu.

''kızlar bu Bayezid, bu gece benim misafirim'' kapıyı kapatıp içeriye geçtiğimizde kıvırcık saçlı olan çok sıcak bir tavırla elini uzattı, ''demek o meşhur Bayezid sensin, ben de Açelya''

''sanırım birilerinin dedikodu malzemesi olmuşuz'' deyip gülümsediğimde Açelya gülümsese de diğeri surat asıp koltuğuna oturdu. Ben oturmaya niyetliydim ki Ceren elimden tutup odasına götürdü, kızlara bizleri rahatsız etmemelerini söyleyerek.

+18 Gençlik RüzgarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin