Bölüm 5

945 11 2
                                    

Yıldız vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 💕💕



Eve geri dönene kadar kendisini övdü. Ona alışmıştım artık, o öyle biriydi. Kendi evine gitmedi benimle birlikte gelmedi. Zaten Turna abla da birazdan okula gidecekti. İçeriye geçtik ve koltuğa serildik. Öylece biraz kaldıktan sonra ikimizde uykuya dalmışız. Uyandığımızda saat öğlen ikiye geliyordu. Mağaraya gidecektik hemen telefonundan birini aradı Berzan. Kim olduğunu bilmiyordum ama yüzündeki ifade iyi şeylerin habercisi değildi. Konuşma bittikten sonra bana üzülerek baktı, ''plan iptal kardeşim''

''sebep?''

''belediye bizim yeri öğrenmiş ve halka açık bir plaj yapmaya karar vermiş. Sikeyim böyle işi.''

''siktir... siktir!..''

Bu olmamıştı. Benim için en kısa yol buydu ama şimdi orası artık yoktu. Üniversiteye bakir girmek istemiyordum. Lakin şimdilik başka bir yol görünmüyordu. Tüm hayal kırklığımla tekrardan koltuğa kurulduğumda Berzan ayakta salonu turluyordu. Benim için düşünüyordu zira ona bu isteğimi söylemiştim. Şu an konuştuğum hiçbir kızla seks yapacak seviyede değildim ve onlardan bunu direkt isteyemezdim. Lakin o bir başka yol peşindeydi.

''biri var aslında'' dedi umutsuzca bana bakarken,

''ama?''

''ama yaşı büyük ve neredeyse üzerinden herkes geçti.'' Hayır, bunu istemiyordum. Herkes derken onların içinde kendisinin de olduğunu çok iyi biliyordum ve bu benim için yeterliydi. Kabullendim ve bakir kalmaya karar verdim. O birkaç tur daha atsa da sonunda pes edip benim gibi oturdu eski yerine. Arık şansımı üniversitede deneyecektim. Maalesef...

İki gün geçip gitti ve üniversiteye ilk adımımı atıyordum. Mühendislik Fakültesinin önünde duruyordum. Giyimimi son derece cool olarak yapmıştım. Zira buralar Berzan'ın dediğine göre seks için gelen kızların olduğu yerlerdi. İçimde bir yerlerde ilk seksimi yapmak için gün sayan tarafım vardı. Yapacaktım da. Son derece kendimden emin bir şekilde girdim fakülteye. Kendi bölümümün olduğu yeri bulmam uzun sürmedi. Dersin olacağı amfinin kapısının önüne geldiğimde bir sürü öğrenci vardı orada. Bunlar benim sınıf arkadaşlarımdı. Çoğunluk erkek gibi görünse de kızlarda azımsanmayacak sayıda vardı. Bir kız grubu gözüme ilişti. Oraya gidip sohbete dahil olmak istesem de ağır olmam gerektiğine inandım. İki yakışıklı erkeğin yanına vardım ve onlarla tanıştım. İyi çocuklara benziyorlardı. Kapının açılmasına kadar ayak üstü tanışıp konuştuk. İçeriye girdiğimizde amfi değil de bir sınıf olduğunu fark ettim. Sorun değildi. Tekli koltuklardan birine oturdum ve hocayı dinlemeye koyuldum. Birkaç kızı gözüme kestirmiştim ve bugün onlarla tanışmalıydım. Güzellerdi ve tam takılmalık kızlara benziyorlardı. Ders boyunca ağır davranıp kendimle kaldım. Dünden razı gibi görünmek istemiyordum ama dünden razıydım. Ders biter bitmez dersten önce tanıştığım çocuklar yanıma gelip dışarı çıkmayı teklif ettiler. Kabul ettim. Birin adı Giray diğerinin adı Emre idi. Benim istediğim türden erkeklerdi. Ortamlardan ve kızlardan bahsedip duruyorlardı. Alfa erkekten haberdarlardı ve benim gibi bunun için çabalıyorlardı. Ama Giray bizden çok daha öndeydi. Dikkat çekici biriydi. Saçları hafif uzun ve açık kahverengiydi üstelik dalgalıydı. Gözleri maviydi. Yüzü kemikli ve son derece bakımlıydı. Üzerindeki kıyafetlerden anlaşılacağı üzere sporcuydu üstelik benim gibi bir haftalıkta değil bellik ki yıllardır bu işle meşguldü. Parfümü gayet iyiydi ve giyimi bizimkinin yanında son derece iyiydi. Parmağında yüzükler ve bileğinde bileklikler vardı. Yani bunların hepsinin göz önünde bulundurduğunda bir kızın üçümüzden birini seçme şansı olsaydı kesinlikle o olurdu. Ben ile Emre ise neredeyse aynı derecedeydik. Tüm bunların yanında bir de arabası vardı üstelik son model bir araba. İşte bu kapatılamayacak bir farktı. Ona hayran olsam da belli etmedim. Özgüvenimi kaybetmeden takıldık. Aradan bizim sınıftaki kızlarla da takılsak ta Giray, sınıftan bir kızla olmanın yanlış olacağını söylüyordu bu yüzden en güzel kızların olduğuna inandığı Mimarlık Fakültesine götürüyordu bizi. Haklıydı oradaki kızlar çok daha güzel ve bakımlılardı. İlgi çekici olanların yanına çoktan gidip tanışmıştık, Giray sayesinde. Gün boyu böyle geçti. Üçlü grubun içinde Girayın arkasında oradan oraya gidiyorduk ve tüm övgüleri o alıyordu. Canımı sıksa da ben de birçok kızla tanışmıştım. Hatta bazılarının numarasını almıştım bile. Kısa günün karı diyerek diğer olanları göz ardı ettim ve anlaştığımız bir kız grubuyla dersler bittikten sonra kafeye gittik. Son derece eğlenceli geçmişti. Bunu beklemiyordum. Yiyip içtik oyunlarımızı oynadık ve güzelce sohbetler ettik. Biz üç erkektik ve yanımızda dört kız gelmişti. Girayın iki yanında da birer kız vardı diğer ikisi benim ve Emre'in arasına oturmuştu. Buna rağmen ilgi görmüştüm ve yanımdaki kızla çok iyi kaynaşmıştık. Adı Ceren idi. Siyah saçlı, beyaz tenliydi. Boyu benim boyumla neredeyse aynıydı. Gözleri koyu kahverengi ve yüzünde baya bir makyaj vardı. Dudakları koyu kırmızı rujla süslenmişti ve dolgundular. Zayıftı. Üzerinde sütyene benzeyen bir giydi ve altında ise son derece kısa, yırtık bir kot şort vardı. Benim için her şey yolundaydı. Son derece iyi gidiyorduk. Ortam tam aradığım gibiydi. Şakalar ve gülüşler havada uçuşuyordu. Laf arasında kızın numarasını almıştım. Pek tabi bir öpücükte. Rujuyla kinayeli bir şekilde takılmıştım ve o da cevap olarak yanağımdan öpmeyi seçmişti. İzi elbette yanağımda çıkmıştı. Bana söylediklerinde silmedim. Bu Ceren'in hoşuna gitmişti. Yeterli bir süre iyi vakit geçirdikten sonra kalktık. Giray, bir kızla beraber arabasına doğru gittiğinde bizi de evine davet etti. Ben kabul etmedim zira arka koltuğu oturma fikri benim için son derece rahatsız edici gelmişti. Emre ve diğer kızlardan bir arabaya bindiler. Diğer kızda eve gideceğini söylediğinde Ceren yanıma gelip, ''biz nereye gidiyoruz?'' diye sorduğunda koluma yapışmıştı. Giray bana göz kırptığında kesin bir şekilde idrak edebilmiştim. ''bize'' dedim. Hoşuna gitmişti. Onlar arabayla gittiler ve biz otobüse binip benim evime gittik. Akşam olmak üzereydi ve Turna ablaya yakalanmadan içeriye girebilmiştik.

''burası senin evin mi?''

''evet, içeride divanım da var'' ona gülümseyip mutfağa geçtim. Buzdolabından iki tane soda çıkarıp açtım ve birini ona uzatarak koltukların kenarına yaslandım o ise tam karşımda duruyordu.

''yalnız yaşıyorsun demek, güzel olmalı?''

''öyle ama evi temizleyecek birine ihtiyacım var. Birde, bir kadının elinden yapılmış yemeklere''

''bana bakma yumurta bile kıramam''

''beceriksiz'' gülümsemiştik ama onun bundan sonra söyleyecekleri buraya neden geldiğimizi hatırlatmıştı.

''başka şeylerde son derece becerikliyimdir.'' İmalıydı. Elindeki soğuk soda şişesini boynuma dokundurduğunda yüzü artık o şeytani iş için hazır olduğunu haykırıyordu. Doğruldum ve boynuma dokundurduğu şişeyle elini aldım ve onun boynuna dokundurdum. Temas eder etmez gözlerini yumarak alçak bir sesle inledi. Şişeyi boynundan yavaşça göğüslerine indirdim. Dibinde biraz kalmıştı ama umursamadan dolgun göğüslerinde dolandırdıktan sonra ters çevirip göğüslerinin arasına yerleştirdim. Zevk aldığı belliydi. Dipte kalan soda göğüslerinden karnına doğru ilerledi. Şişeyi öylece orada bıraktım ve elimle boynunu keşfettim ardından dudaklarına yapıştım. Kendisini bana bırakmıştı. Son derece hareketsizdi ve ben ne yaparsam zevk aldığını belli eden sesler çıkarmaktan başka bir şey yapmıyordu. Çok iyi gidiyordum. Aletim hareketlenmiş olsa da eskisi gibi hemen çadırı dikmemişti. İlerledim. Boynunu öperken ellerimle sırtını ve kalçalarını keşfediyordum. Acemi iç sesim kızı soyup bir an önce içine girmemi söylese de ön sevişmeyi uzatmaya yeminliydi. Ellerim onun kuyruk sokumundayken kot şortunun içine daldırdım. Bir detayı fark etmiştim külot giymemişti. Kalçalarını iyice kavradım ve okşadım. Bu hareketimden sonra dudaklarını ısırdı, ellerini sırtımda hissettim. Tişörtümün altından tenime ulaştı ve tırnaklarıyla gezinmeye başladı. Zevkliydi hem de çok zevkliydi. Üniversitenin ilk günü eve kız atmıştım ve bu gidişle sikecektim. Lakin o an beynimin boş olması gerekiyordu. Tüm düşüncelerden kurtulmak için anın keyfiyetiyle ilgilendim. Ellerim hâlâ kalçalarındaydı ve iyice ayırıp kadınlığına ulaşmak istiyordum. Ulaştım. Aşırı sıcak ve ıslanmıştı. Vakti gelmişti. Ellerimi çıkardım ve bacaklarını belime attım. O da kollarını boynuma atarak üzerime asıldı. Odama doğru yol adım. Onunla birlikte öpüşe öpüşe divana vardım. Birlikte uzanıp öpüşmeye devam ettik. Bu sefer elimi giysisinin altından daldırarak göğüslerini kavradım ve kıyafeti üste çıkardım. Göğüsleri artık ortadaydı. Yavaş yavaş onlara indim. İkisini de avuçlarımda tutup hafif sıkmıştım ve şimdi uçlarını yalıyordum ki kapının zili çaldı.

''siktir!'' öfkeyle söylendiğimde Ceren başını kaldırmış bana bakıyordu. Zil tekrar çaldığında doğruldum ve öfkeyle odamdan çıktım. Odamın kapısını kapatmıştım. Sakinleşmeye çalışarak kapının önüne geldim ve delikten baktım.

''gelecek zaman şimdi değildi Turna abla.'' Her şeye rağmen gülümseyerek kapıyı açtım. Elinde yemek vardı. Benim için getirmişti. Akşam olmuştu ve evde yemek yoktu zaten.

''akşam yemeği getirdim sana''

''teşekkür ederim abla,'' diyerek uzatmak istemedim. Tabakları elinden aldım ve tekrar teşekkür ederek kapıyı kapatmaya niyetlenmiştim ama yanağımdaki ve dudaklarımdaki ruju çoktan unutmuştum.

''yalnız değilsin anlaşılan?''

''ne tabi ki de yalnızım''

''o zaman ruj sürmeyi öğreniyorsun.'' Şimdi hatırlamıştım. Diyecek bir sözüm olmadığı için sessizliği seçerek gözlerimi kaçırdım. Kızmasını ve anneme söylemesini bekliyordum ama yapmadı, ''ah siz gençler'' deyip evine gitti. Derin bir oh çekerek kapıyı kapattım. Elimdeki tabakları mutfağa koyarak odama geri döndüm. Ceren divanda elinde soda şişesiyle öylece oturuyordu. Ben girdiğimde bana baksa da yüzünde az önceki ihtiras ve şevkten eser yoktu. Yanına oturdum ve elindeki şişeyi alarak sırtımı divana yaslayarak bakışlarımı tavana diktim. Göğsüme yatıp kollarını bana sardı, ''tüm büyü kayboldu. Üzgünüm devam edemem.'' Ses çıkarmadım. O da üzülmüştü ama yapma isteği artık bulmuyordu ki kendisinde bunu söylemişti. Yaptığım tek şey saçlarını okşamak oldu. Bir müddet öylece bekledikten sonra ikimizin de karnı guruldamaya başladı. Kalkıp Turna ablanın getirdiği yemeği yedik. Bu saatten sonra seks olmayacağı ortadaydı ve ben de yemekten sonra onu evine bırakarak geri geldim. Lanet olsun... çok yaklaşmıştım. İlk defa her şey çok iyi gidiyordu ama sonuca varamamıştık. Bu kızı bir daha nasıl bu istekte bulurum bilmiyordum ama çok iyi bir fırsatı kaçırdığımı çok iyi biliyordum. 

+18 Gençlik RüzgarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin