+18 Gençlik Rüzgarı

Bölüm 8 (+18)

Yıldız vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 💕💕

Beklemediğim anda beklemediğim bu ödüle sımsıkı sarıldım. Sanki ilk kez öpüşüyormuşçasına ihtiraslı ve sanki en tecrübeli seks işçisinin tecrübesiyle öptüm onu.

Onu tüm zerrelerimle arzuluyordum. Dudakları ayrı, gözleri ayrı; hareketleri ayrı, sözleri ayrı beni tahrik ediyordu. Şimdi kucağımda benimle sevişiyordu.

Kızım benim aklımı başımdan almak üzeresin...

Masanın üzerindekilere aldırmadan sağ elimle hepsini kenara ittim. Pek tabii yere düşüp kırılan bardakları hesaba katmasak bir sorun yoktu. Onu alıp masaya yatırdım ve öpmeye devam ettim. Sol elim onun bacaklarını keşfederken sağ elim ise beni masada tutuyordu.

O da keşifteydi. Her iki eli de sırtımda tişörtümün altında geziniyordu. Tırnakları derime değdiğinde canımın acıdığını hissetsem de yaşadığım zevk daha dikkat çekiciydi. Teni narin ve temizdi. Öptükçe öpesim geliyordu. Dudaklarından boynuna indiğimde iki bacağını kaldırıp belime sardı. Aletim çoktan hareketlenmişti. Şu durumda genital bölgesinin sıcaklığını hissedebiliyordum ki ikimizin bedeni ateşler içerisindeydi.

İkimizde kendimizi kaybediyorduk. ''Divanı istiyorum'' dedi bir anda. Sesinde inilti vardı. Benim için hava hoştu. Onu belinden kavradım ve masadan kaldırdım. Bir müddet ayakta öpüştükten sonra ayaklarını çözüp üzerimden aşağıya indi. Elinden tutup odama götürdüğümde aletimin boxeri zorladığını hissedebiliyordum.

Berilin verdiği heyecan apayrıydı. Başkası olsa bu denli zorlanacağını düşünmezdim ama o çok farklı bir enerjiye sahipti bunu bedenimin her zerresi hissedebiliyordu. Divanın yanına vardığımızda elini tişörtüme attı ve üzerimden çıkardı sonra ben onun üzerindekini. Tekrar öpüşmeye başladığımızda ikimizin de birbirimize çok arzuladığımızı anlayabiliyorduk. Olabildiğince kendisini bana yapıştırıyordu. Elleri sırtımdan bir türlü inmiyordu.

Onu divana yatırmadan önce ellerimi sırtına attım ve sütyeni daha önce alışık olduğum için tekte açıp kendiliğinden düşmesine izin verdim. Artık tümüyle karşımdalardı. Onlar benimdi. Ellerim güğümleri kavradığında gözlerini yummuştu ve alt dudağını ısırıyordu. Eğilip yalamak istesem de bunu uzandığımda yaparım dedim ve onu divana yatırarak üzerine yattım.

Tenlerimiz birbirine değiyordu. İkimizde ateşten bir kor değil ateşin ta kendisiydik. Birbirimizi yakmaktan geri durmuyorduk. Zira bu ateş bizi birbirimize işlemekten başka bir şey yapmıyordu. Eriyorduk ve döktüğümüz terler bunun kanıtıydı.

Ön sevişmeyi uzatabildiğim kadar uzattım ve zihnimi olabildiğince boşalttım. Aşağıda işler ters gitsin istemiyordum. Ve aşağıya doğru yol aldım. Dudaklarından kulaklarına oradan boynuna indim. Oralarda keşfi kısa ama verimli yapmıştım ki zevkten kıvranıyordu. Beni benden alan göğüslere doğru yol aldığımda ellerim desteğe geldiler. Tüm bedenim alev alırken parmaklarım son derece soğuktu. Göğüslerine dokunduğumda hafif iniltisi çok hoşuma gitmişti. Kavradım ve dudaklarımın yanında dilimle keşfettim iki kıtayı. Boğazlara daldım ve nefessiz kaldım. Altlara indim nefes buldum. İki kıtadan kopmak istemiyordum. Buz kesilmiş parmaklarım onları bastırırken dilim altlarında ve yanlarında geziniyordu. Nefes alışları gittikçe hızlanıyordu. Doğru gidiyordum, ikimiz için de.

Uzayan ön sevişme ve boşalan zihnim sayesinde aletimi kontrol altına alabilmiştim. Yumuşamış ve sönmüş hissediyordum onu. Artık içine girmem gerekiyordu ama hâlâ zaman vardı. Bu yüzden doğruldum. Şehvetle bakan gözlerin eşliğinde şortunu yavaşça çıkardım. Beyaz külotuyla öylece karşıladı beni. Bacaklarını okşayarak ve zaman zaman öperek indim oraya, en derin hazineye. Dudaklarım külotun üzerine değdiğinde sertçe karnını çekip eliyle başıma dokundu. Elini başımdan aldım ve yanına sabitleyerek devam ettim.