Yıldız vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 💕💕
Yanına tüm coolluğula yanaştım ve selamladım. Beni görür görmez boynuma sarılıp nerelerde olduğumu sorsa da üstelemedim ve içeriye girdik. Işıklar, müzik ve dans eden insanlar. İçerisi beni heyecanlandırmıştı ama yanımdaki kız ayrı bir heyecandı.
Elim belinde boş bir masaya geçtik. Müziğin sesi baya yüksekti ve dans edenlerin çığlıklarıyla harmanlanıyordu. Ayakta durarak aldığımız içkileri içerken bana bakıp gülüyordu ve kulağıma yanaşıp saçma sapan sorular soruyordu. Tabi ben de.
İlerleyen saniyelerinde elindeki kadehle müziğe uygun dans etmeye başladığında çoktan kafayı bulduğunu anlamıştım. Gerçi benimde gitmek üzereydi. Bardakta kalan son içeceği içtikten sonra elimden tutarak beni dans pistine çekti. Son derece ateşliydi. Ona eşlik etmek istesem de onun kadar iyi dans edemiyordum ama ayak uydurmaya çalışıyordum. Bedenim üzerinden dans ediyordu ve tahrik edici olduğu aşikardı.
Etraftaki dans eden birçok erkek onu izliyordu hatta bazı kızlar bile ama umurumda değildi. O şu an benim ve benimle dans ediyordu. İyice kaptırdık kendimizi müziğe ve iyice kendimi kaybetmiştik. Çok eğlenceliydi. Bugüne kadar en zevk aldığım gece olabilirdi. Çoktan âşık olmuş olabilirdim.
Saat gece 12'ye kadar içtik, dans ettik ve eğlendik. Tatmin olacaktık ki aynı anda gitme kararı aldık. Ben yarı ayık yarı sarhoştum ama o tamamen sarhoştu. Omuzuma iyice yapışmış ve başını yaslamıştı. Ben taksi bekliyordum. Taksi geldiğinde kendisine geldi bir an ve arabası olduğunu söyledi. Şaşırdım ve taksiyi gönderdim. Bana gösterdiği beyaz son model bir arabaya doğru ilerledik. Çantasından arabanın anahtarını çıkardığında şaka yapmadığını anladım. Onu bindirdim ve sürücü koltuğuna geçtim.
Ona karşı tüm şehvetimi kaybetmiştim. Solduğumdan değil, sanırım âşık olduğum için. Kemerini taktığımda gözleri baygınca beni izlediğinde bende baktım ona. Çok yakındık birbirimize biraz daha ona yönelseydim dudaklarımız birbirine değecekti. Öpmek istedim ama tam o anda kafası yana düştü. Gülümsemiştim. Kafasını düzelterek kendi koltuğuma yerleştim.
Kızın evini bilmiyordum. Bu yüzden arabayı kendi evime sürdüm. Arabayı otoparka yerleştirdiğim an Berzan'ı aradım. Saniyesinde telefonu açtı. Bu çocuğun hızını seviyordum.
''Annen uyuyor mu?''
''evet... sanırım... ne oldu?''
''kız yanımda, yukarıya çıkacağız. Annen görmesin''
''tamam o iş bende.'' Telefonu kapattım. Hızla Berili arabadan çıkardım ve otopark dışındaki kulübesinde maç seyreden güvenlikten gizli apartmana girdim. Kız bana yapışmış bir vaziyette asansöre binip sağ salim, kimseye yakalanmadan eve girdik.
Onu kendi odama götürüp divana yatırdıktan sonra yerini iyice düzelttikten sonra ayakta öylece ona baktım. Çok güzel uyuyordu. Yapma demiştim kalbime ama beni yenmişti, ona âşık olmuştu. O an yanına uzanıp uyumak istesem de izni olmadan bunu yapmamam gerektiğine inandım. Dakikalarca onu seyrettim. Yüzüne parmaklarımın tersiyle dokunup okşadığımda gözlerini açıp bana baktı. Kendine değildi ve birkaç saniye bana baktıktan sonra gözlerini tekrar kapatıp ve güzellik uykusuna daldı.
Ayağındaki ince topuklu gümüş ayakkabılarını çıkardım ve üzerine ince bir yorgan sererek odamdan çıktım. Onunla birlikte olmayı o kadar çok arzuluyordum lakin bunu yapmıyordum zira içimde bir yerlerde ona dokunmak istemeyen biri vardı. Onu dinledim.
Annem burada kalırken uyuduğu odaya gidip yatağa uzandım. Benim odamda yatıyordu ben ise onun yanında değildim. Ne olmuştu bana. Evet, onunla olmayacaktım zira sarhoştu. Ama neden yanında yatmadım. Bilmiyordum. Bir an kalkıp gitmek istedim ama sonra tekrar vazgeçtim. Uyku girmemişti gözüme. Sabaha doğru uyuyabilmiştim. Hafta sonu olduğu için rahattım zira erken uyanmak gibi bir derdim yoktu.
Yatakta mışıl mışıl uyurken ve uyku ile uyanıklık arasındaki o ince sınırdayken yatağın yanı başında birini fark ettim. Gözlerimi açtım ve ona baktım. Kendisini bozmadan bana bakmaya devam ediyordu. Ben kendimi düzeltip yatağa oturduğumda çıplak olduğumu yeni hatırlamıştım ama boxerım üzerimdeydi.
''günaydın'' Beril'in sesi son derece memnuniyet haykırıyordu. Rahat bir şekilde karşıma geçtiğinde üzerindeki elbiselerin benim olduğunu yeni fark etmiştim. Gri şortumla spor için giydiğim atletlerden birini giymişti. Atletin altından sadece yan döndüğünde belli olan ve sadece belden bağlama beyaz sütyeni belli oluyordu. Elbette giydikleri üzerine baya bir bol duruyordu.
''tekrardan günaydın''
''günaydın'' dedim başımda ve gözlerimde feci bir sızı vardı. Yataktan çıkıp lavaboya yöneldiğimde arkamdan geldi ve kapının eşiğine yapışarak beni seyretti. Çocuksu bir gülüş vardı yüzünde. Hareketleri ise oyun oynamak isteyen bir çocuk gibiydi.
''kahvaltı hazırladım. Çabuk ol büyük oğlan yumurtalar soğumasın.'' Dişlerimi fırçalarken söylediği sözlerden sonra karşısında duran aynadan ona gülümsedim. Koşarak içeriye gitti. Ben de odama gidip giyindim ve hazırladığı sofraya oturdum. Hamarat bir kıza benziyordu. Sabah sabah poğaça yapmıştı. Ne yapmaya çalıştığını anlamıyordum. Belki bunları yapmakla dün gece için teşekkür ediyordu ya da yapmak istediği için yapmıştı. Sır gibi olması gereken bendim ama şu durumda tek sır oydu.
''her sabah bunu yapacaksan memnuniyetle seninle bara gelirim''
''öyle hemen havaya girme. Sabah çok iyi kalktım. Yatağın aşırı rahatmış yirmi yıllık uykumu almış olabilirim.''
Yirmi mi dedi o?
Ne yani o benden bir yaş mı büyüktü? Daha doğrusu 1 yıl iki ay...
''onun adı divan. Ablamın deyişiyle Sultani''
''bende kendime bundan alacağım ama sanmıyorum seninki kadar rahat olacak.''
''kendiminkini vermem haberin olsun''
''seninki olsaydı dün üzerinde yatardın'' işte şimdi istenilen yere gelinmişti. Bunu söyleyerek neden yanında yatmadığımın hesabını soruyordu.
Şimdi iyi halt yedin... ne diyeceksin kıza?
Bir müddet düşündüm ve ağzımı tıkayarak zaman kazanmaya çalıştım. En iyi cevabımı hazırladığımda cevap bekleyen yüze baktım ve son lokmaları da yutarak verdim, ''divanın her yerini işgal etmiştin bana yer mi bıraktın''
''hiçte bile. Ben çok güzel uyurum. Demek ki beni düzgün yerleştirmedin ki yer kalmamış'' gülümsedim zaten o da gülümsüyordu. Derinden bir oh çekti en sonunda sonra da teşekkür etti. Sebebini anlamamıştım, tam olarak ne içindi bu teşekkür?
''hangi konuda?''
''benim rızam olmadan bana dokunmadığın için'' aslında o an 'belki dokundum, nereden biliyorsun?' derdim ama kendisinden çok emin bir şekilde kurduğu bu cümleden sonra düşüncelerim buna izin vermedi. O sarhoştu ve nereden biliyordu ona dokunmadığımı? Başka bir yatakta uyumam bunu düşündürtse de kötü niyetli olsaydım dün istediğimi yapabilirdim ve ruhu bile duymadı sonra da diğer yatağa geçerdim. Benim üslenmem gereken gizemli rolünü o üstleniyordu. Gizemli ve merak edilmesi gereken bendim ama oydu. Bir cesaret o cümleyi kurdum.
''nereden biliyorsun?'' sırıttığımda o da sırıttı. Bu kız kendinden emindi ve beni içten korkutuyordu. Sandalyesinden kalkıp yanıma geldi ve dizlerime oturdu, ters bir şekilde. Yüzü yüzüme bakıyordu ve elleri yüzümdeydi. ''Şu an sarhoş değilim ve rızam var'' deyip dudaklarıma yapıştı.
Nihayet amına koyayım... nihayet...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
+18 Gençlik Rüzgarı
Fiksi Remaja''nereye böyle? Erken değil mi?'' ''fazla bile. Şimdi lütfen kıyafetlerimin üzerinden kalkar mısın?'' ''hayır'' ''ne demek hayır?'' ''onları bir şartla sana veririm'' ''şartını kabul etmiyorum. Kalk kıyafetlerimin üzerinden.'' Ben her ne kadar bunda...