III.26

109 17 39
                                    

Multimedia: Kurgularımı yazarken çok ciddi araştırmalarda bulunuyorum dedikten sonra Abady için yaptığım maksimum araştırma... Dedim neden sizinle de paylaşmıyorum?

🦥

Oy ve yorumlarda buluşalım sevgiler saygılar <3

🦥

Okul idaresinin aldığı ani kararla Diriliş Jenerik Müziği'nden Aşk-ı Memnu Jenerik Müziği'ne terfi eden zil sesimizle içimizde kabaran Bihter Ziyagil tripleri eşliğinde sıralarımızdan kalktık. Behlül kaçar ifadesine bürünen ruhani halimizle kaçarcasına okuldan ayrıldığımızda Nefin'e döndüm yorgun bir şekilde. "Bu ders programlarını ayarlayan kişiyle yüz yüze görüşmem gereken meseleler var."

Güldü dediğime. "Elinden Küçük Emrah bakışları atmaktan fazlası gelecekmiş gibi."

"O da bir şeydir," dedim surat asarak. "Dönem başında pazartesi fizik, kimya, biyoloji, matematik ve astronomi koydular diye söyleniyordum. Şimdi de üst üste edebiyat, inkılap tarihi, Osmanlı Türkçesi ve insan hakları koymuşlar. Yüzde yüz kasıtları var benim canıma."

Gözlerini kıstı hafifçe gülerken. "Ya da sen hiçbir şeyden memnun olmuyorsun."

"Ne münasebet," diye söylendim teessüf eder gibi. "Üst üste sayısala ya da sözele boğmadıkları müddetçe ben okeyim. Ne bileyim araya bedendir, din kültürüdür, nefes alacağımız bir şeyler serpiştirselerdi. Hepsini cumaya toplamışlar. İmdat gerçekten."

Dudaklarını birbirine bastırdı. "Benim için fark etmiyor."

"Benim için ediyor. İçin bayıldı içim."

Güldü. Ardından demin saydığım derslere çevirdi konuyu yeniden ve "Bazen cidden salak olduğunu düşünüyorum," diye mırıldandı. "Mis gibi seçmeli dersler dururken neden Osmanlı Türkçesi ve insan hakları seçer ki bir insan? Hayır bir de ayrılmayalım diye beni de peşinden sürükledin. Sayısalcıyız biz alo!"

"Ne bileyim kolay olur gibi geldi," diye yakındım omuz silkerken.

"Fen lisesinde Osmanlı Türkçesi öğretmelerinde ne gibi bir motivasyon var acaba?" dedi düşünceli bir tavırla.

"Matematikte 2x artı 3y demek yerine 2elif artı 3cim diyeceğiz sanırım."

"Ha ha ha," diye güldü yalandan. "Kim öğretti sana böyle güzel şaka yapmayı."

"Doğuştan gelen içgüdüsel bir yetenek diyelim."

Göz devirdi. "Hata yaptık biz ya," diye söylendi sonra. "Kur'an-ı Kerim, siyer falan seçecektik. Yemin ediyorum ruhum daralıyor sayılar formüller falan derken. İki din dersi görür maneviyata sokardık ruhumuzu."

"Ben fizik çalışırken arada gidip sabır duası falan dinliyorum aşırı motive ediyor."

Güldü dediğime. "Sabır duası ve YKS öğrencisi, Safiye ile Faik gibidir."

"Kuru fasulye ve pilav gibi."

"Hürrem ve Süklüm Ağa gibi."

"Elektron ve proton gibi."

Bir süre gülüştük ikimiz de. Birkaç dakika sonra sakin bir ifadeyle "Kafede ne zaman başlayacaksın?" diye sordu Nefin konuyu değiştirerek.

"Yarın," diye yanıtladım. "Başlamadan önce bugünü iyi değerlendirmem lazım."

"Antrenman var akşam üzeri," dediğinde başımla onayladım. "Eve gidip bir üstümü başımı değiştireyim de. Antrenmandan önce de neneme uğrarım."

Aşkın Bir Adı Da Yorulmamaktır || Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin