Sakin geçen-tek ses radyodan çalan klasik müzik sesiydi-bir yolculuğun sonunda Jimin'in kaldığı beş katlı apartmana sağ salim varmışlardı.
''Burası sanırım.''diye mırıldandı Jungkook konuma bakarken. Sarışın olan hızla başını sallarken istemeye istemeye kemerini açtı.
''Ben...gitsem iyi olacak. Beni evime bıraktığınız için tekrar teşekkürler.''
''Önemli değil. Başın iyi, değil mi?''
''Evet, evet çok iyi.''
Aralarında geçen ufak bir bakışmanın ardından kapıyı açtı Jimin. Telefonunu eline alırken, aklına gelen şeyle heyecanla gülümsedi.
''Eee şey acaba...Bir fotoğraf çekilebilir miyiz? Rahatsız olmazsanız tabii.''
''Olmam, tabii ki de çekilebiliriz.''
Bir çocuk edasıyla sevinen Jimin, ön kamerasını açıp elini havaya kaldırdı. Ve gördüğü ekranla ağlamak istedi.
Saat geç olduğu için etraf karanlıktı ve eski model olan telefonundan ikisi de azıcık gözüküyordu.
''Çekilmesek daha iyi olacak.'' dedi elindeki telefonunu aşağıya indirirken. Rezil olmuş muydu bilmiyordu ama, üzgün olduğu kesindi.
''Benim telefonumdan çekilebiliriz?''
İşte bu üç kelime, Jimin'in tekrar mutlu olmasına yetip artmıştı. Dolup taşan heyecanıyla ellerini çırptı. Bu yaptığı hareketten sonra Jungkook'la göz göze gelmiş, ardından yaptığı şeyin farkına varıp başını öne eğmişti.
Utanmıştı.
''Gel, poz verelim.''
Utansa da başını kaldırdı ve yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirip elleriyle V işareti yaptı.
Jungkook birkaç tane fotoğraf çektikten sonra Instagram'dan arama kısmına girmiş ve telefonu tekrar yanında oturan sarışına uzatmıştı.
''Kendine atman için.'' diye açıklama yapma gereği duydu kumral olan. Jimin yutkunduktan sonra hesabına girdi ve telefonu Jungkook'a uzattı.
''Attın mı?''
''Hayır...Fotoğraflarınıza girmek istemedim. Siz atın lütfen...''
Voleybolcu genç, duyduğu ince düşünce ile gülümsemeden edemedi. Birçok hayranı vardı, onlar özel hayatına balıklama atlamayı severlerdi. Fakat yanındaki kişi kesinlikle öyle biri değildi. Düşünceli ve nazikti.
''Teşekkürler.'' diyerek mutlu olduğunu belirtmek istedi ve sarışının hesabına az önce çektikleri fotoğrafları attı.
''Her şey için teşekkür ederim. Tam da düşündüğüm gibi nazik ve saygılı birisiniz. Size gelen kötü sözleri hak etmiyorsunuz. Umarım hep mutlu olursunuz. İyi geceler efendim.''
İyi dileklerini sunan Jimin, artık gitmesi gerektiğinin farkındaydı. Bu yüzden kapıyı açıp aşağıya indi ve kendisini izleyen yakışıklıya el salladı.
''Umarım bir daha görüşürüz-''
Jungkook'un isim kısmında takıldığını fark edince heyecanlı bir şekilde: ''Jimin, adım Jimin.'' dedi
''Umarım bir daha görüşürüz, Jimin. Sana da iyi geceler.''
''Umarım efendim...''
Eve girdiğinde, nazik ve saygılı sarışının içinden adeta bir canavar çıktı. Yaşadığı olayları hoplaya zıplaya ev halkına anlatırken bir oraya bir buraya koşuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Player|Jikook|✔
FanfictionGüney Kore milli takımının ve Hyundai Skywalkers'ın gözde oyuncusu Jeon Jungkook ve onun biricik hayranı Park Jimin... •Semekook •Ukemin