Jungkook, üzerine çıktığı adamı ölesiye yumruklarken, Seokjin ve sarışın-ne kadar istemeseler de-ikiliyi ayırmaya çalışıyordu. Adam yaptığı şeylerin cezasını çekmeliydi ama böyle değil.
Sonunda sinirini atan genç, derin bir nefes verip ayağa kalktı. Eli gerçekten kuvvetliydi, bunu adamın iki-üç darbe sonrası yamulan o pis suratından anlayabilirdiniz.
''Jungkook! Tanrım...sakinleş!''dedi Seokjin endişeli gözleriyle. Başlarının belaya girmesini istemiyordu. Onlar milli sporculardı. Bu, meslek hayatlarını olumsuz etkilerdi.
''Aman Tanrım...''
Jimin gördüğü tanıdık yüzle-yüzlerle- gözlerinin kocaman açılmasına engel olamazken, eliyle ağzını kapattı.
''Efendim siz...iyi misiniz?''
Jungkook'un bakışları yanındaki sarışının korku dolu gözlerini bulurken, başını olumlu anlamda salladı. Nefes nefese kalmıştı ve kalbi hızla çarpıyordu.
''Evet...evet iyiyim. Sen iyi misin?''
''E-evet. Teşekkürler.''
''Eşyalarını topla hadi, gidelim.''
Jimin başını olumlu anlamda sallayıp masanın üzerine yaydığı eşyalarını telaşla bez çantasının içine tıktı.
''Neler oldu burada?!''
Tahminen kafenin patronu olan adam, öfkeyle yanlarına geldiğinde, öldürücü bakışlarını ona yolladı kumral genç.
''Bu pislik-''dedi yerde hafif baygın yatan adamı işaret ederek. Ardından devam etti:''-Bu masum gence sözlü tacizde bulunup ahlaksız teklifler yaptı. Ve kimse müdahale etmedi. Siz kafenizde güvenliği böyle mi sağlıyorsunuz? Ben olmasam-''
Adam, arkasını dönüp mahcup olan garsonlara sinirle baktı. Bu kafe onun geçim kaynağıydı ve herhangi bir sorun çıksın istemiyordu.
Yüzüne suçlu bir gülümseme yerleştirip tekrar arkasına dönen adam, kısık çıkan sesiyle konuştu.
''Özür dileriz, bir daha böyle bir olay yaşanmaması için gerekli önlemleri alacağız efendim.''
''İyi olur. Hesabı da ödersiniz herhalde. Masa 8 ve...2.''
Adam özürlerini sunmaya devam ederken; Jimin, Jungkook ve Seokjin kafeden çıktılar.
''Evine bırakalım mı seni?'' diye sordu Jungkook bir eliyle şapkasını, diğer eliyle de maskesini düzeltirken. Sinirini attığı için rahatlamıştı.
''G-gerek yok, teşekkürler. Her şey için yani ben eee...''
İki sporcu onun bu tatlı haline gülümsemeden edemedi. Bu sarışın oldukça sevimliydi.
''Ben eve gitsem iyi olacak, ailem merak etmesin. Size iyi günler.''
Gözleri hilal şeklini alasaya kadar gülümseyen Jimin, ikilinin önünde saygıyla eğildi ve evine doğru yürümeye başladı.
''Çok sevimli.''diye mırıldandı Seokjin. Bu sözünden sonra Jungkook'la birkaç saniye bakışmış, ardından vedalaşıp evlere dağılmışlardı.
...
Sıradan geçen bir haftanın sonunda;
Jungkook, bir hafta boyunca aklından çıkmayan hoş sima yüzünden kafayı yemek üzereydi.
İlk defa böyle bir şey yaşadığı için ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Bu yüzden çocukluk arkadaşı olan Hoseok'u arayıp, evine davet etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Player|Jikook|✔
FanfictionGüney Kore milli takımının ve Hyundai Skywalkers'ın gözde oyuncusu Jeon Jungkook ve onun biricik hayranı Park Jimin... •Semekook •Ukemin