Jungkook hiç beklemediği soruyla önce afallamış, sonra elini ensesine atıp kaşırken cevap vermeye çalışmıştı.
''Ah, şey...Aslında-''
''Sormamam gerekiyordu kusura bakma. Sadece...Ne bileyim işte birbirlerimizi tanımaya çalışıyoruz ve ben hayatında biri varsa-''
''Hayatımda biri yok.''diye kesin bir dille reddetti sarışını. Jimin içten içe mutlu olurken, esmer genç bu sorunun altında yatan nedenleri düşünüyordu.
''Ya senin, senin hayatında biri var mı?''
''Yok. Bir ara lisenin başındayken bir ilişkim olmuştu ki ona ilişki demek doğru bile değil, babam çocukla konuşup para teklif etti. Ve ayrıldık.''
''Ciddi misin?''
''Evet. Hatta yine aynı şeyi yapıyor. Annemden boşanmak için 200.000$ istedi. Şaka gibi...''
''Eğer istersen yardı-''
''Hayır. Paranı istemiyorum Jungkook. Zaten benim için birçok şey yaptın ve yapmaya da devam ediyorsun.''
''Biz arkadaşız, tabi ki yapacağım.''
''Senden tek bir ricam var.''dedikten sonra bakışlarını kaçırdı bir süre. İsteyeceği şey absürt müydü yoksa arkadaşlar(?)birbirlerinden böyle şeyler ister miydi bilmiyordu.
''Seni dinliyorum sarışın.''
''Ben okulumu donduracağım. Ve iş bulasaya kadar, birkaç günlüğüne, kalacak yere ihtiyacım var. Rica etsem burada kalabilir miyim? O eve geri dönmek istemiyorum artık.''
''Bunu sorman bile saçma, ki birkaç gün değil istediğin kadar kalabilirsin.''
''Bunu diyeceğini bildiğim için özellikle birkaç gün diye belirttim. Önceden de dediğim gibi ikimizin de ayrı hayatı var. Ben...birine muhtaç olarak yaşamak istemiyorum.''
''Son senemdeyim demiştin. En azından okulunu bitireseye kadar burada kal. Sonra öğretmenliğe başlarsın.''
''Bilemiyorum.''
''Beni kırmak mı istiyorsun?''
''Jungkook bak...okumak, yemek içmek kısacası hayatın her yerinde para var. Okulumun bitmesine ise 3 ay. Bir şekilde çalışmam gerekiyor.''
''Part-time iş yaparsın? Hatta buldum! Biliyorsun ben yemek konusunda berbatım. Bu yüzden sürekli dışarıdan yemek yiyorum. Bana güzel yemekler pişirebilecek bir aşçıya ihtiyacım var. Maaşla çalışacak bir aşçı.''
''Jung-''
''Hemen reddetme ya! Ne güzel işte home-office ortam sunuyorum sana. Tabii benim elim lezzetli değil diyor-''
''Tamam. Kabul. Ama yüksek maaş vermeyeceksin. Yoksa giderim.''
''Off sen de hemen tehdit ediyorsun. Bak işte ne güzel birlikte yaşayacağız. Çok eğlenceli olmaz mı?''
Jimin, onun yüzündeki tebessümü görünce, kendisi de gülümsemeden edemedi. Karşısındaki adam 25 yaşındaydı ancak tavşan dişleri yüzünden çocuksu bir gülüşe sahipti.
''Eğlenceli olur olmasına da...İşin için sorun olmaz, değil mi?''
''Ben özel hayatımı işinden ayrı tutan bir insanım. Yani...Bir sorun olmaz.''
''Anladım...Şey ben çok yorgunum da. Uyusam olur mu?''
''Tabii olur. Sen bekle ben ilaç alıp geleyim. Sonra yukarı çıkarız.''
''Tamam, bekliyorum.''
Kumral genç ayağa kalkıp mutfağa doğru ilerledi. Ardından ecza dolabını açıp içinden gerekli olan ilaçları aldı. Tekrar salona döndüğünde, Jimin'in baygın gözleriyle karşılaştı. Cidden yorulmuş olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Player|Jikook|✔
FanfictionGüney Kore milli takımının ve Hyundai Skywalkers'ın gözde oyuncusu Jeon Jungkook ve onun biricik hayranı Park Jimin... •Semekook •Ukemin