14

3.6K 355 120
                                    

Jimin'den aldığı soruyla aşırı heyecanlanan Jungkook hızla başını olumlu anlamda salladı.

Jimin'le bir yerlere gitmeyi çok seviyordu. Ayrıca balo demek dans demek değil miydi?

Sevdiği kişiyle dans etme fırsatını nasıl kaçırırdı? Bunun için salak olması gerekirdi.

"Tabii ki gelirim. Umarım seni yalnız bırakacağımı düşünmüyorsundur Park Jimin?"diye sordu hafif flörtöz bir tonda.

"Gidip gitmeme konusunda oldukça kararsızım aslında. Üniversitede tanıdığım insan yok pek. İçmeyi de sevmiyorum. Gitmem için bir sebep yok ama sen gelirsen eğlenceli olabilir." diye açıklama yaptı.

"Bu senin mezuniyet balon! Tabii ki de gideceksin. Ne zaman balo?"

"Bugün."

Sarışın olanın rahatlıkla verdiği cevap voleybolcu gencin telaşla ayağa kalkmasına sebep oldu.

"Ne?! Kıyafet bakmaya gitmemiz lazım. Hadi, kalk çabuk."

"Jungkook gerçekten gerek yok. Dol-"

"Beni kıracak mısın?"

"Tamam...gidelim ama abartmak yok tamam mı?"

"Hıhım."

Yaklaşık 3 saat sonra...

"Sana abartmayalım demiştim." diye sızlandı Jimin yere koydukları poşetlere bakarken.

Jungkook'un yoğun ısrarlarına dayanamayan Jimin o ne söylediyse almıştı. Sonuç olarak bir sürü poşetle eve dönmüşlerdi.

"İlk kez mezun oluyorsun, tabii ki abartacağız. Hem insanlara ne kadar mükemmel olduğumuzu gösterelim."

İkili aldıkları kıyafetleri giymek adına odalarına çekildiler. İkisinin de midesinde hoş bir sızı vardı.

Heyecanına yenik düşen Jungkook bir türlü kravatını bağlayamamış, el mahkum odasından çıkıp Jimin'i beklemeye başlamıştı.

Hazırlanan sarışın, elinde kravatla kendisine bakan masum genci görünce dayanamayıp hafifçe tebessüm etti.

Jungkook, suçlu bir çocuk edasıyla bakıyordu sevdiği adama.

"Şey....Heyecandan bağlayamadım."

"Gel buraya."

Duyduğu cevapla hızla Jimin'in yanına ilerleyen kumral genç, elindeki kumaş parçasını aşık olduğu adama uzattı.

Kravatı eline alan Jimin, daha rahat bağlamak için karşısında duran bedene biraz yaklaştı.

Kravatı boynundan geçirdikten sonra bir adım daha attı sevdiği adama doğru. Kalbi hızla atmaya başlarken titrek bir nefes verdi. Hafif titreyen elleriyle kravatı bağladığında, geri çekilmek icin hamlede bulundu.

Fakat belini sahiplenici bir şekilde tutan el buna engel oldu. Heyecanlı bakışları Jungkook'unkileri bulurken gergince gülümsedi.

Yanağına beklemediği, tüy kadar hafif, bir öpücük konduğunda ise nefes almayı bıraktı.

"Teşekkür için." diye açıklama yaptı kumral olan.

"Peki..."diyerek ağzından çıkabilecek tek kelimeyi çıkardı Jimin.

Bir süre öylece durdular.

Fakat artık gitmeleri gerekiyordu. Bu yüzden istemeye istemeye ayrıldılar.

Tamamen hazır olduklarında arabaya atlayıp balonun yapılacağı mekana doğru ilerlemeye başladılar.

...

Player|Jikook|✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin