Ayaz'dan
Aradan geçen 2 günde Güneş ile baya konuşmuştuk. Çok güzel bir kızdı. Onu beğeniyordum.
Bir arkadaşım polisti ve 2 gün önce Erol beyin ifadesini almak için hastaneye gelmişti. Güneş'i tanıyor mu diye sorduğumda iş arkadaşım demişti.
Koridorda yürürken Elif hemşire koşarak yanıma geldi.
"Hocam hemen acile gelmeniz gerekiyor."
"Konu ne Elif?"
"Hocam trafik kazası. Ağır yaralı. İki hasta var. Erkek olan hasta ile Eren hoca ilgileniyor. Ama kadın hastanın durumu kritik. 26 yaşında. Beyin kanaması geçiriyor olabilir. Hamile. 37 haftalık."
Elif hemşire bana bunları söylerken aynı zamanda acile giriş yaptık. Hemen hastanın yanına gittim. Kanaması vardı.
"Elif hemşire, kadın doğuma haber ver. Aynı zamanda bana 2 asistan doktor gönder. Kim olduğu fark etmez."
"Hemen hocam."
Diyerek yanımdan ayrıldı. O arada kadının gözbebeklerine baktım. Tepki vardı.
5 dakika sonra Elif hemşire ve 2 asistan doktor geldi.
"Hocam kadın doğuma haber verdim geliyor."
"Tamam Elif hemşire. Mine, hastayı hemen BT'ye alalım. Beyin kanaması riski var. İç kanama olup olmadığını öğrenmek için hemen BT'den sonra tomografiye alalım sonuçları en fazla 30 dakika içinde istiyorum. Hızlı ol!"
"Tamam hocam"
Dediğim gibi 30 dakikada sonuçlar geldi. İç kanama ve beyin kanaması yoktu. Ama beyin sarsıntısı vardı. Neyse ki ameliyatlık bir durum yoktu. Hemen hastanın yanına gittim.
Kadın doğum uzmanı da oradaydı.
"Hastayı hemen sezaryen doğuma almam gerekiyor. Onayınız var mı? Herhangi tehlike olmadığına eminsiniz değil mi?"
"Evet eminim. Alabilirsiniz. Kafasını çok sarsmayalım yeter."
"Teşekkürler. Ellerinize sağlık"
Diyerek yanımdan ayrıldı. Bende hemen odama geçtim.
1 saat boyunca dosyalarla ilgilendim. Ardından kapı çaldı.
"Gir"
İçeriye giren kişi Güneş'ti.
"Selam. Ben babam hakkında bir şeyler öğrenmek istiyorum. Müsait misin?"
"Evet müsaitim. Buyur gel."
"Biz tam olarak ne zaman çıkarız? Ve ayrıca bir tehlikenin olup olmadığını merak ediyorum. Dikkat etmemiz gereken şeyler neler. Bunları öğrenmek istiyorum."
"3 gün sonra taburcu olabilirsiniz. Herhangi bir tehlike yok. Sadece yaranın olduğu bölüme 15 gün kadar su değdirmemelisiniz. Ayağa kalkarken, otururken yarasını fazla zorlamasın. Yarası henüz çok taze. Dikişler açılabilir. Mümkünse katı besinler çok fazla tüketmemeye çalışalım. Muz gibi kabız yapacak şeylerden uzak duralım. Kendini sıkamaması için bunlar gerekli. Kabız olmamasına dikkat edelim lavaboda kendini sıkmamalı. Ve çok fazla yorulmasın."
"Tamam. Merak etme, söylediğin her şeye dikkat edeceğim."
"Rica ederim. Ne demek görevim. Eğer istersen bir kahve içelim. Ne dersin?"
"Olur."
Telefonu elime aldım ama öncesinde neli içmek istediğini sordum. Babasının ameliyat olduğu gün sade götürüyordum ama yine de sormam gerektiğini düşündüm. Beni yanıltmayarak sade içmek istediğini söyledi. 2 sade kahve söyledim.
Kahveler geldi ve içmeye başladık. Aynı zamanda havadan sudan sohbet ettik. Ve birbirimizin numarasını aldık. Bir nebze arkadaş olduk. Bana her daim yazabileceğini, ve beni her daim arayabileceğini söyledim. O da aynı şeyleri bana söyledi. Ve daha sonra gitti.
Nedense gidince boşluğa düştüm. Ve sanırım biraz üzüldüm. Neden bilmiyorum ama sohbeti çok güzeldi. Akıcı konuşması, sesi çok güzeldi. Kumral saçları, kahverengi gözleri beni fazlasıyla etkilemişti. Ve sanırım sağ göz bebeğinde doğum lekesi gibi bir şey vardı. Çok belli değildi ama dikkatli bakıldığında görünüyordu. Bu renk bal sarısına benziyordu. Sağ gözbebeğinin sol üstündeydi bu leke.
O gittikten sonra moralim bozulduğu için acile indim ve hastalara bakmaya başladım. Bir yaşlı teyzeyi getirdiler ambulans ile.
Yine ve yine Elif hemşire yanıma geldi ve"64 yaşında. Kadın. Kalp krizi. Yolda 2 kere kalbi durmuş. Ama arkadaşlar çalıştırmayı başarmışlar. Şu an tansiyonu çok düşük. Nabzı çok yavaş. Ambulansı küçük torunu aramış. Onla da arkadaşlar ilgileniyor."
Dedi.
"Tamam Elif teşekkürler. Sen gidebilirsin."
Hastayı hemen acil müdahale odasına aldım. Nabzı aşırı yavaştı. Monitörden çıkan ses birden alarm vermeye başladı. Hastanın kalbi 3. Defa durdu."Hemen defiyi getirin! Hastanın kalbi durdu. Çabuk olun!"
Hemen defiyi getirdiler.
"200'e ayarlayın! 1, 2, 3 şokla!"
Olmadı.
"250'ye şarj et! 1, 2, 3, şokla!
Yine olmadı.
"300'e şarj et! 1, 2, 3, şokla!"
Ve yine olmadı...
"350'ye şarj et!"
"Ama hocam-"
Demeye kalmadan sözünü kestim.
"Sana 350'ye şarj et dedim! 1, 2, 3, şokla!"
Olmadı... Kadının kalbinin tam ortasına bir yumruk geçirdim. Birden monitörden bir ses geldi kulaklarıma. Dıt... dıt... dıt... İşte bu! Kadın yaşıyor. Başardım...
"Hemen ameliyathaneye götürün. Geliyorum."
Hasta ameliyathaneye giderken bende hazırlanmaya başladım. Ameliyata 2 uzman doktor ve 3 asistan doktor olarak girdik. Ameliyat başarıyla sonuçlandı. Kadının yakınları geldi ve onları bilgilendirdim. Yoğun bakıma aldık ve ben hastaneden çıktım. Eve gidip uyumak isterken bir markette kargaşa olduğunu gördüm. Esnafa sorduğumda ise içerde 1'i çocuk 6 rehine olduğunu söyledi. Polisler buradaydı elbette ama ben yine de Güneş'i aramak istedim.
"Alo. Güneş merhaba. Burda bir olay var. Kadıköy'de bir markette. O olaydan haberin var mı?"
"Evet haberim var. Eğer istersen gelebilirim. Karakolda işim yok."
"İşin yoksa gelmeni isterim. Ve ayrıca bende burda kalmak istiyorum. Bir durum olursa müdahale etmek için"
"Tamam ben geliyorum."
"Bekliyorum"
Çok geçmeden Güneş geldi ve ekibe katıldı.
Ardından marketin içinden bir adam rehinenin başına silah dayalı bir şekilde dışarıya çıktı. Ben öne atıldım ve;
"Saçmalama ve o kızı bana ver. Bak ne kadar çok korkmuş. Yapma. Hadi ver o silahı bana."
Dedim bir adım yaklaştım ve bir silah sesi duyuldu. Karnımda hissettiğim acı inanılmazdı. Yaraya baktım. Ama kandan dolayı hiçbir şey göremedim. Acıyı hissettiğim bölgede bana tehlike yaratacak bir organ yoktu. O an Güneş'in bağırışını duydum.
"Ayaz!"
Yere yığıldım. Gözlerimi kapatmak istemedim ama karanlık beni kollarına hapsetti.
Bölüm nasıldı aşklarım?
Sizce Ayaz iyi olacak mı?
Sizce Ayaz Güneş'ten hoşlanıyor mu?
Yazım yanlışları için özür dilerim.
Sizi seviyorum bayyyysss.
Yorum+vote=DAHA ÇOK BÖLÜM ATAN YAZAR❤️886kelime.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Elbisesi
RandomBen bir polistim. O ise bir doktor. Birimiz hayat kurtarırken diğerimiz suçluları yakalamak için canla başla çalışıyordu.