"Anneannem orospu değil baba..."
"Ne?"
"Sana bunu yapan dayılarımmış baba..."
"Güneş sen ne dediğinin farkında mısın? Ne demek dayılarımmış? Emin olmadan konuşma."
"Baba sorgularına girdim. İtiraf ettiler. Nöbetçi savcıya sevkettim."
"Güneş... Ben ne diyeceğimi bilemiyorum."
"Senin değil onların bir şey demesi gerekiyor baba. Benim evde olmadığımı hesaplayıp seni öldürmeye çalışmışlar. Seni kaybedebilirdim baba."
Dedim. Ve ağlayarak babama sarıldım. Babam da bana sarıldı. Aradan kaç dakika geçtiğini bilmiyorum ama bir süre sonra kapı tıklandı. Ben babamda ayrılırken babam
"Gir"
Diye seslendi. Kapı açıldı içeriye Ayaz girdi.
"Erol bey polisler ifade almak için geldiler. Eğer kendinizi iyi hissediyorsanız onları içeri alalım. Ama eğer iyi hissetmiyorsanız yarın gelebilirler."
Babam bana onay istercesine baktı. Gözlerimi kapattım açtım.
"Gelsinler"
Dedi. Ayaz kafasını sallayarak odadan çıktı. Daha sonra içeriye bizim ekipten 2 kişi girdi. Babamı tanıdıkları için resmiyete girmediler.
"Erol amcacığım. Nasılsın iyi misin?"
Dedi ekipten Murat.
"İyiyim koçum iyiyim. 2 kurşun mu öldürecek beni?"
Dedi ve güldü.
"Oh çok şükür. Erol amcacığım şimdi sende emekli polissin. Biliyorsun ki ifadeni almamız gerekiyor. Şimdi mi alalım yoksa yarın mı?"
Hemen lafa atladım.
"Yarın al Murat bugün dinlensin."
Babam tam itiraz bayraklarını açacaktı ki
"İtiraz yok baba"
Diyerek onu susturdum.
"Tamam komiserim."
Dedi ve babama döndü.
"O zaman Erol amcacığım yarın görüşürüz"
"Görüşürüz Murat"
Dedi babam. Ve Murat ile arkadaşı babama geçmiş olsun diyip gittiler.
"Kızım ben iyiydim. Şimdi alsalardı keşke ifademi."
"Hayır baba. Sen bugün dinleneceksin. Bende seni kapıda bekleyeceğim."
"İşte buna izin vermem. Eve gidip uyuyacaksın."
"Hayır baba. Burda kalacağım. Ve sende burda dinleneceksin."
Babam benim ne kadar inat biri olduğumu bildiği için fazla ısrar etmedi. Odadan çıktım ve kantine indim. Saatlerdir hiçbir şey yemediğim için açlıktan bayılmak üzereydim. Soğuk sandviç ve meyve suyu aldım. Kantinde yedim ve bir de kahve aldım. Babamın olduğu kata çıkarken telefonum çalmaya başladı. En yakın arkadaşım Özge arıyordu. Sanırım olanlardan haberi yeni oluyordu. Telefonu açtım ve kulağıma götürdüm.
"Alo Güneş. Nasılsın? İyi misin? Erol amcam nasıl? İyi mi? Yaşıyor değil mi?"
Ve ard arda sorularını sıraladı.
"Kızım bir nefes al ya. Başım ağrıyor zaten. Sakin ol biraz. İyiyim ben. Babam da iyi. Uyanık. Ama yoğun bakımda. O sana anlattığım doktor var ya. O girdi babamın ameliyatına."
"NE? Ne dedin sen? Nasıl yani? Şu senin koluna bakan ve senin de beğendiğin çocuk? O MU?
"Ya bir sakin ol. Kulağımın zarını patlattın. Evet o. Babam evden çıkarılırken sağlık görevlisine sordum hangi hastane diye. Onlar da Ayaz'ın olduğu hastaneyi söyleyince onları tehdit edercesine ameliyata Ayaz'ın girmesini istediğimi söyledim. Ama sen sormadan söyleyim. Nedenini bende bilmiyorum."
"Oha kızım. Yuh. Neyse. Sen iyisin değil mi?"
"İyiyim Özge. Az sakin mi olsan acaba?
"Ben sakinim. Neyse hangi hastanedesin söyle de geleyim yanına."
"Yok Özge ger-"
Derken sözümü kesti.
"Gerek var Güneş sus ve hangi hastane olduğunu söyle!"
Sesi biraz yükselmişti.
"Academic Hospital."
"Kapat telefonu 1 saate oradayım"
Dediği gibi yaklaşık bir saat sonra onu karşımda gördüm. Kollarını bir çocuk edasıyla açtı ve bana doğru koştu. Bende ona ayak uydurdum ve kollarımı iki yana açtım. Üstüme atladı ve resmen beni boğarcasına sarıldı.
"Çok özledim kızım."
"Özge tamam bende özledim de beni boğuyorsun şu an."
"Ayyy pardon. İstemeden oldu. Ne yapayım. Çok özlemişim."
Bunu derken sarılışı gevşemişti. Biraz daha sarıldıktan sonra benden ayrıldı.
Özge bana iyi geliyordu. Kardeşim gibi görüyordum onu. Babamdan sonra en değerlimdi o benim...
Özge hakkında ne düşünüyorsunuz?
Diğer bölüm Ayaz'ın ağzından olacak.
Bölüm hakkındaki düşünceleriniz neler?
Yazım yanlışları için özür dilerim.
Sizi seviyorum bayyyysss.
Yorum+vote=DAHA ÇOK BÖLÜM ATAN YAZAR❤️569 kelime.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Elbisesi
De TodoBen bir polistim. O ise bir doktor. Birimiz hayat kurtarırken diğerimiz suçluları yakalamak için canla başla çalışıyordu.