15. Bölüm

10 1 0
                                    

Ayaz'dan

Güneş telefonunda başkomiserine konum attı ve telefonu ayakkabısının içine koydu. Telefon kırılsa bile bizi bulabilirlerdi.

Çünkü Güneş telefonu gizledikten sonra o adamlar bizi arabanın içinden çıkardı.

Bize koklattıkları mendil yüzünden bilincimizi kaybettik. Aslında nefesimi tutup koklamamaya direndim ama nefessizliğe dayanamadım.

Uyandığımda ellerim ve ayaklarım bağlıydı. Kafamı sola çevirdiğimde Güneş'i gördüm. Onu da bağlamışlardı. O bende önce uyanmıştı.

"Güneş. İyi misin?"

"İyiyim. Sen iyi misin?"

"Evet iyiyim."

Sesimi onun duyabileceği bir şekilde kıstım.

"Telefon yanında mı?"

Kafasını olumsuz yönde salladı. Muhtemelen üstümüzdeki şeyleri alırken telefonu bulmuşlardı. Karşımızdaki kapı açıldı ve içeri birkaç adam girdi.

"Kimsiniz siz?"

Dedi Güneş.

"Patronun selamı var Ayaz"

Dedi içlerinden biri.

"Patronun kim lan?!"

Dedim.

"Begüm patron"

Dedi ve göz kırptı. Pişkin pişkin sırıtıyordu.

"Nerde o?"

Dedim.

"Nerde lan o sürtük? Sizin kime bulaştığınızdan haberiniz var mı?"

"Kimmişsin sen?"

Dedi aralarından biri alayla.

"Okan başkomiserin manevi kardeşi."

Dedi Güneş. Birbirlerine bakıp bir küfür mırıldandılar. 2 kişi dışarı çıktı. Muhtemelen Begüm bunu bilmiyordu ve bu iki kişi ona bunu söylemeye gitti.

Ardından Begüm pisliği içeri girdi.

"Ayaz bebeğim. Çok özledim"

Dedi.

"Sen bittin Begüm. Sen bittin!"

Diye bağırdı Güneş.

"Burdan çıkabilirsen bitirirsin."

"O ne demek?"

Diye sordum.

"Şu demek Ayaz bebeğim. Aramıza giren bu pislik şimdi ölecek ve biz senle Amerika'ya evimize gideceğiz."

"Begüm ona dokunursan yaşatmam seni."

Beni dinlemedi.

"Sen başkomiser buraya gelmez sanıyorsun değil mi? Ama maalesef Begüm bebeğim. En fazla yarım saate gelir."

Güneş'i duymamazlıktan geldi.

"Şimdi sizi yalnız bırakıyorum. O kadar da vicdansız değilim. Vedalaşın."

Begüm'ü hiç bu kadar ciddi görmemiştim.

"Begüm onun kılına zarar gelsin seni bulurum. Bulurum ve öldürürüm."

Göz kırptı ve odadan çıktı. Ama başımıza bir adam bıraktı.

"Güneş ben bunu ilk defa bu kadar ciddi görüyorum. Okan komiser yetişir değil mi?"

"Ayaz bana hiçbir şey olmaz. Rahat ol. Ki ayrıca yetişemezse de seni çok sevdiğimi bil. Babama onu çok sevdiğimi söyle. Ne olursa olsun, her ne kadar beni kırsa da halama onu da sevdiğimi söyle. Ama beni çok kırdı. Bunu bilsin. Dayılarım ve teyzem. Onları da çok seviyorum ama sevdiğim kadar da kızgınım. Çünkü annemin ölümünden hep babamı sorumlu tuttular. Ona vicdan azabı çektirdiler. Eğer olur da ölürsem. Ben annemin yanında sizi izleyeceğim. Ve şunu unutma seni çok seviyorum."

Gözümden bir damla yaş aktı. Güneş görmesin diye başımı çevirdim ama görmüştü.

İçeri Begüm ve adamları girdi.

"Biriniz silah verin bana."

"Begüm ona bir şey yaparsan sana yemin ederim ki seni bulurum."

Adamlardan biri silah verdi.

"Ayaz seni çok seviyorum..."

Dedi. Ve bir silah patladı...





































Bitti.

Yazarken çok duygulandım.😢

Sizce kim vuruldu?(az çok tahmin ediyorsunuzdur...)

Kısa oldu ama idare edin. Başka yazacak şey bulamadım.

Yazım yanlışları için özür dilerim.
Sizi seviyorum bayyyysss.
Yorum+vote=DAHA ÇOK BÖLÜM ATAN YAZAR❤️

442 kelime.

Aşk ElbisesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin