Madrigal -Neden Diye Sorma0.3
Hayat çok garipti. Geçmez dediğimiz anlar geçiyor, alışamayız dediğimiz şeylere alışıyorduk. Şimdi okuldan çıkmış eve dönerken aklımda olan tek şey başlayacağım staj için bir anaokulu bulmaktı. Okul öncesi öğretmenliği okuyordum ve bu sene sondu. 2021 yılında uygulamaya konan müfredata göre ilk sınıftan itibaren staj yapma hakkına sahip olduğumuz için staj gözümü korkutan bir şey değildi, sadece kendime çalışabilecek ve sonrasında da orada devam edeceğim bir anaokulu arıyordum.
İki farklı yerde staj yapmıştım ama bu sefer aradığımda çoktan kontenjanlarının dolu olduğunu ve bir stajyere ihtiyacı olmadıklarını söylemişlerdi. Sanırım kendimi sevdirememiştim.
Mahallenin başında otobüsten indiğimde tam karşıdan karşıya geçiyordum ki benim dalgınlıktan fark etmediğimden mi yoksa çok hızlı geldiğinden mi bilemediğim araçtan acı bir fren sesi yükseldi. Arabanın önü ile bacağımın arasında santimlik bir mesafe kaldığında ağzım şoktan aralanmış ve gözüm dolmuştu.
Arabanın kapısının açılıp kapandığını duydum ama olduğum yerde hareket edemedim. Bizim mahallede kimse bu hızla araba kullanmazdı sokak aralarında çünkü çocuklar sokakta oynarken aileleri herkesin kendi evladı dışarıdaymış gibi onları gözeteceğini bilirlerdi.
"Gökçen abla," diyen Selim'in sesi ile kafamı araba ile bacağımın arasındaki bakışlarımdan kurtulmak adına kaldırdım ve ona doğru baktım. "abla valla seni görmedim, gerçekten çok özür dilerim abla."
Selim, Gökhan'ın küçük kardeşi, yanıma gelmiş kolumdan tutmuş ve bana bir şey olup olmadığına bakıyordu.
"Selim," dedim kolumu elinden çekerken kızgın bir şekilde.
"Abla, Gökhan abimin arabasını kaçırdım valla ondan kaçıyordum seni görsem dururdum."
"Ya duramasaydın Selim ?" Ya çarpacağı kişi ben değil de bir çocuk olsaydı ? "Bilmiyor musun sen buralarda kimse böyle araba kullanmaz, biz kardeşlerimizin neden gönül rahatlığı ile sokakta oynamasına izin veriyoruz Selim ?"
"Ya Gökçen abla," diye sızlanmasını göz ardı ettim.
"Biliriz ki bu mahalleden hızla araba geçmez."
"Abla valla özür dilerim."
"Dur sen Gökhan'ı arıyorum gelip arabasını alsın." derken aynı zamanda da kolumdaki baget çantadan telefonumu çıkartıyordum. "Abla, lütfen arama abimi zaten anladı arabayı kaçırdığımı iyice kızacak."
"Kızsın," Ben zaten o yüzden arıyordum ? Tamam gençliğinin en deli çağlarında olabilirdi ama biraz da çevresini düşünmesi gerekiyordu. Başımıza trafik magandası mı çıkacaktı ?
"Abla Yağız abim araba alacağına söz verdi, şimdi duyarsa vazgeçer lütfen arama bundan sonra mahalle içerisinde otuzu geçersem şerefsizim."
Biraz düşünerek "Tamam." dedim gözünün korktuğuna inanarak yine de içimden onun rahatla arabayı kaçırmasına izin vermek gelmiyordu. "Bir şartım var ama."
"Ne istersen Gökçen Sultan başım gözüm üzerine." derken aynı zamanda yeşil gözlerine yerleşen korku kaybolmuştu. Yağız abi içlerinden en büyük erkek kardeşti ve en esmerleriydi, Gökhan ise onun kadar olmasa da yine esmerdi ama Selim onların aksine yemyeşil gözlere sahipti ve bu gözleri annesi Gülcan teyzeden almıştı.
"Arabayı götürüp abinlerin dükkana bırakacaksın."
"Şimdi mi ?"
"Abla yapma ya, kızla buluşmaya gideceğim bak geç kalıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yağız Yerin Gökçeni
Ficción GeneralMahalle hikayesi. Tamamlandı. "Gökçen," dedi içli içli. "yanıyorum görmüyor musun da." Sıcak nefesi eğildiği için dudaklarıma vurmaya devam ederken siyah olan gözlerinin yoğunluk ile daha da karardığının farkına vardım. Uzaklaşmam gerekiyordu, uzakl...