y i r m i s e k i z

3.1K 306 174
                                    

Iyi okumalaaaaar♡♡♡♡♡♡♡ bol bol yorumlarınızı bekliyorum 💖😌✨️

●●●

O kadar işin ve gücün içinde durmadan kıyafet üretirken başına gelen olaya sadece oflamakla yetinmişti kutu bebek.
Zaten bir şeyler iyi gittiğinde başına hep bir olay gelirdi. Bu seferki ilişkisiyle ilgiliydi.

Jimin'in iki yıl önce sadece bir ay takıldığı kişi, Kim Ajansı'na girebilmek için Namjoon'a maille fotoğraflar yollamıştı.

Bunu nasıl öğrendiğine gelirsek. Kendi işi için Namjoon'un ofisine gidip uzun uzadıya konuşurken laf arasında gelen başvurulardan bahsetmişti hyungu. Evet, kendi ajansına ekleyecek modeller arıyordu. O nedenle de online başvuru açmıştı. Taehyung'un instagramda linkini attığı başvuru formu o kadar ilgi görmüştü ki sürekli olarak mailler gelmiş, sekreterin telefonu bir an durmamıştı.

Neyse ki başvuru bitmişti. O kadar kişi arasından beğendiği yirmi kişi içinde seçim yapacaktı. Kısaca hepsinin profesyonel resimlerini Jimin'e gösterip fikrini almak için sorduğunda kutu bebek o kadar şaşırmıştı ki!

Üniversitede sadece bir aylığına takılmışlardı. Lim Jaebom.

Hayat tesadüfler silsilesi ile doluydu cidden. Yirmi kişi içinden de seçilmez herhalde diye düşünüp rastgele birini beğenmişti.

O günün üzerinden bir hafta geçmişti. Bugün sitesine konulan ve saat 9'da satışa sunulacak ürünleri ile ilgilenmesi gerekiyordu. Koordine bir şekilde hem Taehyung hem de Jungkook geri sayım yaparak linkleri atmıştı.

Jimin fazlasıyla heyecanlıydı ancak ufak bir sorun vardı. Jungkook ile araları çok yoktan bir sebepten dolayı limoniydi. İşin gücün içinde boş olduğu bir öğleden sonrayı Seokjin hyungu ile geçirmek için ona söz vermişti ancak bu sözünü unutup aynı gün Jungkook'a da söz vermişti. Sevgilisi bir saat boyunca anlaştıkları kafede beklemiş hatta iki kez aramıştı. Fakat Jimin telefonunun arabasında kaldığını unutup evde bıraktığını sanmıştı. Geri dönemeyeceği için ise bir iki saatliğine telefonsuz yaşamanın sorun olmayacağını düşünmüştü.

Kısacası, unutkanlığı yüzünden araları limoniydi. Jungkook çok yüz vermiyordu. Bunu hissedebiliyordu. Doğrusu, ona hak veriyordu. Birbirlerine sürekli olarak ilgi vermişlerdi şu zamana kadar ve birdenbire unutulan kişi konumuna düşmek berbat olmalıydı.

Şu an beraber yayın odasındalardı. Jungkook yayından yeni çıkmıştı. Jimin elinde telefonu ile tüm yayını odasından izlerken onun gülüşlerinin sebebi olmadığı için kaşlarını çatmıştı. Tam da görüşürüz millet dediği an ise hemen kalkıp o odaya girmişti.

"Aşkım, bir saat sonra ürünlerim satışta olacak." demişti ve ayağa kalkan Jungkook'un önünde durmuştu. "Harika, değil mi?"

Başıyla onay verdi Jungkook. "Evet, az kaldı cidden." Sesinde çok heyecan yoktu. Sadece normal bir tondaydı.

Anlaşılan başka bir yöntem denemesi gerekiyordu. Dünden beri denediği tek yöntem heyecanlı bir şekilde konuşmaya devam etmekti. Sanki bir şey olmamış gibi. Ama işe yaramıyordu.

Alnını omzuna yasladı. Bir elini tişört giydiği için çıplak kalan koluna atıp aşağı yukarı okşarken "Aptallığımı affet artık." diye mırıldandı. "Böyle mutlu olmam gereken bir günümde seninle soğuk olmak, heyecanımı paylaşamamak çok canımı sıkıyor."

Alnını kaldırıp bu sefer boynuna yaklaştı ve dudaklarını tenine bastırdı. Diğer elini beline sarıp daha da sırnaştı. Bir süre öyle durduktan sonra kafasını kaldırdı ve yüzüne baktı. Görüyordu. Şefkatle bakan gözlerini görüyordu işte.

love among us •jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin