Belki sizi öldürecekler, belki işkence edecekler, belki öylece peşlerinden sürükleyecekler, belki bir yem gibi ortaya atacaklar ama sizi kendi hayatlarını bile riske atarak koruyadabilirler.
Onlara güvenmek sizin elinizde. Ya onlar için kendinizi yı...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Onların yanında yaptığın herhangi bir aptallık, evde sana çok kötüye patlar. Anlıyor musun? Onlar nasılsa, sende öyle davran. Sakince yerinde oturup, bizi dinle. Belki bir kaç şey anlarsın." ~K
Yapacağım bir aptallık, kötüye mi patlar? Bu bir azarlama şekli, değil mi? Ve ben bunu... Daha önce duydum. Ondan. Beni okul arkadaşları ile tanıştırmaya götürüyordu, bir kaç sene önce. Aynı cümleyi kurmuştu. Bu bir gelişme... Sanırım.
Kararan ve öğlene kadar yağan yağmurun sıcaklığını arttırdığı havada, bir parka gelmiştik. Küçük bir ışıkla aydınlanan kocaman çardak, erkeklerle doluydu. Abimin arkadaşları onlar mıydı?
"Şunlar mı, arkadaşların?" göz ucu ile işaret ederek sordum.
"Evet. Dediğim gibi, sakın bir aptallık yapma." ~K
Tamam, tamam. Sakarlığımı ve utangaçlığımı evde bıraktım. Cidden aptallık yapmayacağım.
Utangaçlıktan emin değilim... Hepsi bu tarafa bakıyor.
K, her yere o kadar sinirli bakıyor ki, gören yanında zanlı getirdi sanacak.
K'e bakayım derken, kendi ayağıma takılıp sendelemiştim. Umarım, kimse fark etmemiştir. Çünkü bu kesinkikle aptallık. Ne gereği var, önüne baksana! Sen zanlı mısın sanki, kardeşisin.
"Bu kız onun kardeşi mi?" diye sordu, aralarındaki en kalıplı olan.
"Evet. Hey! Selam, Angel!" bu, garip çocuk!
Onun burada ne işi var? Tanrım... Cidden abimin arkadaşı mı bu?
"Sen mi söyledin?" diye sordu, en kısa olanları
"Evet. Arayıp söyledi. Ama o aramadan ben fark ettim. Gölgeler kolyeyi istiyor. Ama kolye senelerdir Angel'da olduğu için büyüsü içine işlemiştir." ~K
K, Maki'nin yanına oturdu ve anlamlandıramadığım gözleri ile arkadaşlarına baktı. Daha sonra bana bakıp, sıra ile herkesi işaret ederek, tanıtmaya başladı; "Fuma, Nicholas'ı tanıyorsun, EJ, Yuma, Jo, Harua, Taki ve Maki ile de tanıştın."
"Gölgeler mi?" diye sordu Maki, tanışma kısmını atlatıp, abimin az önce söylediği şeye dikkat ederek.
"Gölgeler ruh emiciler gibi. Onlarla başa çıkamayız. Onlar fark etmediği sürece sorun yok. Kolyeyi onlara verelim." ~Yuma
"Fark ederlerse kızı almaya çalışacaklar. O zaman da kız ölecek." ~Nicholas
"Ölecek miyim? Bu gölgeler tam olarak ne?" diye sordum, hâlâ ayaktayken ve bende K'in boş olan yanına oturdum.
