"Anne, ben çıkıyorum!" sana sarılmadan gidemem.
"Geldim, geldim." koşar adım geldi annem, beni okula yolculamak için. "Normalde bu kadar erken çıkmazdın? Doğruyu söyle, ödevin olan kitabı okulda mı bıraktın?"
"Ne? Hayır annecim. Sadece okuldan arkadaşım geldi, aşağıda beni bekliyor. Artık böyle. Dün de onunla döndüm eve zaten." ~Angel
"Arkadaşın mı? Senin mi?" diye sorarak, gözlerini büyüttü annem.
Hayır, değil. Abimin arkadaşı.
"Hadi, sarılayım. Daha fazla bekletmeden gideyim." dedim ve kollarımı anneme sardım.
"Tamam kızım. Dikkat et kendine. Ben bugün evdeyim. Haberin olsun. Anahtarı bulmak için strese girme yine." diyerek, saçlarımı okşayıp, genişçe gülümsedi.
"Tamam anne. Gelince görüşürüz!" ~Angel
"Görüşürüz!" diye seslendi annem de, arkamdan.
Hızlıca katların merdivenlerini indim ve dışarı çıktım.
"Günaydın." dedim, Maki'ye ve hemen yürümesi için ben yürümeye başladım.
"Sana da günaydın ama... Çok hızlısın." ~Maki
"Yürü, yürü. Annem bakıyor." ~Angel
"Annen mi?" diye sorup, duraksadı."Merhaba!"
MAKİ!!
Yukarıya, Maki'ye el sallayan anneme baktıktan sonra, Maki'yi kolundan tutup çekiştirmeye başladım.
"Neden böyle davranıyorsun? Merhaba ve teşekkürler demeyi unutmamalısın." ~Maki
"Unuttuğumdan değil, çok başka anlar o." ~Angel
"Sevgilin mi sanar? Bence açıklama yapabilirsin. Abinin tanıştırdığını söyle." ~Maki
"Asla inanmaz. Abim benimle konuşmuyor ki, benimle birini tanıştırsın. Gölgeler yüzünden, seni görevlendirdi o kadar. Biz arkadaş olsak bile, annem buna inanmaz. Çok fazla arkadaşım yok. 2-3 tane." ~Angel
"Dün hiçte 2-3 tane gibi durmuyordu." ~Maki
"Dün hiçte merhaba demeyi hatırlamışsın gibi durmuyordu." derince bi nefes aldım. Bu söylediğim kabaydı. "Yani, sadece iki tanesi arkadaşımdı. Diğerleri sınıftaki kızlar. Abimi görmüşler. O yüzden başıma toplanmışlardı."
"Anladım. Yapışık, sevimsiz sınıf arkadaşları." ~Maki
"Hey... Aynısı." diyip gülümsedim.
"Yapma, bundan sonra arkadaşız. Arkadaşların ortak noktaları vardır ve iyi anlaşırlar. Öyle değil mi?" ~Maki
"Haklısın... Arkadaşız." dedim, içimde yankılanan şeyi dışa vurarak.
Bunun bu kadar çok mutlu etmesi normal mi?
Okula gittiğimizde, dersler kısa süre içinde başladı ve birbirini kovaladı. Uzun bir günün ardından, yorgun argın evin zilini çaldım ve annem kapıyı açınca içeri girdim.
"Dört ders matematiği peş peşe koyan songsaeng-nim'i mezarına kadar rahat bırakmasınlar, tamam mı?" kendi kendime söylenerek, odama girdim.
Ama odama girdiğimde, olmaması gereken biri odamdaydı.
"Bir şey mi lazım oldu abi?" diye sordum, şüpheli olduğumu belli etmeden.
Benim odamda ne işi var ki? Bir şey arıyor olsa, bu odaya girdiği yok. Bir şeyini burada bırakamaz. Bir şey lazım olsa, neyin burada olup olmadığını da bilmiyor.
"Ah... Geldin demek. Bende seni bekliyordum. Odanda bekleyebilirim diye düşünmüştüm. Odana daha önce- yani... Kazadan sonra hiç girmedim. Kazadan önce girdim mi, bilmiyorum gerçi." dedi K, şaşırtıcı derecede yumuşak çıkan ses tonu ile.
"K, iyi misin? Hasta mısın? Ateşin mi var? Sarhoş musun? Doğruyu söyle!" dedim, telaşla.
"Ne diyorsun sen? Gayet iyiyim. Ne bu telaş?" ~K
"Neden bana böyle davranıyorsun?" diye sordum, çantamı yere bırakırken.
"Anlamadım. Neyi kastediyorsun?" ~K
"Yok bir şey, boş ver. Neden beni bekliyordun?" ~Angel
"İyice hazırlanmanı söyleyecektim. Aynı zamanda, okuduğun bir kaç kitaba bakacaktım." dedi, yatağıma otururken.
"Ne için hazırlanacağım?" diye sordum, karşısında dikilirken.
"Tabii ki de tatil için. Okul dönem tatiline giriyor, öyle değil mi? Bu haftadan sonra, iki haftanı benimle, çok sevdiğin abin ile, ve benim arkadaşlarımla geçireceksin." dedi, yüzündeki gülümseme ile.
Tanrım... Dualarımı kabul ettiğin için çok teşekkür ederim! Ama abim hortlak gibi oldu böyle de, bir anda değişmesi iyi olmadı sanki.
"Ne kitabına bakacaktın peki?" ~Angel
"Kurtadamlarla ilgili kitaplar okuyor musun?" diye sordu, yatağımdan kalkıp kitaplığıma yönelirken.
"Evet, okuyorum. İlgimi çekiyor. Neden? Sende okumak istiyorsan, bir kaç tane verebilirim." dedim, yanına gidip.
"Hayır, okumak istediğimden değil. Senin hakkında bir şeyler öğrenmek için sordum. Yani... Kurtadamlar hakkında bilgi sahibisin demek." ~K
Evet, evet. Bilgi sahibiyim. Ama "senin hakkında bir şeyler öğrenmek için sordum" kısmına geri dönebilir miyiz?!
"Evet, halk arasında yaygın şeyleri bende biliyorum işte." dedim, heyecanımı belli etmemek için.
"Dün için konuşmam gerekirse... EJ benimle zıt düşünüyor anlaşılan." ~K
"EJ... Lider olan?" diye sordum, ezberleyemediğim isimlerle, hatırladığım kişileri karıştırmamaya çalışarak. Oysaki en başta onun ismini öğrenmek istemiştim.
"Evet. Lider olan. Ne yaptın da onu etkiledin?" ~K
"Etkilemek mi? Aptallığımdan mı etkilendi?" ~Angel
"Hayır, diğer beşi senin hakkında yorum yapamazken yalnızca dört kişi yapabildi. Ben, Nicholas, EJ ve Maki. Nicholas, yakın zamanda iyi anlaşabileceğinizi düşünüyor. Maki, seninle arkadaş olmak istiyor. EJ ise, sende farklı bir şeylerin olduğunu ve bunun herkesi iyi etkileyebileceğini düşünüyor. Benim tam zıttımı düşünüyor yani. Ne yaptın da ona böyle düşündürttün bilmiyorum ama... Umarım EJ'nun dediği gibi olur." diyerek, odamdan hızlı adımlarla çıktı.
Ama ben dün hiç bir şey yapmadım ki...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SHADOW // &TEAM
FanfictionBelki sizi öldürecekler, belki işkence edecekler, belki öylece peşlerinden sürükleyecekler, belki bir yem gibi ortaya atacaklar ama sizi kendi hayatlarını bile riske atarak koruyadabilirler. Onlara güvenmek sizin elinizde. Ya onlar için kendinizi yı...