Belki sizi öldürecekler, belki işkence edecekler, belki öylece peşlerinden sürükleyecekler, belki bir yem gibi ortaya atacaklar ama sizi kendi hayatlarını bile riske atarak koruyadabilirler.
Onlara güvenmek sizin elinizde. Ya onlar için kendinizi yı...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yanağımdaki acıyla, etrafımda bana bakan on çift göz görmüştüm. Gerçeklik bu, değil mi?
"Sonunda! Bizi duymuyor ve görmüyordun! Göz bebeğin bütün gözünü kaplamıştı adeta!" diye bağırdı Taki, ağlarken.
"Gerçek... Siz gerçeksiniz. O bir kâbustu." dedim, hâlâ titrerken.
"Ney bir kâbustu? Ne oldu?" diye sordu Harua, gözleri kıpkırmızıyken. O da Taki gibi ağlamış anlaşılan.
"Hyung, çok mu sert tokat attın?" diye sordu Fuma, K'e.
"Hayır. Gücümü kullanmadım." ~K
"Angel... Bir şey mi gördün?" Maki'ye baktım bir süre. Neden bu garip his Maki'ye bakınca yoğunlaşıyor?
"Seni... Seni görmek istemiyorum. Nedenini bilmiyorum." dedim, gözlerimden akan yaşlarla.
"Neler oluyor, anlatır mısın?" ~Aesook
"Ben ne yaptım ki? Nedeni olmadan sonucu mu olur?" ~Maki
"Yapmışsın işte bir şey." ~Jo
"Suç atma çocuğa be, ne yapmış olabilir? En köpecik o." ~Fuma
"Neyin var, cidden?" ~Nicholas
"Angel?" ~Taki
"İyi misin? Konuş bizimle." ~Yuma
"Evet, korkutma bizi." ~Harua
"Susun! Lütfen! Susun... Acıyor... Çok acıyor..." ellerimle kulaklarımı kapadım ve hepsinden uzağa kaçıp, yere çömeldim.
"Angel."
"Angel, hadi."
"Sadece çık o evden."
"Korkma. Seni koruyacağız."
"Biz yapmadık."
"Sana zarar vermedik."
"Karanlığın ne kadar nazik olduğunu göreceksin."
Beni sarıp, ışığa kendi ile birlikte kavuşturan bedenin kollarında ağlamaya devam ettim.
"Angel, onları dinleme. Duyduğun anda ışığa kaç. Anladın mı? Şu an korkuyorsun, biliyorum ama bunun hiç sırası değil. Çok savunmasızsın. Seni rahatsız etmeyeceğim, yeter ki benimle kal." dedi EJ, beni saran kolların sahibi olduğunu anlamam için.
"Mühürlüsü olduğun için belki onları duyabilirsin EJ." dedi Aesook.
"Hayır. Ama bir his var. O his sayesinde onunla konuştuklarını, ona yanaştıklarını anlayabiliyorum. Bu dördüncü kez oluyor." dedi, bana sıkıca sarılırken.
"Biz gidip onun yatağının yanına hiç gölge kalmaması için ışık koyacağız." dedi Jo, Harua ile birlikte salondan çıkarlarken.
"Hayır. Benim yatağım daha geniş, oraya koyun." ~EJ
"Bir şey yapsana, K oppa!" diye bağırdı Aesook, K'in koluna sertçe vurarak.
"Ne yapabilirim?" diye sordu K, sinirle.
Yine... Lanet olsun, yine böyle... Ya o rüyada, hayır, kabusta da beni önemsemediği için yoksa? Beni önemsedikleri için mi annem ve babamı o halde gördüm? K'i görsem, bu kalp kırıklığından sonra üzülmeyecek miydim?
"Ben onu yukarı çıkarayım en iyisi." dedi EJ ve beni zaten kucaklamışken, daha da nazik tuttu ve yukarı çıkardı.
Kendi yatağıma değil de, onun yatağına yatmıştım.
"Ben geldim." dedi Nicholas, kollarını bağlayıp bir yatakta yatan bana, bir de benden çoktan uzaklaşmış olan EJ'e bakıyordu.
"Siz baskı yapmadınız, değil mi?" diye sordu Nicholas, Jo ve Harua'ya.
"Hayır hyung, ne alakası var?" ~Harua
"Daha çok başındalar, ilerletseler böyle olmayacak." ~Jo
"Söylemeden olmayacak diyorsun yani... Peki. Lan Byun Malak Euijoo, yatsana kızın yanına! Aesook mühürlüsü olduğun için onunla temas halinde olursan kızın daha hızlı iyileşeceğini söylemedi mi? Hem madem sevgilisisin, böyle bir durumdayken onu sarıp sarmalaman gerekir. Azcık adam ol be! Bestiemi kime emanet ediyorum ben?" ~Nicholas
"Eee... Birlikte mi yatalım yani?" ~EJ
"Jeton düştü sonunda." ~Harua
"Bunun jeton sonsuzgen falan sanırım." ~Jo
"Ne kadar çok köşesi olursa o kadar hızlı düşer bir kere. Matematik derslerini hiç mi dinlemedin?" ~Harua
"Susun be, size mi kaldı hyungunuzu eleştirmek? Siz de zıbarın. Hangi birinizle uğraşacağımı şaşırdım. Sinirden köpürüyorum, Angel'a tek bir şey daha olursa ikinizden bilirim. Şunların temas halinde kalmasını sağlayın." sinirle söylenerek, karşıdaki kendi odasına girdi ve kapıyı kapadı.
"Nicho haklı, Euijoo-ya. Benimle uyu." dedim, elimi ona uzatırken.
Susamışım gibi hissediyorum ama EJ bana dokunursa geçecek gibi. Bu his ne böyle, tanrı aşkına?
"Tamam. Rahatsız olursan söyle, sakın çekinme." dedi ve elimi de tutarak, yanıma yattı.
"Dayak yemeyeceğiz..." ~Jo
"Sonunda, ciddi bir moment." ~Harua
"Susun da zıbarın." ~EJ
"İyi geceler... Verdiğim rahatsızlık için üzgünüm. Sabah iyi olduğumda her şeyi anlatacağım." ~Angel
"Sıkıntı yok, hiç bir şey düşünme ve güzelce uyu." ~Jo
"İyi geceler, umarım kâbus görmezsin Angel." dedi Harua, çok içten bir şekilde.
Harua'nın isteğinin kabul olması umuduyla, EJ'in elini tutarken gözlerimi kapadım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
