Aynaya bir süre baktım, kendimi inceledim; gözlerim kıpkırmızı olmuş, saçlarım dağılmış, terlemiştim. Oldukça sefil bir durumdaydım.
Bu paradokstan nasıl çıkacağım?
Nasıl girdim ki?
Korkudan titreyen ellerime baktım. Sonra da karşımdaki aynaya. Her seferinde aynanın karşına geliyorsam, bu ayna ile ilgili bir şeyler olmalı. Aynayı kırabilir miyim?
Önümdeki sabun şişesini yerinden söktüm ve aynaya vurmaya başladım. Plastik olduğu için parçalanmaya başlamıştı ama aynada oluşan küçük çatlak yüzünden gerekirse buradaki bütün sabun şişelerini aynayı kırmak için parçalayabilirdim.
Kollarımdan tutulup tuvaletten dışarıya sürüklenmeye başlayınca çığlık atarak ağlamaya başladım.
Kollarım acıyor ve bu çok korkutucu. Üstelik anlamlandıramadığım bir şekilde aşırı sıcak ve boğazım sıkılıyormuş gibi hissediyorum. Bu acıyı nasıl anlatabilirim?
Beni merdivenlerin başına getirdiklerinde, çığlık atmayı bıraktım. Burada ne işimiz var?
İkisi beni kolumdan tutarken, boğazımdaki acı azaldı ve daha iyi nefes alabilmeye başladım.
Birisi beni sırtımdan ittirdiğinde, merdivenlerden aşağı düşüyordum.
Ben... Acı hissetmiyorum.
Gözlerimi açtığımda, yine tuvalette, aynanın karşısındaydım.
"Abi... Yalvarırım, kurtar beni." diyerek, az öncekine kıyasla daha da şiddetli bir biçimde çığlık çığlığa ağlamaya başladım.
Korkuyorum... Hemde deli gibi korkuyorum.
Biliyorum, bir korkağım. Çünkü ben bundan korkuyorum. Ama en azından bunu başkalarına söylemekten korkmam.
Karanlıkta tek kalmaktan, korku filmlerini yalnız izlemekten korkarım. Korku filmi izlediğim gece tek başıma uyuyamam. Ve şu an, bu benim için bir korku filmi gibi. Bu yaşananlar gerçek olamaz.
Olmamalı!
Olmadığım biri gibi görünmek çok zor. Kırılganım, korkağım, çekingenim, üşengecim ama herkes beni sessiz, sürekli gülen, cesur ve çalışkan biri olarak tanıyor. Herkesin hayalindeki o güçlü ve iyi kız olduğumu düşünüyorlar. Aptalsam ne olmuş? Güçsüzsem ne olmuş? Ben buyum. Karşımdaki aynada gördüğüm yansıma bu. Neden bana bakıp, gerçeği görmüyorsunuz? Neden gördüğünüzde beni yargılıyorsunuz? "Aptal hikaye kızları gibi" herkesi yargılayan, insanların emeğine saygı duymayan aptal bir kızdan başka bir şey değilsin sende.
Tek istediğim, bu durumdan kurtulmak. Korkak olmasaydım, en başından beri çığlık atıp durmasaydım bu aynanın karşına yine bu kadar çok geri gelir miydim?
Tekrar koridora çıktım ve yavaş yavaş, ayaklarımda güç kalmadığı için sendeleyerek yürümeye devam ettim.
Bunun bir sonu yok...
Duvardaki saat hep aynı; 15:25
Önüme siyah gözleri ile bir anda çıkan sınıf arkadaşımla, kendimi bir kaç adım geri attım ve arkamı döndüm.
Bir başka sınıf arkadaşım, yine karşıma çıkmıştı.
Etrafım bu şekilde sarıldığında, çaresizce onların şu an korkunç gelen yüzüne bakmaya başladım.
"Bize katılmaya ne dersin?" diye sordu içlerinden biri.
Kafamda yankılanmaya başlayan ses ve vücudumda açılmaya başlayan yaralarla, hâlâ ortalarında dururken yere eğilip çığlık atmaya başladım.
Yaraların ve sesin verdiği acı sona erdiğinde gözlerimi açtım ve yerden kalktım.
Yine aynanın karşısındayım.
Defalarca kez koridora çıkmaya devam ettim. Ama her seferinde aynı çemberin içinde kalıyordum.
Yine çember.
Yine.
Bir kez daha.
Ve bir kez daha.
Yirmiyi geçtiğine eminim.
Aynanın karşısında, arkamdaki duvara yaslandım ve ağlamaya devam ettim.
Buradan çıkmak istiyorum. Ama ne merdivenlere tek başıma ilerleyebiliyorum, ne de başka bir yere gidebiliyorum. Her seferinde başka bir acı ile karşı karşıya kalıyorum.
Bedenime sarılan kolları hissettiğimde, üzerime bir rahatlama çöktü. Ama yine de ağlamadan duramıyordum. Çünkü bu iş gittikçe korkunç bir hâl almıştı ve sona ermek bilmiyordu.
Duyduğum çıtırtılarla, yaşlardan dolayı bulanık gören gözlerimi açtım. Karşımdaki ayna çatlamaya başlamıştı.
Çatlaklar gittikçe arttı ve bir anda ayna patladı.
Bu beni daha da çok korkuttuğu için, gözlerimi yine kapadım. Ama bu sefer, bedenime sarılı olan kolları yalnızca bana dokunuyormuş gibi hissetmiyordum. Çünkü varlardı. Boğazım sıkılırkenki gibi değildi.
Gözlerimi neden böyle hissettiğimi öğrenmek için açtım. Ama ayna olduğu gibi duruyordu. Yalnızca boydan boya bir kere çatlamıştı.
Bedenimi saran kolları fark ettiğimde, kolların sahibine döndüm. Bu benim daha da fazla ağlamama sebep oldu. Daha ne kadar ağlayabilirim bilmiyorum...
"Abi, çok korktum! Delirdiğimi sandım! Canım yandı! Neden olduğunu bilmiyorum! Uzun süre oradan çıkamadım! Aynaya zarar vermeye çalıştığımda onlar bana zarar verdi!" ağlayarak başıma gelenleri anlatmaya başladığımda, K'in kolları arasında oldukça çaresiz ve güçsüzdüm. Tek yaptığım da ağlayıp zırlayarak ona sarılmaktı.
"Geçti, geçti. Ben yanındayım. Seni korurum. Tehlike kalmadı." dedi K, bana sıkıca sarılırken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SHADOW // &TEAM
FanfictionBelki sizi öldürecekler, belki işkence edecekler, belki öylece peşlerinden sürükleyecekler, belki bir yem gibi ortaya atacaklar ama sizi kendi hayatlarını bile riske atarak koruyadabilirler. Onlara güvenmek sizin elinizde. Ya onlar için kendinizi yı...