16. Ortak Arkadaş

17 4 0
                                    

____________________________☆

'Bir kalp kor gibi yanarken o korun dumanı muhakkak ki, gözlere kaçacak ve o gözleri yaşartacak..'

_

___________________________☆
Gece uyumadığı için kızarmış, çökmüş ve yorgun gözaltlarıyla salonundakı kanepede oturarak kitap okuyordu Poyraz. Ama sadece okuyordu. Gözleri harflerin üzerinde dolanıyordu ama hiçbirşey anlayamıyor, keza bir cümleyi defalarca okuduğu bile oluyordu. Okuduklarını algılayamayacak derecede yorgun ve kafası karışıktı. Kaç gündür dinmeyen baş ağrısı da birşeyler algılaya bilmesine engel olan nedenlerden biriydi. Yorgundu, ama bedenen değil daha çok ruhen yorgundu. Daha 26 yaşı vardı ama ruhu çok yaşlıydı sanki. Ya da o öyle hissediyordu. Yorgun ve yaşlı. Bazen reankarnasyonun var olduğuna bile inanıyordu bu sebeten. Bir insanın ruhu ancak reankarne olmuşsa bu kadar yaşlı olur diyordu. Sonrasa kendini yalanlıyor, saçmalama diyordu. İnanmıyordu tekrardan başka bedende var olduğuna. Ona göre bir ruh sadece bir kes bir bedende var ola bilirdi. Çoğu insana göre bu böyleydi zaten.  Çelişkili insandı, esasta kendisiyle çelişkili.

Geceyi tanımadığı halde sepepsizce evine geri getirdiği gizemli kızın odasında elinde ıslak bezle geçirmişti. Sabaha yakın kızın ateşi düşünce kendisi de salona geçmiş ve kitap okuyordu. Ya da okuduğunu sanıyordu. Kafası muhakkak cevapları olan ama kendisine cevapsız kalan sorularla doluydu. En büyük sorusuysa arkasındakı odada uyuyan kızın kım olduğu ve neler yaşadığıydı. Sormaya çekiniyor, onu incitmekten korkuyordu. Üzerinde kanlı elbisesiyle bulmuştu onu. Ama esas kanın onun kalbinde olduğunu hissede biliyordu. Birşeyler yaşadığı belliydi. Peki bu yaşadığı şeyler Poyrazı etkileye bilir miydi?  Çoktu soruları. Bazıları gerekli, bazıları gereksiz. Bunlara cevap bulmalıydı hem de en kısa zamanda.

"Günaydın"

Deminden beri kapattığı halde hala kitabın üzerinde olan gözlerini kaldırarak sesin geldiği tarafa baktığında kızın çoktan yanına geldiğini gördü. Kitabı usulca sehpaya bırakarak yerinde dikelerek oturdu.

"Günaydın. Öğlenaydın mı deseydim acaba?" Diyerek elini dudak kenarına koyduğu sırada karşısındakı kızın anlamaz bakışlarıyla karşılaştı.

"Artık öğlen de o yüzden söyledim."

"Kaynanam olduğunu bilmiyordum."
Önümden geçerek Poyrazın sağına oturdu.

"İyi misin?"

"Galiba"

"Ateşin var mı baktın mı?"

"Yok. O kadar soğuğu yediğimde kesin ateşlenirim diyordum ama olmadı ateşim."

Poyraz bir kaşını kaldırarak alaylıca Henanın yüzüne baktı.

"Olmadı mı?" Hena başıyla düşünceli şekilde hayır dedi.

"Rica etsem ellerini koklaya bilir misin?"

"Anlamadım ?"

"Ellerini diyorum bir koklasana" Hena gözünü Poyrazdan ayırmadan ellerini kokladı.

"Ne kokusu alıyorsun?"

"Sirke de ama ben hiç sirkeye dokunmadım ki?"

"Dokundun"

"Hayır"

"Ben dokundurdum." Hena gene anlamaz birşekilde Poyrazın yüzüne bakıyordu.

KOR  (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin