6🍂

304 143 335
                                    

Medyada Arda var🍂🖤

🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂

Bir insan nasıl bu kadar darmadağın olabilir ki? Nasıl ölmeği bu kadar çok isteyebilir ki? Hiç düşünmeden kendini ateşin ortasında bırakabilir ki? Zira Henanın kalbi zaten ateşin içindeydi kendisi olursa o kadarda yakmazdı ya canını.

Oda resmen alev almış yanıyor Hena'sa sadece duvara yaslanmış oturup ölümünü bekliyordu. Azrailin her an belireceğini ve nihayet canını alacağını düşünüyordu. Bu yatak bu gün yanmak için süslenmemişti ama kaderi yanmak olmuştu. Bu oda yanmak için bu kadar güzel düzeltilmemişti ama ne edersin ki, yanmaya mahkum olmuştu. Hena da bu gün ölmek için giyinmemeişti beyaz gelinliğini, yanmak için süslenmemişti. Yeni bir hayat için adım atmıştı ileriye ama ayağı tökezleyip ağzı aşağı yere düşmüştü. Kalkamıyordu ve düştüğü yerde ölümünü bekliyordu. Belki de özgürlüğü, yeni hayatı ölmekte görüyordu.

Ölmek istemesi çare miydi derseniz bence çaresizlikti ve o bunu bilmiyordu. Sadece bu acı dünyadan gitmek istiyordu o kadar...

Arda Henayı odaya kilitledikten sonra sakinleşmek için bahçeye indi. O da acı çekiyordu pişmandı belli ama sadece Henayı korumak için yapmıştı her şeyi. Hena ölür, onu bırakır diye çok korkuyordu. Zira ona küsmesini, nefret etmesini ölmesinden iyi görmüş ve bu oyuna dahil olmuştu.

Ama şimdi yaptığı için çok pişmandı. Sevdiği kadının bu hallere düşmesi onu mahvediyor, canını yakıyordu. Oysa ki, sevdiği kadını kurtarmaktı tek amacı. Ne sözler vermişti Hemaya, ne umutlar doğurmuştu küçük kalbinde, ne sevinçler görmek istemişti ela harelerinde ama hepsi ikisinin de boğazına düğünlenmişti. İkisininvde umutları, hayalleri tepe taklak olmuş çöp kutusuna atılmayı bekliyordu.

Affettiricekti kendini Henaya. Ne olursa olsun onu anlamalı hak vermeli diye düşünüyordu Arda. Peki Hena affedebilecek miydi? Babasının gözünün önünde öldürülmesini unutacak ve buna birnevi neden olan adamı affedip sarılacak mıydı sımsıkı? Seni seviyorum diye bilecek miydi tekrardan? Ona güvene bilecek miydi, kendini emanet ede bilecek miydi dersiniz?

Arda karmaşık duyqularla bahçede gezerken öfke kaplıyordu gittikce içini. Onlara bunu yaşatan Ayvazı öldürmek, yok etmek, Henayı bu kadar üzdüğü için canını yakmak istiyordu. Bilmediği tek şeyse onun canını Ayvazdan çok sevdiği adamın yakmasıydı.

"Efendim Ayvaz bey geldi sizi garajda beklediğini söyledi" onu tüm düşüncelerinden alıkoyan şoföre kaydı bakışları. Dediklerini beyninde tekrardan bir tur daha gezdirirken o adamın neden geldiğini de düşünemeden edemedi. Ne istiyordu ki bu adam şimdi? Tüm hayatlarını mahvedip gitmemiş miydi neden geri döndü ki?

Hırs ve öfke sardı beynini ve kalbini, kızqınlıktan tüm kasları gerildi ama birazda korkuyordu sanki. Onlara bunu yaşatan adamı mahvetmek, yok etmek istedi sadece ve aceleyle eve geri dönüp baba yadigarı silahını beline yerleştirdi ve Ayvazın yanına, garaja doğru büyük sıkıntı ve hırsla ilerledi. Henanın canını yakan adamı öldürecekti sadece ve başka çaresi de yoktu.

Garaja girdiğinde Ayvazın arabasına yaslanmış, kollarını göğsünde çarpazlaştırmış bir şekilde onu beklediğini gördü. Arda onun aşşalık suratını görünce daha çok kasları gerildi ve emin adımlarla ona yaklaştı. Ayvaz Ardanın geldiğini görünce yerinde dikleşti ve gülmeye başladı.

"Tam on altı dakikadır seni bekliyorum nerdesiniz küçük damat?" Diye mırıldandı durduğu yerinde yüzsüz gülüşünü hiç kesmeden. Arda keskin ve soğuk bakışlarla gözlerini ona dikmiş susarak ona bakıyordu.

KOR  (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin