KOR (Düzenleniyor)

18. Kördüğüm

"Ben sana çiçek olmak isterken, sen bana diken olmayı seçtin.."

_________________________☆

Zaman kendi hızında geçip giderken gelen misafirler artık gitmiş ev biraz daha eski huzuruna kavuşmuştu. Kanepelere serilmiş üç yorgun beden tüm hücrelerine kadar hüzün ve öfke içindeydi. Üçünün de aynı yerdendi yarası.. Ve aynı sebepten. Hena daha Oğuzun başına gelenlerden habersiz bu günki olayı düşünüyordu. İki kuzenin arasındakı olay ne ola bilirdi ?

"Sizin o gelen çocukla ne alıp veremediğiniz var ?" Birden bire ağzından çıkan kelimeleri geri gönderemeyeceğini anladığı için sanki isteyerek sormuş gibi öne eğilerek oturdu. Oğuz ve Poyraz ilk önce Henaya sonra birbirilerine baktılar. Oğuz tekrar eski pozisyonu alarak başını kanepeye yaslayarak gözlerini kapattı. Onun birşeyler anlatacak halde olmadığını anlayan ikili bir-birine baktıklarında, Poyraz derin nefes alarak konuşmaya başladı.

"Oğuzun 2 yıldan beridir birlikte olduğu bir kız var. Vardı.." Hena konunun arkadaşı Merve olduğunu anlayınca daha da dikkat kesildi. "İsmi Merve. İşte bu Merve bizim Oğuzu kuzeni Muratla aldatmış."

"Ne?!" Hena yaşadığı şoku gizlemeye çalışarak sesini birazcık kıstı "Nasıl yani aldattı? Nerden biliyorsunuz? Olmaz öyle şey."

"Oldu He.. Hanım efendi." Oğuz gözünü açmadan Poyrazın sözlerini onaylamıştı. Hena Poyrazın orada olduğunu unutmuş gibi tekrar sözü aldı:

"Sen yanlış anlamışsındır. Yapmaz öyle şey ya.."

"Nereden biliyorsun yapmayacağını ?"

Poyraz gözlerini Henaya dikmiş sorgular şekilde bakınca Hena yanlarında onun da olduğunu hatırladı. Oğuz gözlerini açıp bir kaç saniye Henanın yüzüne baktıktan sonra konuyu onun toparlaya bileceğini düşünerek tekrar gözlerini kapattı.

"Nereden bileceğim ki ? Yani Oğuz beyin maşAllahı var yakışıklı adam, iyi birine de benziyor. Kim aldatır ki, onu ?" Duyduklarıyla Oğuzun dudakları acı bir şekilde kıvrıldı.

"Her şey görünüşle mi alakalı ? Çok yakışıklıysa aldatılmaz, az yakışıklıysa bakıla bilir, yakışıksız yani bazı çirkin insanların deyimi ile çirkinse mutlaka aldatılmalı öyle mi ?"

"Ben öyle bir şey demedim." Hena çıkıştı.

"İnsanlık hiç mi önemli değil ? Yüz geçici. Kaza geçirirsin yakışıklı suratın param parça olur. Ama kalp.. Esas kalp.."

"Kalpte param parça oluyor Poyraz bey.." Hena Poyrazın sözünü kesti. "Ve inan bana onun tamiri yok. Yüzünü estetikle eski güzelliğine kavuştura bilirsin ama kalp, onu hiç bir şekilde eski haline getiremezsin."

"Konumuz o değil. Neden acıların çocuğuna çevirdin konuyu durduk yere?" Poyraz az daha dikleşerek oturdu.

Hena eliyle yüzüne düşen saçları geri savurdu. "Konuyu en başta değiştiren sensin. Biz Oğuz ve Merveden konuşuyoruz, sense birden bire yakışıklı öyle,  çirkin böyle. Ne alaka yani öyle birşey mi dedim ben ?!" Henanın sesi istem dışı konuştukca yükseliyordu ve farkında değildi. Poyraz tam ağzını açacakken Oğuzun sesiyle durdu. "Yaaa yeter ama vır vır vır. Yemin ederim başım kazan gibi. Bir de sizin tartışmanızı çekemem."

Hena Poyraza kızgınlık dolu bakışlarını göndererek arkaya yaslanırken Poyraz da Oğuzla aynı pozisyonu almıştı. Ortam çok sessiz ve huzursuzluk doluydu. Böyle üzüntü dolu sessiz ortamlarda insanlar sadece kötü anılarını düşünürler. O yüzden Hena bu denli sessizliğin şu an ona kötü geleceğine emindi.