(Vote atmayı unutmayın lütfen :))
Canerin belim de hissettiğim eli yeni hayatıma attığım adımın en büyük cesaretiydi.Evet heryerim titriyordu ama daha birkaç saat önce tanıştığım bu adam bana güven veriyordu.
Yalıya doğru yürürken bahçeye göz attım ama eskiden tanıdığım kimse yoktu.Çalışanlar,bahçe dekoru ve dahası değişmişti ama bu evin bize yaşattıkları hala burada hayattaydı.İnsanlar ölüyordu, hayvanlar ölüyordu ama acılar bizden sonrakilere kalan en büyük mirastı.
Yalının kapısına geldiğimizde kalbim çok hızlı atıyordu, bayılmak üzereydim.Ama ben buraya intikam için geldim ve hayatta hiç olmadığım kadar güçlü durmam gerekiyordu.
İçeriye girdiğimde evin dekorasyonunun da değiştiğini gördüm.Giriş kısmında geniş bir avize vardı,üst kata doğru cıkan 2 ayrı merdiven bile değişmişti.Bana cehennemi yaşatan o evi cennetim haline getirecektim.
Caner evin çalışanlarını salona topladı.Hiçbirini tanımıyordum,en azından derya denen o kadın yoktu.Aşçı Semra abla,Bahçivan Ali amca,hizmetliler bade ve nade.Gerçekten hepsi tatli insanlara benziyorlardı.Meraklı gözlerine bakılırsa yeni oldukları için hiçbiri beni tanımıyordu.
"Kıvılcım Hanım Berat Bey'in ilk eşinin kızı.Bundan sonra bu evde bizimle ve işlerin başında olacak.Berat Bey'e gösterdiğiniz saygının aynısını Kıvılcım Hanım'a göstereceksiniz."
Çalışanlar beklediğimin aksine sıcak insanlardı, sayelerinde yalnız hissetmeyeceğimi anladım.
Canerin söylediklerinin içinde 2 şey dikkatimi çekti.Birincisi ilk eşinden demesi; babamla yıllardır görüşmüyorum,ona dair tek birsey bilmiyorum ama annem dışında da evliliği olduğunu öğrenmek üzülmeme sebep oldu.İkincisi babama saygı duymalarıydı.Bir anlığına da olsa onun iyi biri olabileceğini düşünmeye çalıştım ama zihnim buna engel oldu.
Canerle göz göze geldiğimizde çalışanları gönderdi ve dördümüz üst kattaki geniş bir çalışma odasına girdik.Evet babamın yaptığı tüm pislikleri öğrenmenin vakti geçiyordu bile.Kimdi benim babam? İyi bir adam mıydı yoksa kötü mü? Bana hayatı öğretmesi gerekirken acıyı öğreten bir babadan fazla beklentim yoktu.
Odaya girdiğimizde büyük bir masa bizi karşıladı.Dosyalar masanın üzerinde dizili bir halde duruyordu.Işıkla bu kadar çok dosyayı bir arada görünce ağzımız açık birbirimize bakakaldık.Caner ve Mert bu halimizi görünce sırıtmaya başladı.
"Ne gülüyorsunuz acaba?"
Bu tepkimden sonra daha da çok gülmeye başladılar.
"Beyler umarım bunların hepsi mirasla ilgili değildir."
Işığın dediğine kafa salladıktan sonra masadaki boş sandalyelere yerleştik.Caner çıkarttığı dosyayı önüme koyup bana babamın elindeki mal varlığı anlatmaya başladı.
Yanıma sandalyesini çektiğinde dizlerimiz değdi.Normal de temas edince etkilenecek biri değilimdir ama Canerin dizi bile irkilmeme sebep oluyordu.Kafamı sağa cevirdiğimde yüzlerimiz yakındı ama o hâlâ kağıda bakıp bana birşeyler anlatıyordu.Yüz hatları insan da beklenmedik bir etki yaratıyordu, dudakları hafif dolgun, saçları ise çoğu erkeğe göre gürdü.Caner gibi bir adamın yalnız olması imkansızdı.Kendimi çoğu zaman güzel bulmama rağmen bir anlığına Canerle birlikte olduğumu düşündüm ve kendimi ona yakıştıramadım.
Ona kim bilir ne zamandır bakıyordum ki Işık ve Mert'in odadan çıktığını fark etmemiştim.Caner bana sesleniyordu ama tüm dünyayla ilişkimi kesip ben ona odaklanmıştım.Hafifce kolumu dürttüğünde gerçek dünyaya döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateşten Yuva
Romanceİnsan sevdiği şeyden nefret etmeye ikna edebilir mi kendini? Neden etsin ki değil mi sonuçta sevmiş. Hayır.İnsan en çok sevdiklerinden dolayı acı çeker ve nefreti onlara yakıştırır. Bu Kıvılcım'ın kendisinden,ailesinden, geçmişinden ve en önemlisi...