Patron

48 27 3
                                    

(Vote atmayı unutmayın lütfen!)

Neydi bu hikayede Caner ve benim payımız,kimdik biz bu hikayede? Babamı annemi aldattığı için affedemezken masum kadınları fuhuşa zorlaması dayanılır birşey miydi benim için?

İntikam için gelmiştim buraya.Ölü bir adamdan alacağım intikam ondan geri kalanlardan alacağımdı.Buydu benim felsefem,kişiye değil o kişiden kalanlara ödetirdim bedeli.Ama ben tam herşeyi eride bırakayım derken,mezarında bile rahat bırakmadı beni.Bana yaptıkları Canerin yaşadıkları yanında bir hiçti.Bencildim ama bu bencilliği şuan farkettim.Karşımdaki adam tek cümleyle arama duvar örmüştü.

Caner söylediğinden sonra ben kendime gelemeden odadan çıktı.Birkaç dakika sonra peşinden gttim.Evin her yerinde Caneri arıyordum.

"Caner neredesin!?"

İlk defa ona caner demiştim.İnsana huzur veren bir ismi vardı.Salona geldiğimde Mert ve Işık da arkamdan geldi.

"Kıvılcımcım bir sorun mu var,caner nerede"

"Bilmiyorum,onu kızdırdım ve birden çekip gitti."

Bu söylediğimden sonra Mertin yüzündeki ifade değişti.Sanki ne olduğunu anlamış gibi öfkeyle,suçlarcasına baktı yüzüme.Mert gerçekten yakışıklı ve Canerin aksine rahat biriydi ama belliki zaafı Canerdi.Işık bi Merte bi bana bakıp nolduğunu anlamaya çalıştı.

"Sorun ne aşkolar?"

Mertin Canerle ilgili birşey söylemeyeceğini anladığım için birşey belli etmemeye karar verdim.

"Mert Caner Beyi nerede bulabilirim?"

"Yalı da yoksa sahile yürüyüşe gitmiştir.Genelde sinirliyken orada olur."

Mertin keskin cümlelerinden dolayı Işık da bir sorun olduğunu anladı ama göz teması kurduğumuzda daha fazla üstüme gitmedi.

Yalıda olmadığını biliyordum bu yüzden sahile gitmem gerektiğini düşündüm.Hemen üzerime rahat bir eşofman takımı geçirip dışarıya çıktım.Saat öğleden sonra 7'yi çoktan geçmişti.Sahile yaklaştığımda telefonumu elime alıp önceden beni aradığı numaraya yazmaya başladım.

Hıyarsı Salatlığa Bir Mesaj Gönder

-Caner Bey neredesiniz?

-Caner Bey sizi her şekilde bulacağımdan şüpheniz olmasın.

-Geliyorum.

Mesajlar çift tikdi ama caner bakmıyordu.Ona ilk tanıştığımız gün bana kurduğu cümlelerle neredeyse aynı cümleleri kurdum.Sahile indiğimde yürüyüş yolu üzerinde koşar adım yürümeye başladım.Daha önce burda yaşadığım için az çok biliyordum bu yolları.Tam ümidimi kesip geri dönecekken Caneri denizin önündeki bankta gördüm.Üstünde ilk defa rahat kıyafetler görüyordum ve bu tarz ona yakışıyordu.Ürkek adımlarla yanına gittiğimde geldiğime şaşırmış olmalı ki kaşlarını kaldırdı.

"Oturabilirmiyim?"

"Tabiki Kıvılcım Hanım.Siz benim patronumsunuz benden rica etmemelisiniz."

Alaycı bir şekilde güldüm.Birbirimizle aramızda sıradağlar olduğu kadar incecik ipek bir çarşaf da var gibiydi.Hem uzaktık hem yakın.

"Teşekkürler Caner Bey.Ayrıca daha evrakları imzaladığımı hatırlamıyorum."

"Neden bu işi kabul etmemi istiyorsunuz,neden tüm bu işlerin başına geçmemi isterken bir yandan gözleriniz beni korumak istercesine bakıyor?"

Caner bu söyleyeceklerimi beklemiyor gibiydi.Evet soruyordum çünkü Canerin vereceği cevap benim hayatımı değiştirecekti.

"Sizin bu işlerin başına geçmenizi isteme sebebim beni bu cehennemden kurtarmanız Kıvılcım Hanım.Yalnızca ben değil beni,merti.annenizi,onca insanı ve en önemlisi kendinizi kurtarmalısınız Kıvılcım Hanım."

"Ben korkuyorum,bu cehenneme atılırsam o adam gibi biri olmaktan korkuyorum.Başaramamaktan korkuyorum."

"Korkmayın Kıvılcım Hanım.Bizler aynı balta tarafından kesilen dallarız.Bırakın birbirimize umut olalım."

"Olalım,Caner Bey."

"Bana Caner Bey demenize gerek yok,Kıvılcım Hanım.Siz benim patronumsunuz."

"Evet size bey dememe gerek yok aynı şekilde sizin de bana hanım demenize,çünkü ben peşinden koştuğum insanlara bey demekte hoşlanmam."

Ne demiştim ben?Nereden geliyordu bu cesaret bana sorgulamak lazımdı.Dediğim şeyin etkisiyle Canerin gözleri gözlerimi buldu.Ağzım beynimden bağımsız hareket ediyordu.

"Yani,şey buraya geldim ya ondan demiştim."

"Haklısınız Kıvılcım Hanım.

Ne dersem diyeyim bana hanım demekten vazgeçmeyeceğini biliyordum.

"Haklıyım Caner."

İsmi ağzımdan sular seller gibi aktığında gözlerimiz yine buluştu.Sanki bunu bekliyormuş gibi baktı gözlerime.Sanki artık birinin ismini haykırmasını istiyormuş gibiydi.

Beraber Canerin arabasıyla eve gelirken az önceki rezilliğimden dolayı yüzüne bakmaktan çekiniyordum.Eve geldiğimizde Mert ve Işık içeride langırt oynuyordu.

"Ağla Minikkkk!Kızım 5-0 yeniliyorsun be!"

"Turşu suratlı herif,senin gibi kaba birine Mert ismini kim koyduysa artık."

Gülmeye başladığımda üçü de bana bakıyordu.Bakışlarını üzerimde hissettiğimde yanlış birşey yaptığımı düşünüp sustum.

"Kıvılcım Hanım,üst kata çıkıp imzaları tamamlasak."

Canerin dediğinden sonra üst kata çıktık ama benim aklım onun yaşadıklarındaydı.Öfkeli miydi bana yoksa içindeki çocuğun merhametiyle mi yaşıyordu?

"Bu evrakları imzaladığınızdsa tüm mal varlık artık sizin olacak Kıvılcım Hanım.Şu saatten sonra tek hareketinizle önünüze dünya serilecek gücü elde edeceksiniz."

"Caner ben bu söylediklerini anlamam.Bana tüm bu pisliği temizleyebileceğimi söyle.Yoksa ne anlamı kalır."

"Kıvılcım Hanım Berat Bey'in üstü olan asıl liderler var.Bu liderler yüzünden şuan burdasınız.Eğer hamlelerinizi açık sergilerseniz şah-mat maç biter.Bu piyasada yönetim çocuğa geçtiği için tek mirascı sizsiniz."

Sinsi bir gülümseme yerleşti dudaklarıma.Nedenini bilmiyordum ama içimdeki ateşk kötülüğe sürüklüyordu beni.

"Oyuna başlayalım o zaman Caner."

"Nasıl isterseniz Kıvılcım Hanım."

Şimdi ikimizde sırıtıyorduk,sanki birbirimizi anlıyor gibiydik.Bizi bu yola bir imza sokuyordu ve biz buna çoktan hazırdık.Ca<nerin elime uzattığı kalemle dosyaya imzamı attım.

"Hazırmısın Caner?"

"Hazırım Patron."

Gözlerimizdeki heyecanı birbirimize göstermek istercesine bakışıyorduk.Kıvılcım Hanım demiyordu,patron diyordu.Aramızdaki dağlardan biri daha çekildi o an.

Ben artık bataklığa kurulmuş bu imparatorluğu tertemiz bir okyanus suyuna taşıyacaktım.Ben cehennem ateşinin Kıvılcımı olarak yepyeni bir ateş yaratıp içimizi ısıtacaktım.



Ateşten YuvaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin